| Konu: | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 1'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 29 |
| Tarih: | 07.12.2021 |
HDP GRUBU ADINA DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gençlik ve Spor Bakanlığının bütçesi üzerine konuşuyoruz ama açıkçası ben ne söyleyeceğimi bilemiyorum fakat en sonunda söyleyeceğimi ilk başta ifade etmek istiyorum. Bu ülke bizlere bir gençlik borçludur. Neden mi? Çünkü kendimizi yitire yitire ancak kazanabildiğimiz bir ülke burası. Hakkında en çok söz kurulan ama hiçbir mekanizmada yer verilmeyen biz gençler, okuyup sorgulayınca gözaltıyla tanışıyoruz. Hayallerimizin genişliği cezaevi avlularının genişliğiyle doğru orantılı artık. Farklılıklarımız suç olarak önümüze geliyor. Düşünce özgürlüğü mü dediniz? Hak getire. Gerçekler böyleyken iktidarın çizdiği tabloda her şey güllük gülistanlık. Diplomalı işsizlik yok çünkü okul okurken ister dönerci olursunuz, ister pazarcı, isterseniz de inşaat işçisi. Eğitim sorunu yok, yurt sorunu yok çünkü bir torpil yeterli. Barınma sorunu yok çünkü parklarda uyku bedava. AKP'li mi değilsiniz, TÜGVA'da mı yer almıyorsunuz? Umutsuzluğa kapılmayın, yurt dışında iş fırsatları bolca var. (HDP sıralarından alkışlar) Tüm bunlara tek bir eleştiri mi getirdiniz? İşte o zaman devreye iktidarın tekerleğin icadından daha büyük politikası giriyor: "Çıkart telefonunu." Evet, işleyen tek gençlik politikası: "Telefonunu göster." (HDP sıralarından alkışlar) Telefon kadar başınıza taş düşsün. (HDP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, müsaadenizle sizlere biraz da gerçeklerden bahsedeceğim. Pandemiden dolayı on-line eğitimi elinize yüzünüze bulaştırdınız. Yüz yüze eğitim başlayınca da durum çok farklı olmadı. Üniversiteye yerleşen öğrencilerin en büyük derdi barınma ve geçinememe. Yaklaşık 8 milyon öğrenci varken KYK yurt kapasitesi sadece 724 bin. Yurt kapasitesinin az olması, kira artışlarından kaynaklı onlarca öğrenci sokakta kaldı. Öğrencilerin yüzde 89'u barınamıyor ve yurda yerleşemeyen onlarca öğrencinin eve çıkma imkânı yok. Barınamayan öğrenciler parklarda sabahlamaya başladı. Dersim'de kadın öğrenciler bir gece yarısı "Asil öğrenciler geldi." denilerek sokağa atıldı. Sokakta kalan öğrenciler bu sefer de barınma hakları için 12 Aralıkta Ankara'ya yürüyecek. Yurda girebilen çok az öğrenci de pahalı fiyatlarla kötü yemeklere maruz kalıyor. Peki, bu arada siz ne yaptınız? Saraylarınızdan, öğrencileri "terör" ilan ettiniz. Öğrenciler okumaya değil âdeta "survivor" ortamına geliyor; internet yok, yurt yok, artık yarım simit satışının yapıldığı bu zamanda öğrenciye de aylık sadece 650 TL veriliyor. Nimete bakar mısınız? Harca harca bitmez zaten iktidara göre bu da fazla.
Buradan hepinize sormak istiyorum: Refikcan Uysal'ı duydunuz mu? Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 3'üncü sınıf öğrencisi. Refikcan Uysal, öğrenciyken çalışmak zorunda bırakılan milyonlarca öğrenciden sadece biri. Uysal, işten yurda döndüğü sırada geçirdiği kazada yaşamını yitirdi. Sadece öğrenciyken çalışmakla bitmiyor hikâye, mezun olduktan sonra gerçek işsizlik başlıyor. Genç işsizlik oranı yüzde 40'lara varmış durumda ve bu genç işsizlerin çoğunu üniversite mezunu gençler oluşturuyor. Üniversite mezunu genç nüfusun işsizlik oranı 2004 yılında yüzde 12,9 iken bu oran 2021 yılında yüzde 27,2'ye yükseldi. Sadece 1,5 milyona yakın üniversite mezunu asgari ücretin altında çalışmayla karşı karşıya.
