| Konu: | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 5'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 11.12.2021 |
CHP GRUBU ADINA HASAN BALTACI (Kastamonu) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bugün 4 bakanlığın; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2022 yılı bütçelerini görüşeceğiz.
Bütçeyi, tam yirmi iki gün boyunca Plan ve Bütçe Komisyonunda görüştük, altı gündür de Meclis Genel Kurulunda görüşüyoruz. Evvela çözmemiz gereken temel bir çelişki var. Bakanların yaptıkları sunumlara bakınca benim gördüğüm manzara şudur: Bakanlar konuşmalarında bir ülkeden bahsediyorlar; bahsettikleri ülkede adalet hüküm sürüyor, ekonomi şaha kalkmış, üretim ve istihdam patlaması yaşanıyor, işsizlik bitmiş de komşu ülkelerden insanlar buraya çalışmak için akın ediyor, o ülkede kadınlar ve çocuklar güven ve huzur içerisinde yaşıyor, eğitimde, sağlıkta, turizmde, kültürde, sanatta, aklınıza hangi alan geliyorsa ülke çağ atlamış, dünya gıptayla bakıyor falan filan.
Şimdi, değerli arkadaşlar, sevgili ülkem, çelişki şu: Ya bu Bakanlar bu ülkenin bakanı değil ya da bahsettikleri ülke bu ülke değil. (CHP sıralarından alkışlar) Milletin, sokağın, ülkenin gerçeğinden o kadar kopmuşlar ki buraya geldiklerinde ya masal anlatıyorlar, hikâye anlatıyorlar ya provokasyon çıkarıyorlar ya da hakaret ediyorlar. Nasıl mı? Bakın, anlatayım: Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Derya Yanık, bütçe sunumunda uyuşturucu için demiş ki: "Madde kullanım riski ve madde bağımlılığından korunma eğitimleri düzenlenmektedir. Bugüne kadar 871.132 kişiye farkındalık eğitimleri verilmiştir." Ya, senin daha kendi Bakanlığındaki uyuşturucu satıcılarından haberin yok. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
SEMİHA EKİNCİ (Sivas) - Bu ne biçim bir dil ya! Bu ne biçim bir dil yani! Böyle şey mi olur?
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Senin nereden haberin var? Nereden haber aldın?
HASAN BALTACI (Devamla) - Eğer biz açıklamasak Kastamonu İl Müdürlüğünüzdeki uyuşturucu satıcısından haberiniz yoktu. Sen kime farkındalık öğretiyorsun? Malatya'daki İl Müdürlüğünüz uyuşturucu deposu olarak kullanılmış, senin haberin yok. (CHP sıralarından alkışlar) Gerçeklerden o kadar kopmuşsun ki kadın cinayetleri her gün artarken senin Bakanın çıkmış, demiş ki: "Kadın cinayetleri tolere edilebilir bir seviyede."
SEMİHA EKİNCİ (Sivas) - Biraz saygı! Kadın Bakana biraz saygı!
HASAN BALTACI (Devamla) - Ya bu seviyeyi kim belirliyor Sayın Bakan?
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - "Siz" diyeceksiniz, "sen" diye bir dil yok. Öğreneceksiniz bunu, öğreneceksiniz!
HASAN BALTACI (Devamla) - Bakın, diğeri ne demiş biliyor musun?
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - "Sen" yok burada. Öğren, öğren!
HASAN BALTACI (Devamla) - Adamına göre, yandaşlığın seviyesine göre doğa ve çevre düşmanı projelere ya "ÇED Gerekli Değildir" demiş ya da bilim insanlarının, yöre halkının, çevrecilerin tüm uyarılarına rağmen ÇED raporu vererek, Kaz Dağları'ndan İkizdere'ye, Kuzey Ormanları'ndan Kanal İstanbul'a kadar memleketin ormanları talan edilirken, sanki kendisi bu ülkede yaşamıyormuş gibi Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum çıkıp ne demiş biliyor musunuz? "Ekoloji" demiş, "yeşil koridor" demiş. Türkiye, ithal ettiği çöple sanki Avrupa'nın çöp kutusu hâline gelmemiş gibi, Bakan "Sıfır atık" demiş, "emisyon" demiş, "iklim adaleti" demiş. (CHP sıralarından alkışlar) Milletin yatıp yuvarlanacak dermanı kalmamış. Bu ülkede hâlen 6 milyon 446 bin hanenin başını sokacak, kendine ait bir evi yokken yani kirada yaşıyorken, asgari ücretli aldığı maaşın yarısından fazlasını kira, elektrik, su, doğal gaz faturasına harcıyorken; 2,1 milyon hane sosyal yardımlar olmazsa elektrik faturasını bile ödeyemiyorken Sayın Bakan demiş ki: "409 tane millet bahçesini ısrarla yapacağız." Bu, millet bahçelerinin yapımından kimin zengin edildiği bir tarafa, millet Taş Devri'nde yaşamaya mahkûm edilirken, siz Lale Devri yaşamakta ısrar ediyorsunuz.
Bakın, bu memleket, bu sene yangınlarla, sel felaketleriyle mücadele etti, karşı karşıya kaldı. Canlarımızı kaybettik; hayatta kalanlar evlerini, iş yerlerini kaybetti. Buraya yazmışsın "Rize, Giresun, Kastamonu, Sinop ve Bartın'da 2.248 konut, 220 köyevi, 132 tane iş yeri ve 5 tane çayevini süratle yapıyoruz." demişsin ama katrilyonluk yardımlar toplanmasına rağmen hak sahibi afetzedelerin borçlandırılarak ev sahibi olacağından bahsetmemişsin; selden kütük kapanlardan hiç bahsetmemişsin. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
HASAN BALTACI (Devamla) - Afet bölgelerinde yapılacak işlerin bedelinin katbekat üstünde fiyatlarla yandaşlara dağıtıldığından hiç bahsetmemişsiniz. Merak etme, hepsi burada, hepsini teker teker açıklayacağız. Ama şunu unutmayın: Seli afete dönüştüren nedenler neyse afeti ihale vurgununa dönüştüren nedenler de aynıdır; yağmadır, talandır, ranttır. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, sonuç olarak benim bu bütçe görüşmelerinde gördüğüm şu: İki tane ihtimal var -başında söylediğim gibi- ya bu Bakanlar bu ülkenin Bakanı değil ya da anlattıkları ülke bu ülke değil.
SEMİHA EKİNCİ (Sivas) - Veya siz bu ülkenin vatandaşı değilsiniz.
HASAN BALTACI (Devamla) - İşte, bizim bu çelişkiyi çözmemiz lazım değerli arkadaşlar, sevgili ülkem. Bir seçenek daha var; o da bu yolsuz düzeni değiştirmek, emeğin, alın terinin, adaletin yüzyılını inşa etmektir. İşte, biz bu seçeneği iktidar yapacağız. (CHP sıralarından alkışlar)