GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:32
Tarih:10.12.2021

MHP GRUBU ADINA METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce hain saldırı sonucu şehit olan evlatlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine sabır, milletimize başsağlığı dilerim. Rabb'im Türk milletinin yâr ve yardımcısı olsun. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bugün Kişisel Verileri Koruma Kurumu bütçesini değerlendirmek üzere Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

En basit tanımıyla bireylerin kimliklerini bilinir hâle getiren her türlü bilgi, kişisel veridir. 20'nci yüzyılın sonlarına doğru hızlanan teknolojik gelişmeler 21'inci yüzyılda ivmesini artırmış, bu insanlık bu ivmeye çok çabuk adapte olmuştur. Siber atılım ve geniş veri havuzlarına doğru basamaklar son on beş yılda ikişer ikişer çıkılmıştır. Kapitalizm ve emperyallerin dijital savaşı başlattığı böyle bir dönemde, üzerine konuştuğumuz "kişisel verilerin korunması" kavramı ülkelerin geleceğine ait plan ve programlamaların başında yer almalı ve bu baş döndürücü ivme karşısında devletlerin aldıkları tedbirler ve altyapı hazırlıkları sürekli yenilenmelidir. Ülkemizde, kişisel verilerin korunması 2016 yılında kanunlaşarak gerekli düzenlemelere tam zamanında başlanmıştır. Türkiye'de gerekli tedbirlerin alındığı, hukuksal altyapının genişçe düzenlendiği bu süreçte Kişisel Verileri Koruma Kurumunun en önemli çalışması, toplumda farkındalık oluşturulması üzerinedir. Kanunlarla korunmaya çalışılan kişisel verinin kredi kartı bilgilerinden arkadaş ortamında çekilen bir fotoğrafa kadar uzandığının bilinmesi her vatandaşın farkında olması gereken kavramlardır. Bugün bir sitede aidat borcunun ortak alanlarda ifşa edilmesi, kişisel bilgilerin paylaşımı sayılarak Kişisel Verileri Koruma Kanunu'nun ihlal edilmesidir. Gelişen dünyada kültürümüzü muhafaza etmekte ne kadar zorlandığımızın bir göstergesi de maalesef bu tür değerlerin toplumsal norm ve geleneklerle korunamayıp kanuna ihtiyaç duyacak kadar bozulmuş olmasıdır. Hâlbuki "Ahilik" "imece" kavramları ve "gücendirmeme" Türk toplumunun yapısının harcıdır.

Sayın milletvekilleri, kişisel verilerin korunmasını esas gündeme getiren durum sanal âlemin yaygınlaşmasıdır. Bilgi çağının zirvesini yaşadığımızı zannettiğimiz bir dönemde pandemiyle siber hayat esas zirvesini görmüş, gerek ülkemizde gerek dünyada evlerinde kalan insanlar sanal âlemle zorunlu olarak teşrikimesaiyi artırmıştır. Hayata dair hemen hemen her alanda yaptığımız e-ticaret ile gelişi güzel tıklamalar ve dijital ayak izleri kaydedilmekte, sistemler aracılığıyla anlam kazandırılarak ortak havuzda saklanmaktadır. Toplum mühendisleri silah olarak kullanabileceği bu bilgileri artık kolaylıkla bu havuzlardan elde edebilmektedir.

Peki, bu havuzlar nerede, kimde, kimin kontrolündedir? Burada en önemli nokta, hâlen ekonomik eşitsizlikler, fiziki sınırlar, ırksal ve dinsel ayrımlar gerçek hayatta bütün varlığıyla devam ederken teknolojinin sunduğu sanal dünya bütün eşitsizlikleri ortadan kaldırmakta, kendi gerçeğini yaşamayan insana sanal âlemde sunulan eşitlik ve kolaylık, bağımlılık düzeyinde bir mutluluk getirmektedir. Bu kadar kolaylık Anadolu'daki bir deyimi hatırlatmaktadır: "Peynir büyük, mesafe kısaysa fare bu durumu bir kere daha düşünmelidir."

İnsan fıtratı yoğurulup şekillendirilebilir. Veri havuzlarında yapay zekâyla toplulukların sosyokülterel seviyesine göre algıları yönetilip alıştıra alıştıra makul ve normalmiş gibi yönlendirilmektedir. Bu durumda, kimliği, yönelimleri, sevdikleri, satın aldıkları, merak ettikleri, korktukları, hepsi bir şekilde analiz edilebilen insanın, analiz edenler tarafından istediği şekilde yoğurulması hiç de zor olmamalıdır. İnsan hayatının gelişiminin bir yapay zekâ tarafından yönlendirilerek geliştirilmesi tehdidi korkutucudur ve bir komplo teorisi değildir.

Devletler, kurumlarını, vatandaşlarını ve kimliklerini koruyabilmeleri için verileri kendileri iyi analiz edebilmeli, toplumsal dönüşüm içerisinde ortaya çıkan zaaf ve değişimleri kamu yararına yönlendirebilmelidir. Devletin üzerine düşen bu sorumluluk vatandaşlarımıza da düşmektedir. Zira, sanal ortamda oluşturulan yapay gerçeklik toplum hayatının doğal ve kültürel akışında olmayan fikir ve dinamikleri özümsetebilmekte, toplum menfaatlerinin önüne fert menfaatlerinin geçtiği egoist yaklaşımları körükleyebilmektedir.

Dijitalleşme ve yapay zekâyla toplum 5.0 dönüşümünün yaşandığı yeni "süper akıllı toplum" modelinde Türkiye, insan merkezli ve en verimli şekilde yerini almalıdır. Bunun için genç ve dinamik nüfusun dijital dünyaya hızlı uyumunun avantajları kullanılmalıdır. Sağlam bir altyapı ve güvenlik duvarıyla ulusal sistem kurularak bu toplum modelinin oluşumunda kendi kurallarıyla oynayan en başat oyuncu olunmalıdır. (MHP sıralarından alkışlar)

Türkiye "e-devlet" "e-nabız" ve "Hayat Eve Sığar" gibi uygulamalarıyla kamusal alanda büyük hizmetler sağlamıştır. HES kodu uygulamasının magazinsel yorumlara rağmen pandemide virüs sayılarının kontrol edilmesindeki faydası kaçınılmaz bir gerçektir. Söz konusu yorumlar uygulamanın yaygınlaşmasını geciktirse de vatandaşlarımızda "kişisel veri" kavramının önemine dair farkındalık oluşturmuştur. Bütün bu uygulamalarla elde edilen büyük verilerin muhafazasında da bugüne kadar oldukça başarılı ve güvenle gelen süreç aynı şekilde devam ettirilmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

METİN NURULLAH SAZAK (Devamla) - Devletine güvenen bir millet ve bu güvenle halkını istikrarla başarıya götüren bir devletle ülkemizin hak ettiği, Hakk'ın vadettiği günleri yakında göreceğimize olan inancımız tamdır.

Bu vesileyle 2022 yılı bütçesinin necip Türk milletine hayırlı olmasını temenni eder, muhterem heyetinizi saygıyla selamlarım (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)