Yine size bir isimden bahsedeceğim: Fedai Altun. Van'dan Malatya'ya inşaata çalışmaya giden Fedai Altun ataması yapılmayan 23 yaşında bir genç. Trafoda elektrik akımına kapılarak yaşamını yitirdi. Kim bunun sorumlusu? Ben size söyleyeyim: Sizsiniz bunun sorumlusu. Sizler gençlerin açlığıyla doyuyor, çıplaklığıyla giyiniyorsunuz. Bundan utanmalısınız. (HDP sıralarından alkışlar) 4 yıllık üniversite okuyan ve kredi alan bir öğrenci dört yıl sonunda ortalama 28.894 bin TL borçlandırılıyor. 2020-2021 yılında 8 milyondan fazla öğrenci arasından 5,5 milyon öğrenci üniversiteden borçlu ayrıldı. 400 bin öğrencinin hesaplarına e-haciz uygulandı. Bugün gençler kültür, sanat, politika, felsefeyle uğraşacağına borçlarla uğraşıyor çünkü her gün bir önceki günden daha çok borçlandırıyorlar. Yarattığınız bu ekonomik krizin faturasını öğrencilere kesmekten vazgeçin. Mezun olduktan sonra aldığı krediyi ödeyemeyen öğrencilerin tamamının borcunu silin. Sosyal hukuk devletinde haracın yeri olmaz, öğrencilerden haraç kesmeyin. Parasız, nitelikli eğitim en temel haktır. (HDP sıralarından alkışlar)
Saygıdeğer Meclis üyeleri, aldıkları geri ödemeli kredilerle geçinemeyen üniversiteli genç kadınlar, atamaları yapılmayan üniversite mezunu kadınlar, mevsimlik işçi olarak çalışmak zorunda kalıyor. Genç kadınlar bir yandan tarlada çalışırken bir yandan yaşlı ve çocukların bakımlarını üstleniyorlar. Bu genç kadınlardan biri durumunu şu sözlerle aktarıyor: "Annem hasta, şeker hastası, babam ise kalp hastası. Buraya gelip çalıştığım için okula gidemiyorum. Okumak istiyordum, doktor olmak istiyordum. Gücümün üzerinde yük taşıyorum."
AKP'nin on dokuz yıllık iktidarında kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüz de sistematik olarak arttı. Resmî rakamlara göre, 2021 yılının ilk on bir ayında 251 kadın katledildi. Elbette intihara sürüklenen, kaybedilen, kaybettirilen kadınlar yok bu resmî verilerde. Dersim'de kaybettirilen Gülistan Doku, yedi yüz üç gündür bulunamıyor, bulunmak istenmiyor. Yine, Kübra Ekin, yirmi üç yaşında, Diyarbakır'da yaşıyor ve tam yirmi dört gündür kayıp, Kübra bulunmuyor. İpek Er'e tecavüz edip intihara sürüklenmesine sebep olan Uzman Çavuş Musa Orhan ise yargılandığı davadan iyi hâl indirimi alarak on yıl cezaya çarptırıldı ve tabii ki tutuksuz yargılanmasına karar verildi. Genç bir kadına tecavüz edip ölümüne sebep olan kişi eğer üniformalı ise verilen ceza ödül gibi oluyor; tecavüzcüye "tecavüzcü" diyen kadın sanatçıya ise tazminat cezası veriliyor. İstanbul Sözleşmesi'nden çekilen, kadınları korumasız bırakan iktidar, failleri ve üniformalıları cezasızlık politikasıyla koruyor ve bu cezasızlık politikası her gün onlarca kadının katledilmesine, tecavüze uğramasına yol açıyor.
Bir diğer değinmek istediğim konu ise bağımlılıktır. Bağımlılık yaşı 11-12 yaşlarına kadar düştü ve neredeyse her 5 gençten 4'ü madde bağımlısı. Kolluk devleti hâline gelmiş olmamız ve her köşebaşında MOBESE bulunuyor olması madde satışının önünde bir engel oluşturmuyor, hatta uzman çavuşlar ve kolluk görevlileri madde satıcısı olarak karşımıza çıkıyor.
Son olarak HDP Gençlik Meclisine dair birkaç şeyi kayıtlara geçirmek istiyorum. Yaygınlaşan madde bağımlılığı ve istismara karşı Gençlik Meclisimiz "Bağımlılığı kıralım, yeni yaşamı kuralım." şiarıyla bir kampanya başlattı. Kapı kapı dolaşarak gençlere ve ailelere ulaşıp bağımlılığa karşı bilinçlendirme çalışması yürütüyorlar. Elbette bu çalışmalarda da iktidarın ve onun emrindeki kolluk görevlilerinin engellerine takılıyorlar. Bir yandan Gençlik Meclisimizin çalışmaları engellenirken bir yandan da gençler kaçırılıp ajanlık dayatmalarına maruz kalıyor, tutuklanıyor veya gözaltına alınıyor. Madde bağımlılığına ve istismara karşı yürütülen çalışmalar Hükûmeti rahatsız mı ediyor? Neden Gençlik Meclisimizin bu yönlü çalışmaları engelleniyor ve kolluk tarafından "Size bu çalışmayı yaptırmayacağız." deniliyor? HDP Gençlik Meclisi var olduğu sürece hiçbir güç öyle kolay kolay gençleri karanlığa çekemeyecek. (HDP sıralarından alkışlar) Buradan gençleri ve iradelerini yok sayanlara diyoruz ki: Ülkenin gençliğini çalan sarayın ömrü yakında son bulacak, gençleri en üretken zamanlarında işsiz bırakanları gençler makamsız bırakacak, umutsuzluk üreten sistemlerine format atacak. (HDP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
DERSİM DAĞ (Devamla) - Enflasyon, faiz, döviz; Erdoğan, sensin en büyük kriz! (HDP sıralarından ayakta alkışlar)