| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 26 |
| Tarih: | 02.12.2021 |
AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin 13'üncü maddesi, usta öğretici sayısının artırılması amacıyla, mesleklerinde en az on yıl usta olarak çalışanların iş pedagojisi kursu sınavına doğrudan katılabilmeleri yönünde bir düzenleme öngörmektedir. Sayısı 90 bini aşan usta öğreticiler, mesleki eğitim açısından gayet önemli bir işleve sahiptir ancak usta öğreticilerin özlük hakları son derece yetersizdir. Usta öğreticiler 657 sayılı Kanun'da belirtilen bütün sorumlulukları yerine getirmelerine rağmen devlet memurlarına verilen haklardan yararlanamamaktadır. Ayrıca prim süreleri ve miktarları yeterli olmadığı için emeklilik imkânları kısıtlıdır, iş güvenceleri olmadığı için işsiz kalma riskleri yüksektir ancak işsizlik maaşından faydalanmaları da mümkün değildir. Düzenleme sadece usta öğreticilerin sayısını artırmakta, özlük haklarıyla ilgili bir iyileştirme öngörmemektedir. Teklifin tümünde olduğu gibi bu maddede de ihtiyaçlardan uzak düzenlemeler, geçici çözümler, paydaşların taleplerine, beklentilerine yanıt vermeyen değişiklikler öngörülmektedir. Yasama mantığına yakışmayan ve tali komisyonları etkisiz kılan kanun tekliflerinin kifayetsiz ve gerçeklikten kopuk olması elbette doğaldır.
Değerli arkadaşlar, memleketimle ilgili vahim bir konuya da değineceğim. Aydın ve Denizli'ye içme ve sulama suyu bağlayan Büyük Menderes Nehri son yıllarda yaşanan kuraklık ve iktidarın yanlış politikaları nedeniyle artık havzayı besleyemez duruma gelmiştir. İktidar göz göre göre gelen tehdidi vakitlice önleyememiş, gerekli tedbirleri almakta gecikmiş, özellikle çiftçilerimizi susuzluğa mahkûm etmiştir. Su kaynaklarının tükenmesiyle birlikte iktidar iki yıl süreyle bölgedeki arazilerin yüzde 50'sini susuz bırakma kararı almıştır. Araziler 2 eşit parçaya bölünerek her yıl bir parçası susuz bırakılacaktır. Kendi artezyeni olan üreticilerden de ilave ücret alınacaktır. Gelinen noktada tedbirler alınması elbette gereklidir. Havzadaki akarsu ve yer altı suları korunmalı, mevcut kapasite en iyi şekilde değerlendirilmelidir. Ancak bıçak kemiğe dayanana kadar neden beklenmiştir? Kapasite ve risk analizleri zamanında yapılarak neden tedbir alınmamıştır? Koçarlı ve Bağarası Ovası için planlanan kapalı sistem sulama projesi neden hâlâ tamamlanmamıştır? Damla sulamanın teşvikine neden bugüne kadar öncelik verilmemiştir? İktidarın hatalarının bedelini neden Aydınlı üreticilerimiz ödemek zorunda kalmaktadır? Üreticilerimiz zaten borç batağında çırpınmakta, haciz ve icralarla boğuşmaktadır. Girdi maliyetleri inanılması zor düzeylerdedir; bir de bütün bunlara iktidarın yanlış ekonomi politikaları eklendiğinde, üreticilerimiz âdeta iflasa, yok olmaya terk edilmektedir. Sadece tarımda değil, hayvancılıkta da tehdit söz konusudur. Hayvancılık için hayati önemdeki mısır silajı üretimi de sulama eksikliğinden dolayı riske girecektir. Bu koşullarda yapılması gereken, bölgedeki üreticilerden alınan her türlü vergi ve ücretten feragat edilmesi, destek ve teşviklerin de zamanında, hatta zamanından önce ödenmesidir.
Değerli arkadaşlar, iktidarın beceriksizlerinin bedelini her zaman vatandaş ödemek zorunda kalmaktadır. Sadece Büyük Menderes havzasındaki su değil, tüm ülkedeki kaynaklar tükenmeye yüz tutmuştur; vatandaşın da sabrı tükenmiştir. İktidar, Büyük Menderes Nehri'ndeki kuraklıktan da Merkez Bankasının kasasının kurumasından da birincil derecede sorumludur. Türkiye'nin başına gelmiş büyük felaket, bu iktidardır.
Ülkemizin en kısa sürede seçime gitmesi temennisiyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)