| Konu: | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 3'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 31 |
| Tarih: | 09.12.2021 |
HDP GRUBU ADINA DİLŞAT CANBAZ KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri ve ekranları başında bizleri izleyen değerli halkımız; ben konuşmama şuradan başlamak istiyorum: Dün Sanayi ve Teknoloji Bakanı son konuşmasında bir cümle söylemişti, bu cümlenin neyi içerdiğini biraz anlatmak istiyorum ben de sizlere. "Türkiye'nin büyümesini omuzlayan gençlerin, kadınların, emekçilerin..." vesaire, vesaire diyerek devam etti. Şimdi, ben -Sayın Bakan burada yok ama elbette Bakanlıklar burada ve AKP sıralarına da bakıyorum kimse yok- emekçi nedir biraz tartışmak istiyorum. Yani, emekçi kim? Mesela, AKP emekçiyi nereden görüyor ya da Sanayi Bakanı emekçiyi kim olarak belirliyor? Biraz onu sormak isterdim kendisine ama maalesef bugün kendisi burada yok ama bu sıralarda sözcülerine sormak istiyoruz: Emekçi kim? Hani, şuradan başlamak lazım: Motor kurye emekçileri diyoruz, kâğıt toplayanlara biz emekçi diyoruz, direnen işçilere, kadınlara emekçi diyoruz, market emekçileri diyoruz, mevsimlik tarım işçileri diyoruz, AVM'de çalışanlara emekçi diyoruz, tekstil atölyesinde saatlerce çalışanlara emekçi diyoruz yani bazen bazı kavramlar yerini tutmuyor. Bireyin, kişinin söylediği şeylerin dünya görüşüyle örtüşmesi gerekiyor. Dünya görüşüyle örtüşmediği zaman yani teori ile pratik kendisini karşılamadığı zaman maalesef AKP'de "emekçi" kelimesi bizim cephemizden oturmuyor arkadaşlar.
Şimdi, bir bütçeyi konuşuyoruz, emekçilerin, işçilerin, kadınların, gençlerin bütçesini konuşuyoruz, çocukların bütçesini konuşuyoruz ama bu bütçede maalesef onlara dair hiçbir şey yok. Ama bu dönem her gelen bakanlık çokça işçilerden, kadınlardan konuşuyor. Kadınları konuşuyor bakanlar, işçileri konuşuyor, emekçileri konuşuyor; bizi çok şaşırtmış durumda. Şimdi, "Yarım simit alabilirsiniz." diyenlere doğal gaz kuyruğunda, 20 TL'lik doğal gaz kuyruğunda bekleyen insanlardan, akşam pazarında sebze meyve toplayan kadınlardan ya da en büyük hayali dolu bir buzdolabı olan çocuklardan yani sarayın penceresinden öyle emekten, kadından, gençten bahsedemiyoruz maalesef. Yani biz oradan görmüyoruz. Ucuz iş gücü cehennemine çevirmeye çalıştığınız bu coğrafyanın, emekçilerin sorunlarını yandaş şirketlere peşkeş çekmek için açtığınız ihalelerle emekçi diyemezsiniz, buradan göremezsiniz. "Ekonomimiz büyüyor, kalkınıyor." diyenler, halkın sofrasında eti çok görenler, seneler evvel çay-simit hesabı yapanlar, tekrardan bir kez daha çay simit hesabı yapmaya başlamışlar ya da bu kez de halka yarım simit, işte, biraz önce de dediğimiz gibi, onu bile çok görenler var. Yani emekçiler sizin bütçenizi aynı yerden görmüyor maalesef. Bu bütçeye aynı yerden bakmadığımız çok ortada; biz halkın bulunduğu yerden, siz ise sermayenin ve sermayedarların olduğu yerden bakıyorsunuz. Bu coğrafyada en zengin yüzde 10'luk kesim millî servetin yüzde 67'sine sahip. İşte, bu yüzde 10'un servetine servet katmak için hazırlanan bu bütçe halkın bütçesi değil. Bu bütçe, kalan yüzde 90'ı, emekçileri, kadınları, çocukları, çiftçiyi yalnızca ucuz iş gücü görenlerin, yok sayanların bütçesi. Bu bütçe mevsimlik tarım işçilerinin derme çatma çadırlarda yaşadıklarını ve onların yalın ayak dolaşan çocuklarının bütçesi değil, bu bütçe "Porsiyon küçültsünler." deyip sofrasında kuş sütünü eksiltmeyenlerin bütçesidir. Hem okuyup hem çalışan, buna rağmen bir akıllı telefonu bile çok görülen gençler var, işte bu bütçe onların bütçesi değil yani zayıf olanın tok olmakla telefon sahibi olmanın zengin olmakla eş değer tutulduğu bu zamanda yaşam mücadelesi verenlerin bütçesi değil. Bu bütçe yaşamak ve yaşatmak mücadelesi verenlerin değil, kadın cinayetlerinin faillerini aklayan, koruyanların bütçesidir.
Peki, bu bütçede ne var? 2008'den beri devam ettiğiniz varlık vergisi afları var. Emekçiye, işçiye vergi affı var mı? Esnafın ödeyemediği kredi borçlarına, pandemide kepenk kapatan esnafa ne var? Üst üste gelen mazot zamlarına, traktör çalıştıramayan çiftçiye ne var? Fahiş kira fiyatlarına "Barınamıyoruz." diye haykıran öğrenciye gözaltıdan başka ne var?
Ekranları başında bizleri izleyen değerli halkımız...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim.
DİLŞAT CANBAZ KAYA (Devamla) - ...biz bütün bütçe süreci boyunca sarayın bütçesine karşı halkın bütçesini savunduk. Bu coğrafyanın halklarının adil, eşit, barış ve refah içinde yaşayabilmesi için sermayedarların bütçesine karşı kadının, gencin, emekçinin, işçinin haklarını savunduk fakat iktidarın dayattığı sarayın bütçesi bugün Genel Kurulda önümüzdedir. İşte tam bu sebepten diyoruz ki: Genel Kurulda görüştüğümüz bu halkın bütçesi değil; iktidarın, sermayenin, yolsuzluğun, hukuksuzluğun, savaşın ve rantın bütçesidir diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)