GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 1'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:29
Tarih:07.12.2021

İYİ PARTİ GRUBU ADINA ENEZ KAPLAN (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Kamu Denetçiliği Kurumu bütçesi üzerine İYİ Parti Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi ve ekranları başında bizleri izleyen vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz bütçe yoksulluk, yolsuzluk bütçesidir. Yirmi yıldır iktidarda ve son dört yıldır Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle yönetmeye çalıştığınız ülkemize yokluk ve yolsuzluktan başka bir şey getirmediniz. Bu bütçe birkaç kişiye sefa, milyonlarca vatandaşımıza cefa ve zulümdür. Bu zamana kadar yaptığınız bütçelerle zengini daha zengin, fakiri daha fakir yaptınız. Eskiden bir orta direk vardı, sayenizde o da ortadan kalktı. Yoksullukla, yolsuzlukla, yasaklarla mücadele sözü vererek iktidara gelen yönetim, bir adım ilerleyememiş, daha büyük yoksulluk, daha büyük yolsuzluk, daha büyük yasaklara sebep olmuştur. Sayıştay denetim raporlarında yolsuzlukla ilgili birçok örnek bulabiliriz. Uluslararası Şeffaflık Örgütünün Ocak 2021 tarihli Yolsuzluk Algı Endeksi'ne göre Türkiye, 180 ülke arasında 86'ncı sırada yer almıştır. Son sekiz yıl içinde en çok gerileyen 5 ülke arasındadır. Özellikle Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte tek kişinin verdiği kararlar, ülkeyi her bakımdan daha da kötüye götürmüştür. Uluslararası alanda ve ülkenin içinde bu Hükûmetin güvenilirliği kalmamıştır.

"Milletvekilleri kanun teklifi verecek." diye başlattığınız bu ucube sistemde, muhalefet milletvekillerinin verdiği önergeler ve kanun tekliflerinin hiçbiri değerlendirilmemiştir. Daha geçen ay Plan ve Bütçe Komisyonunda İYİ Parti olarak milletimizin yararına 19 tane önerge verdik, maalesef hiçbiri kabul edilmemiştir. Bunlardan örnek olarak, EYT'li vatandaşlarımız için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bütçesine 45 milyar lira verilmesiyle ilgili verdiğimiz önerge, iktidarın oylarıyla reddedildi. Bir başka önergemiz de yine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bütçesine 3600 ek göstergeyle ilgili 7 milyar 250 lira ekleyelim dedik yine iktidarın oylarıyla reddedildi. Milletimizin lehine buna benzer 17 tane daha önerge verdik fakat kulaklarınızı tıkadınız, duymazdan geldiniz, reddettiniz. Milletimizin yararına olan verilen önergeleri ve sunulan kanun tekliflerini muhalefet milletvekillerinden olunca hemen reddediyorsunuz.

Değerli milletvekilleri, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte Parlamentonun etkinliği kaybolmuştur. Atanmışların değil, millet tarafından seçilmiş milletvekillerinin ve Parlamentonun saygınlığının yeniden hak ettiği yere getirilmesi gerektiği açıkça görülmektedir.

Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener bu ucube sistemin değiştirilmesi ve yerine iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisini getirdi. Bu sistem çoğulculuğa dayanacak, ülke yönetimi Başbakan ve Bakanlar Kurulunun yetkisinde olacak. Türkiye Büyük Millet Meclisi güçlenecek, hükûmet kurma ve hükûmet etme süresi adil ve serbest seçimlerle oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından belirlenecek. Cumhurbaşkanının bakan atamasında tek yetkili olmasına son verilecek, Meclis dışından bakan atamasının önü kapanacak; bakanlar Başbakan tarafından milletvekilleri arasından seçilecek, bakanlar Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı sorumlu olacak. Mevcut sistemdeki Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yasal düzenleme yapılmasına son verilecek, yasama yetkisi gücü sadece Türkiye Büyük Millet Meclisinde olacak yani milletimizin teveccühüyle sıralarında oturduğumuz Meclis hak ettiği saygınlığa kavuşacaktır.

Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi devletin tüm kurumlarına örnek olma sorumluluğunu her zaman üzerinde taşıyan ülkenin en saygın kurumudur. Elbette ki böyle bir saygın kurumun çalışanlarına verdiği değerin de aynı oranda tüm kurumlara örnek olması beklenir, ancak bu durum maalesef böyle değil. Meclis çalışanlarının acil çözüm bekleyen sorunları bulunmaktadır. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçildikten sonra Başbakanlıktan Meclise gelen personel ile aynı işi yapan ve aynı statüde bulunan Meclis personeli arasında ücret farklılıkları bulunmaktadır. Bu durum personel arasında huzursuzluğa neden olmaktadır. 4/A, 4/B, 4/D gibi statülerin kendi aralarında aynı işi yapıyor olmalarına rağmen maaş ve kadro farklılıkları bulunmaktadır. Bu ve benzeri aksaklıkların düzeltilmesi gerektiği kanaatindeyim.

