GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:32
Tarih:10.12.2021

İYİ PARTİ GRUBU ADINA FERİDUN BAHŞİ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Adalet Akademisi Başkanlığı, Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Kişisel Verileri Koruma Kurumu ve Hâkimler ve Savcılar Kurulu bütçeleri üzerine İYİ Partinin görüş ve düşüncelerini açıklamak üzere söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu vesileyle, değerli hâkim ve savcıların, adliye çalışanlarının, ceza infaz kurumu çalışanlarının ve adalet sisteminin olmazsa olmazı avukatların yargıya daha iyi hizmet edebilecek imkânlara kavuşmasını dileyerek sözlerime başlamak istiyorum.

Bugün size ülkemizin özlem duyduğu, on dokuz yıldır unuttuğu ama çok yakın bir gelecekte yani İYİ Parti iktidarında mutlaka kavuşacağı bir hukuk devletinden söz edeceğim.

Değerli arkadaşlar, hukukun üstün olduğu ve egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletinde bugün hâkim olan güçlerin haklılığı sistemi ortadan kaldırılacak, haklıların hukuku egemen olacaktır. Anayasa ve yasalar raflardan indirilecek, iktidarın talimatına göre hareket etme ortadan kaldırılıp hak, hukuk ve adalet ülkede hâkim kılınacak. Devletin şekli, işleyişi ve organları Anayasa'da ve yasalarda belirtildiği şekilde uygulanacak. Güçler ayrılığı ilkesine uygun olarak kurumlar yetki ve sorumluluklarına uygun davranacak. İdarenin her türlü işlem ve eylemine karşı bağımsız yargının verdiği tüm idari yargı kararları bekletilmeden hemen uygulanacak. Yandaş müteahhit, 5-10 maaş alan danışman, ayrıcalıklı kişi ve kurum olmayacak. Hak kaybına sebep olan kamu görevlileri, bu eylem ve işlemlerinden sorumlu tutulacak. Yargı bağımsızlığı tavizsiz uygulanacak. 1961 Anayasası'yla düzenlenen ancak sonradan uygulamadan kaldırılan coğrafi teminat yeniden getirilecek. Hâkimlerin verdikleri kararlar sadece yargısal denetime tabi tutulacak, kararları sebebiyle açıkça yasalarda suç olarak belirtilenler dışında haklarında soruşturma açılmayacak.

Anayasa Mahkemesi hukuk devletini şöyle tarif eder: "Hukuk devleti, tüm faaliyet, işlem ve eylemleri hukuk kurallarına ve anayasaya uyan, bu kurallarla bağlı olan devlet anlamına gelmektedir." "Hukuk devleti, insan haklarına saygı gösteren ve bu hakları koruyucu, adil bir hukuk düzeni kuran ve bunu devam ettirmeye kendisini zorunlu sayan ve faaliyetlerinde hukuka ve anayasaya uyan devlettir." der. İYİ Parti iktidarında, bu tarife uygun hukuk devleti mutlaka tesis edilecektir.

Değerli milletvekilleri, AK PARTİ iktidarı her konuda hep yandaş yarattı. İşe yandaş sermayeyle başladılar; yandaş basın yarattılar; kifayetsiz, ehliyetsiz, liyakatsiz, yandaş bürokratlar eliyle yandaş bürokrasi yarattılar; hatta yandaş HSK yarattılar. Tüm bunların sonucunda hâkimler korkutuldu, Yargıtay üyeleri korkutuldu, savcılar korkutuldu; kısaca, yargının her kademesine korku hâkim oldu. Bu korkuda, iktidarın emir ve talimatına göre iş yapan yargı mensupları öne çıktı. Yandaş yargı mensupları, ülkede her türlü suça bulaşmış mafya liderlerini, uyuşturucu kaçakçılarını, uçaklarında bakanlar taşıyan şüphelileri akladılar, malları üzerindeki tedbirleri kaldırıp yurt dışına kaçmasını sağladılar. Bu yargı mensupları çeşitli şekilde terfi ettirildi, ödüllendirildi; hatta, birisi HSK'ye verilen talimatla önce Yargıtaya seçildi, Yargıtayda tek bir dosya incelemeden, tek bir karara imza atmadan, tek adam talimatıyla Anayasa Mahkemesi üyesi yapıldı. Hâlbuki Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilme teamülü on yıl Yargıtay üyeliği yapmaydı.

