GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 5'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:33
Tarih:11.12.2021

CHP GRUBU ADINA BURHANETTİN BULUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kasım ayından bu yana reçetesiyle eczaneye giden her vatandaşın yakından hissettiği, bir tek Sağlık Bakanının hissetmediği, kabul etmediği ilaç kıtlığı yaşıyor ülkemiz. Sebebi belli; bir ilaç fiyat kararnamesi var, bu kararnamede ilaçlar yılda 1 defa fiyatlandırılıyor ve o tarihin euro üzerinden ancak geçen sene ilacın fiyatlandırılmasından bu tarihe kadar geçen sürede euro 2 katına çıktı. Kurdaki bu artış ve bu sektörde, bu alanda özellikle mamul ilaçlarda tümünün ithal edilmesi ya da yerli ilaçlarda üretimde yüzde 70'inin ham maddesinin ithal olmasından dolayı ciddi bir sıkıntı yaşanıyor ve bu ilaç fiyat kararnamesinde on iki yıldır hiçbir şekilde bir kalem dahi oynatılmadı. Şimdi, burada böyle bir sorun var ve bu sorunu çözmek için de bu işin başında Sağlık Bakanı var. Sağlık Bakanının yapacağı şey şu: Bu konuda var olan, sektör içerisindeki kanalları bir araya getirip "Bu sorunu nasıl çözeriz?" diye bir uğraş vermesi gerekiyor. Nedir burada içerisinde olan? Bir tanesi, yerli ilaç sanayisi. Yerli ilaç sanayisi "Ham madde almakta sıkıntı çekiyorum." diyor; örneğin, buraya bir destek verilebilir. Eczacılar "Artık eczanemizi işletemiyoruz." diyorlar; burada da ilaç fiyat kararnamesinin içerisindeki meslek hakkını artırarak bu sorunu çözmek kolay. Bu sorun çözüldüğünde yani bu bahsettiğim şekilde bir hemfikirlik oluştuğu andan itibaren de kurdaki artış gibi ilaç 2 katına çıkmayacak ancak -bunu Komisyonda da konuşmuştuk- Sağlık Bakanı çözümü şöyle buluyor: Tipik bir RTE taktiğiyle yani "Sorun bende değil, sorun sizde." (CHP sıralarından alkışlar) Komisyonda sorduğumuz sorulara yazılı cevap vermiş, cevapta şu var: "İlaçlar serbest eczanelerde yüklü miktarda bulunuyor." Yani vatandaşın bahsettiği, eczaneye gittiğinde yaşadığı sorunları yok sayıyor. Buradaki yok saymaya baktığımızda... Aslında herhangi bir denetim yapmasına da gerek yok çünkü ilaçta karekod sistemi var, İlaç Takip Sistemi var. Oturduğu yerden bilgisayar üzerinden buna bakabilir ancak bunun yerine -soğan depolarını bastığı gibi- eczaneleri basıyor. Yazdığı cevabi yazıda 261 eczanenin denetlendiğini söylüyor ancak 26 bin eczanenin içerisinde 261 eczane binde 1 bile değil. Bu, demin de söylediğim gibi, RTE taktiği; suçu karşıya at ve kamuoyunda da onları suçla, böylelikle sorun kendi üzerinden çıkmış olur. Yani şu anda Türkiye'de yaşayan her vatandaşı mutlaka bir gün ya terörist ya da hain ilan edeceği gibi, burada da eczacılar hain ilan edilmiş durumda. Millî birliğimize kasteden ecza depoları, beka sorunu yaratan ilaç sanayisi ve Hükûmeti zor durumda bırakan eczacılar. Bakalım, şubata kadar bu görüşmeler yapılacak, şubata kadar, umarım, bir halk sağlığı sorunu hâline gelmez.

Sayın Bakan, sağlık emekçileri atama bekliyor. Bu konuda da sosyal medyada yığınla "tweet" atıyorlar ve aynı şekilde bizlere de ulaşmaya çalışıyorlar; sordukları şey şu: Bu seneyi Sağlıkçılar Yılı ilan ettiniz. On üç aydır da atama yapılmadı. Sürekli 40 bin atama yapılacağını ifade ediyorsunuz, bu atama kılavuzu ne zaman yayınlanacak? (CHP sıralarından alkışlar) Sizden ricamız, hani, siz Cumhurbaşkanına danışmadan, onun izni olmadan hiçbir şey söyleyemiyorsunuz ya, o açıdan, bir Sağlık Bakanı olarak Cumhurbaşkanına bir sorun: Bu atamalar ne zaman olacak? Boşuna mı Sağlıkçılar Yılı ilan ettiniz.

Türkiye'de sağlıkçı olmak, 720 bin işsiz sağlıkçı demektir. Sayın Bakan, Türkiye'de sağlıkçı olmak, bitmek bilmeyen nöbetlerde, ağır iş yükünde, mobbingde şiddete maruz kalmak demektir. Bu ülkede sağlıkçı olmak "Sağlıkçıların hakkı ödenmez." deyip -özellikle sizin söylediğiniz gibi- sonra da hiçbir hakkını ödememektir. Otuz altı saat sonra, tuttuğu nöbet ertesinde trafik kazasında can vermektir Türkiye'de sağlıkçı olmak. Türkiye'de sağlıkçı olmak, torba yasada bile sağlıkçılara ayrım yapmak demektir. Geçen hafta, Meclisimize gelen yasa teklifinde sadece hekimlere yönelik bir destekleme, bir maaş artışı sunulmuştu; burada bile ayrımcılık yapıyorsunuz. Kamuda çalışan eczacılar var, diş hekimleri gibi onlar da önemli görevlerde bulunuyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

BURHANETTİN BULUT (Devamla) - Yine, sağlık emekçileri, sağlık teknisyenleri, bunlar bir bütünün parçaları ama siz hem vatandaşlara hem de sağlık emekçilerine bu anlamda bir güven vermiyorsunuz. Siz Sağlık Bakanı olduğunuz günden bu yana vatandaşlar hastalanmaktan korkuyorlar.

Merkezi Hekim Randevu Sistemi ya da ALO 184'ten randevu alırken dijital kuyruklar oluşturdunuz. Randevu alıp hastaneye gidenler ise beş dakikada muayene olup ardından sıraya girenlerin de sırasını kapatmamaya çalışıyor.

Yine, siz, eczanelere gittiğinde ilaç bulamayan vatandaşları suçluyorken, bu anlamda da SGK'nin ödeme listesinden ilaçları sürekli çıkartarak vatandaşın cebinden ödediği payı artırıyorsunuz.

Sonuç itibarıyla, Sağlık Bakanına bir önerimiz yok ama vatandaşlarımıza tek bir tavsiyem var: Fahrettin Koca'nın Sağlık Bakanı olduğu bu ülkede sakın ha sakın hastalanmayın. (CHP sıralarından alkışlar)