Görevde yükselme yazılı sınavında en düşük puanı almış ama torpili olduğu için mülakatta kazanmış personelin bulunduğu bir kurumda verimli çalışmadan bahsedemezsiniz; zaten bu durum hakka ve adalete aykırıdır. Yıllardır çalıştığı iş üzerinde kazandığı tecrübe ve birikimleri görevde yükselmede hiçe sayılan bir çalışandan işe sadakatle bağlı olmayı bekleyemezsiniz. Devletin tüm kurumlarına örnek olması gereken Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu tür kayırmalar ve liyakate dayanmayan atamalar yapılıyorken başka kurumlarda daha iyi bir çalışma ortamı sağlanmasından da söz edemeyiz.

Değerli milletvekilleri, Mecliste otuz yılını aşmış ve 1'inci dereceye gelmiş bir memurun maaşı yoksulluk sınırının altındadır. Kurumda bilfiil otuz yılını tamamlamış personelin bir üst unvanla taltif edilmesi liyakat anlamında tamamlayıcı olacaktır. Görevde yükselme sınavında "mülakat" adı altında uygulanan haksız, yanlı, taraflı duruşun bir an önce sonlandırılarak yazılı sınavda en yüksek puanları almış çalışanlar yerine iktidara yakın sendika temsilcilerinin görevde yükseltilmesi gibi adam kayırma uygulamalarının önüne geçilmelidir.

Bir de Türkiye Büyük Millet Meclisinde servis hizmeti sağlanması veya servis hizmeti sağlanamaması durumunda ulaştırma yardımı verilmesi hükme bağlanmış ve tüm personel bu toplu sözleşme hükmünden faydalanmıştır. Buna rağmen, milletvekili personeli olarak görev yapanlar bu hükmün dışında bırakılmış ve ulaştırma yardımı alamamışlardır. Birçok personelden daha uzun süreyle görev yapan milletvekili personellerinin bu yardımdan mahrum bırakılması anlaşılır gibi değil. Yeni bir düzenlemeyle milletvekili danışmanı, ikinci danışmanı, yardımcı personelinin ulaştırma yardımından faydalanması için gerekli işlemler başlatılmalıdır. Aynı personeller için özlük hakları iyileştirilerek tazminat verilmesi, vergi dilimine girmekten doğan ücret kayıplarının giderilmesi, acil çözüm bulunması gereken sorunlar hâline gelmiştir.

Sayın milletvekilleri, Kamu Denetçiliği Kurumu, kamu hizmetlerinin işleyişinde bağımsız ve etkin bir şikâyet mekanizması olarak, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve önerilerde bulunmak amacıyla kurulmuş bir kurumdur. Kamu Denetçiliği Kurumuna 2020 yılında 90.209 şikâyet başvurusu yapılmıştır, 70.440'ı salgında verilen yetersiz temel destek kredilerine ilişkindir. Şikâyetler doğrudan Başdenetçilik tarafından incelenip sonuçlanmıştır. Kamu Denetçiliği Kurumuna yapılan başvurularda salgın sebebiyle çok ciddi artış yaşanmıştır. Bir önceki yılda 21 bin olan başvuru sayısı bu yıl 90.209'a ulaşmıştır yani yüzde 330,22 artış yaşanmıştır. En fazla başvuru da yüzde 35,73'le 25 ile 34 yaş arasındaki vatandaşlarımıza aittir. Konu bazlı değerlendirdiğimizde yüzde 80,28'le ekonomi, maliye ve vergi alanında yapılmıştır. Bu durum ekonominin kötüye gidişinin, alım gücünün azaldığının ve salgın sürecinde yapılan yardımların yetersiz kaldığının bir göstergesi olarak karşımıza çıkmıştır.

Değerli milletvekilleri, Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in dediği gibi: "Türkiye sahipsiz değildir, milletimiz çaresiz değildir. Ekonomik kriz, yokluk, yoksulluk vardır; haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik vardır ama kimse merak etmesin, biz çözeriz. Liyakatli kadrolarımızla, projelerimizle, çözümlerimizle biz hazırız." Türkiye çok derin bir krizle karşı karşıyadır. Tek çözüm vardır: Seçim, seçim, seçim.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)