Değerli milletvekilleri, şimdi de kamu avukatlarının taleplerinden bahsedeceğim. Bilindiği gibi, kamu avukatları Devlet Memurları Kanunu'na göre avukatlık hizmetleri sınıfında çalışmaktadır. Kamu avukatları da tıpkı cumhuriyet savcıları gibi devleti savunmakta, idarenin iş ve eylemlerinin hukuka uygun tecellisini sağlamaya gayret etmektedirler. Her biri tıpkı hâkimler, savcılar, noterler gibi hukuk fakültesi mezunudur ancak üstlendikleri görev ve eğitim düzeyiyle mütenasip, adaletli bir ücret talepleri yıllardır karşılanmamıştır. Bu sebeple de kamu avukatlığından hızla kaçış yaşanmakta, sayıları günden güne azalmaktadır. Kamu avukatlığı kariyer meslek sınıfı olarak kabul edilmelidir. Anayasa'nın 55'inci maddesi gereği, "eşit işe eşit ücret" ilkesi gereği 4800 ek gösterge, 2000 makam tazminatı ve emsale uygun temsil tazminatı, yüzde 200 özel hizmet tazminatı verilmek suretiyle avukatlık mesleğinin onuruna yaraşır bir ücrete kavuşturulmalıdır. Hâkim ve savcılar gibi, mesleğe 8'inci dereceden başlamalıdır. Çalıştığı idareler tarafından zorunlu mesleki sorumluluk mesuliyet sigortası yapılmalı ve primleri idarece karşılanmalıdır. Özlük hakları bakımından 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamından çıkarılmalı, kamu avukatları yasası çıkarılıp hak ve yetkileri yeniden düzenlenmelidir. Bu çerçevede özlük, statü, disiplin, atama gibi hak, görev ve yetkilerini düzenlemek üzere, kamu kurumlarını kapsar şekilde, mali ve idari anlamda özerk bir kamu avukatları kurulu oluşturulmalıdır. Kamu avukatsız kalmasın, kurum hafızası yok olmasın isteniyor ise bir an önce Adalet Bakanlığının Yargı Reformu Stratejisi Belgesi kapsamında kamu avukatlarının çalışma esaslarına ve özlük haklarına yönelik iyileştirme yapılacağı taahhüdü yerine getirilmelidir. Bu konuyla ilgili kanun teklifimizi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunduk ve kamu avukatları adına takipçisi olacağız.

Değerli milletvekilleri, önemli gördüğümüz diğer bir husus ise adliye çalışanlarının hizmet sınıfının değiştirilmesi. Adliye çalışanları, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi olarak hizmet vermektedirler ama ülkemizde hizmet veren emniyet hizmetleri, jandarma hizmetleri, din hizmetleri, eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfındaki memurlar gibi kendi alanına özgü olarak değil, genel idari hizmetler sınıfında sayılmalarından dolayı özlük haklarında önemli bir eksiklik ve sorun yaşanmaktadır. Toplumun genelinde adliye personelinin mesleğinin zorlukları bilinmekteyken Adalet personelinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36'ncı maddesi içinde sayılan genel idari hizmetler sınıfı kapsamına sığmadığı da ortadadır. Ayrıca, adliye çalışanlarının büro memurları gibi genel idare hizmetleri sınıfında yer alması Anayasa'mızın temel ilkelerinden olan ölçülülük ilkesine de aykırıdır. Bu çerçevede, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36'ncı maddesine Adalet teşkilatında görev yapmakta olan Adalet personelini kapsayan "adalet hizmetleri sınıfı" da eklenmelidir. Yine, ceza infaz kurumu memurlarının emniyet hizmetleri sınıfına alınması talepleri vardır. Bu konuda kanun teklifimiz vardı, bu talep de karşılanmalıdır.

Değerli milletvekilleri, bugün 10 Aralık İnsan Hakları Günü. 10 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ni kabul ve ilan etmiştir. Birleşmiş Milletler üyesi olup bu bildirgeye de imza atan Kızıl Çin Yönetimi, 1949 yılında işgal ettiği Doğu Türkistan'da insanlık dışı uygulamalarla soykırımına devam etmektedir. Soykırıma maruz kalan soydaşlarımız, Doğu Türkistanlı bir avuç Uygur Türkü aydın ise bu insanlık dışı uygulamayı dünyaya duyurmaya çalışmaktadır. Dünyanın birçok ülkesi bu zulme karşı çıkan açıklamalar yaparken Türkiye bu konudaki sessizliğini korumaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun toparlayın.

FERİDUN BAHŞİ (Devamla) - Hatta, ülkemize gelen Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa'yı bile Türkiye'ye almayıp Esenboğa Havaalanı'ndan geri çevirebilmektedir. Türkiye'de yaşayan Uygur Türklerine uygulanan gözaltı, tutuklama ve baskılara girmiyorum bile.

Gazi Meclisimizin bu kürsüsünden, bu anlamlı günde, Doğu Türkistan Türkünün çığlığına ses veriyor, Türk devletinin yapamadığını yapıyor, Kızıl Çin Hükûmetini kınıyor ve protesto ediyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Acıları acımız, sevdaları sevdamız, mücadeleleri mücadelemizdir.

"Yoksulluk ve yolsuzluk bütçesi" olarak nitelediğimiz, görüşmeleri süren bu bütçeye gelince; bu bütçeye ret oyu vereceğimizi ifade ediyor, Gazi Meclisi ve büyük Türk milletini saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)