GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 1'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:29
Tarih:07.12.2021

MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle yüksek heyetinizi ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi hürmetle selamlıyorum.

Sözlerimin başında, Meclisimizin ilk Başkanı ve cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Millî Mücadele kahramanlarımızı, Meclisimizin merhum üyelerini ve aziz şehitlerimizi rahmetle ve saygıyla yâd ediyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk milletinin bağımsızlık, hürriyet ve kalkınma ülküsünün sembolü, demokrasimizin, millî devletimizin ve geleceğimizin güvencesidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, bağımsızlık savaşı kazanmış, vatan kurtarmış ve devlet kurmuş ilk Meclistir. Kurtuluş Savaşı'nı yönettiği için "Gazi Meclis" unvanı alan Meclisimiz, 15 Temmuz hain FETÖ işgal girişiminin bertaraf edilmesinde demokrasi adına örnek direnişiyle ikinci defa vatan kurtarıcılığı ve "Gazi" unvanını almayı hak etmiştir. Meclisimiz, bağımsızlığımıza ve egemenliğimize yönelen her türlü saldırı karşısında vatanımızı ve milletimiz korumak ve demokrasimizi yaşatmak için zamanında tavır alarak millî ve etkili bir duruş sergilemiş, sergilemeye de devam etmektedir.

Bilindiği üzere, 16 Nisan 2017 tarihinde aziz milletimizin iradesiyle hükûmet sisteminde köklü bir reforma gidilerek Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmiştir. Parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığı sağlıklı bir şekilde işlememektedir; hükûmet, yasama organı içinden çıktığı için yürütme, yasama üzerinde tahakküm oluşturmakta, dolayısıyla kuvvetler birliği hasıl olmaktadır. Nitekim, ülkemizde parlamenter sistem döneminde bu durum net bir şekilde görülmüş, çıkan yasaların da tamamına yakını hükûmet tasarılarının yasalaşması şeklinde olmuştur. Parlamenter sistemde yürütmeyi elinde bulunduran siyasi güç, Parlamentoya da mutlak anlamda hâkim olduğundan, yasama, yürütme organını denetleme işlevini de yeterince yerine getirememektedir.

Başkanlık sistemi ise katı kuvvetler ayrılığına dayanmaktadır, hem yürütme hem de yasama organı halk tarafından seçilmektedir. Dünyada başkanlık sistemlerinde uygulandığı üzere, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde de tek başlı yürütme bulunmaktadır. Tek başlı yürütme, başkanlık sisteminin ayırt edici özelliğidir.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, temel olarak, meşruluğunu doğrudan halktan alan güçlü yönetim, hükûmet krizlerinin olmaması neticesinde siyasi istikrar, hesap sorulabilirliği yüksek olmasından dolayı daha demokratik bir yönetim özelliklerini taşımaktadır. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi, temsil ve yetki bakımından güçlenmiştir; nitekim, Meclisin yasama yetkisini yürütmeye veren yetki kanununa dayalı kanun hükmünde kararname çıkarma uygulaması kaldırılmış, OHAL dönemi kanun hükmünde kararnamelerinin de üç ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisince onaylanmaması hâlinde hükümsüz kalacağı öngörülmüş, Meclis münhasıran milletvekilleri tarafından verilen kanun teklifleri üzerinde yasama yapmaya başlamış, Plan ve Bütçe Komisyonunda yürütmenin hâkimiyetine dayanan üye dağılımı değiştirilerek siyasi partilerin milletvekili sayılarına göre şekillendirilmiş, Komisyonunun yapısı demokratik hâle getirilmiş, böylelikle yasamanın ve yürütmenin asli fonksiyonlarına döndürülmesi sağlanmış, kuvvetler ayrılığı tahkim edilmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisine, ilk kez, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun çoğunluğunu oluşturan 7 üyeyi nitelikli çoğunlukla seçme yetkisi verilmiştir. Meclisin yazılı soru, genel görüşme, Meclis araştırması ve Meclis soruşturması yoluyla denetim fonksiyonları devam etmektedir. Cumhurbaşkanının her türlü eylem ve işlemleri yasama ve yargı denetimine tabi hâle getirilmiş, Cumhurbaşkanına ve bakanlara cezai sorumluluk yüklenmiştir. Yürütme, güvenoyunu bizzat milletten aldığı için güvenoyu ve gensoru mekanizması kaldırılmıştır. Doğrudan halk tarafından seçilen yürütmenin Meclis üzerinden güvenoyuna ve gensoruya tabi tutulması demokratik meşruiyete aykırıdır. Kaldı ki parlamenter sistemde de gensoru, cumhuriyet tarihi boyunca sadece 3-4 kez etkili olmuştur.

Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle Meclisin yasama yetkisinin elinden alındığı iddia edilmektedir. Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin toplam madde sayısı buna örnek gösterilerek kanunların toplam madde sayısını geride bıraktığı ifade edilmektedir. Böyle bir tespitin esasen hiçbir hukuki ve bilimsel yanı bulunmamaktadır. Anadolu'da böylesi durumlarda "Bula bula bunu mu buldun?" diye sorarlar. Cumhurbaşkanının kararname çıkarması başkanlık sisteminin rutinlerindendir. Bu yetki, sınırsız ve yasama yetkisini ihlal eden bir yetki de değildir ve Anayasal yargı denetimine tabidir. Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin toplam madde sayısının fazla olma sebebi, köklü bir yönetim reformuyla yapılan sistem değişikliği sebebiyle bakanlıklar ile diğer kamu idarelerinin teşkilat kanunlarının yeniden düzenlenmesinden kaynaklanmaktadır. Örneğin 1 no.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi 539, 4 no.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ise 802 maddeden oluşmaktadır, sadece bu 2'sinin madde sayısı 1.341'dir. Uyum düzenlemelerinden sonra çıkarılan kararnamelerin madde sayısı fazla değildir.

Değerli milletvekilleri, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin bütün kurum ve kurallarıyla yerleşmesi ve sistemin tamamlayıcı unsurlarının gerçekleştirilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisinde atılması gereken adımlar bulunmaktadır. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi yeni ve demokratik bir anayasayla taçlandırılmalıdır. Türkiye bunu başaracak demokratik iklime, siyasi istikrara ve kararlılığa sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisinde hızlı, etkin, şeffaf, katılımcı ve kaliteli bir yasama sürecinin sağlanması için Meclis İçtüzüğü'nün yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Yasama kalitesinin artırılması, yasama ve denetim sürecinin odağını komisyonların teşkil etmesi, kanun tekliflerinin etki analizini yapacak altyapının oluşturulması, kesin hesap ve denetim raporlarının görüşüleceği ayrı bir komisyonun kurulması İç Tüzük çalışmasında önemli gördüğümüz ve önerdiğimiz hususlardandır.

Bununla birlikte, Türkiye Büyük Millet Meclisi İdari Teşkilatında çalışan personelin mali ve sosyal haklarındaki farklılıkların giderilmesi verimliliği ve etkinliği artıracak, hakkaniyeti sağlayacaktır. Bu bakımdan, aynı yerlerde aynı unvanlarda görev yapan Meclis personeli eski veya yeni olduğuna bakılmaksızın aynı özlük haklarına sahip kılınmalı, 4/B'liler için yapılan uygulama yardımcı hizmetlerde çalışan personelimiz için de yapılmalı, danışmanların iş güvencesi ve iş sonu tazminatıyla ilgili çalışma yapılmalıdır.

Amacı, ülkeye ve millete hizmet olan siyasetin ahlaki değerlerle bezenmesi bize göre bir mecburiyettir. Siyasetin, siyasetçinin ve tüm devlet düzeninin saygınlığını geliştirmek için her şeyden önce siyasi etik kurallarına uygun davranan bir Parlamentonun varlığı tesis edilmelidir.

Seçim sistemlerinde "temsilde adalet" ve "yönetimde istikrar" ilkeleri arasında denge sağlamak esas olup seçim kanunları bu ilkeleri dikkate alacak şekilde yeniden düzenlenmeli, darbe dönemi ürünü olan Siyasi Partiler Kanunu değiştirilmeli, siyaset kurumu daha demokratik hâle getirilmelidir. Milletvekilliği dokunulmazlığı, kamu vicdanının kabul edeceği makul esaslara bağlanarak belli durumlar dışında kaldırılmalıdır; özellikle, bölücülük, terör örgütlerine yardım ve yataklık iddialarıyla ilgili düzenlenen fezlekeler bekletilmeden işleme konulmalıdır. Kamuoyu araştırmaları operasyonel unsur hâline gelmiştir.

Araştırmacıların ve araştırma kuruluşlarının nitelik ve yeterliliklerine ilişkin usul ve esaslar belirlenmeli, kamuoyunu manipüle eden, yönlendirme veya etkileme maksadıyla yalan, yanlış, yanıltıcı veya eksik bilgiler sunan kamuoyu araştırmalarının ve araştırmacılarının önüne geçilmelidir.

Değerli milletvekilleri, Konya'da 7-17 Aralık tarihleri arasında düzenlenen Hazreti Mevlâna'nın 748'inci Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri bugün başlamıştır. Bu vesileyle, Hazreti Mevlâna'yı rahmetle, minnetle, şükranla anıyorum. "İrfan Vakti" temasıyla yapılan törenler için herkesi sevgi, huzur ve hoşgörünün başkenti Konya'mıza bekliyoruz.

Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçesinin hayırlı ve bereketli olmasını diliyor, sizlere ve büyük Türk milletine saygılarımı sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)