| Konu: | Hüseyin Nihal Atsız'ın vefatının 46'ncı yıl dönümüne, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'in 281 sıra sayılı 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin beşinci tur görüşmelerinde yürütme adına yaptıkları konuşmalarındaki bazı ifadelerine ve İYİ Parti Grubu olarak 4 bakanlığın bütçesine ret oyu vereceklerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 11.12.2021 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, sabahtan beri bütçeleri görüşüyoruz. Aslında, bu bütçeler çerçevesinde çok faydalı, yararlı öneriler oldu. Ben, bu önerilerin Sayın Bakanlar tarafından dikkate alınmasının ülkemiz açısından faydalı olacağını düşünüyorum.
Bugün, büyük şair, yazar, büyük düşünür Nihal Atsız'ın vefatının 46'ncı yıl dönümü; kendisini rahmetle anıyorum.
Konunun önemine binaen birkaç tane hususu burada dile getirmek istiyorum Sayın Başkan. Şimdi, bir tanesi, bu kamu-özel iş birliği projeleri çerçevesinde yapılan şehir hastaneleri. Buradan bütçeye çok ciddi bir yük geldiğini görmemiz gerekiyor; rakamlar yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Biz, şehir hastaneleri için müteahhitlere 2 kalemde -biliyorsunuz, tabii, Sayın Bakan konuyu çok iyi biliyor- ödeme yapıyoruz. Bunlardan bir tanesi mal ve hizmet alımı, diğeri de kira ve garanti kapsamında sermaye giderlerinden ödeme yapılıyor. 2021 yılı sonu itibarıyla -milyar dolar cinsinden söyleyeceğim- 2,1 milyar dolar cari harcamalar kapsamında ödeme yapılmış; 2,9; daha doğrusu 3 milyar dolar da sermaye giderlerinden ödeme yapılmış. Şu anda üç yıllık bütçeye baktığımızda da önümüzdeki üç yılda da 4,5 milyar dolar cari harcamalardan; 7,8 milyar dolar da sermaye giderlerinden şehir hastaneleri için ödeme yapılacak. Şimdi, böyle baktığımızda, 2024 sonu itibarıyla 12,3 milyar doları zaten bulmuş olacağız.
Şimdi, tabii, bu kamu-özel iş birliği projeleri çerçevesinde yapılan hastanelerin yatırım bedelinin 11,6 milyar dolar olduğunu unutmamak gerekiyor. Neredeyse ona denk bir harcamayı 2024 sonu itibarıyla yapmış olacağız. Tabii, önümüzde yirmi yıllık bir dönem daha olacak, 2024 rakamlarının dolar cinsinden sabit gittiğini kabul edersek orada da 54 milyar dolar daha harcama yapılacak. Dolayısıyla, 13 tane şehir hastanesinin bize maliyeti, bugünkü rakamlarla baktığımızda, kabaca 66 milyar dolar olacak. Bu, çok ciddi bir yüktür, dolayısıyla bu yükün altından bütçenin kalkması mümkün değildir. Burada mutlak surette konunun tekrar gözden geçirilip hem de sizin tarafınızdan bir sözleşme tadilatının yapılmasının son derece yararlı olacağını, ülkenin menfaatine olacağını ifade etmek istiyorum.
Sayın Çalışma Bakanı "Emeği koruyoruz." dedi. Sayın Bakan, emeği koruyamıyorsunuz. Yani şu anda elimizde 2021 yılı dokuz aylık millî gelir hesapları var. Şu anda dokuz aylık millî gelir içerisinde -dokuz ay toplamında- ücretlerin millî gelir içerisindeki payı yüzde 27,8'e düştü. Bu, 2013 yılından beri en düşük orandır. Yani ücretlerin payı millî gelirde düşüyor, dolayısıyla emek-sermaye ilişkisinde emeği maalesef koruyamıyorsunuz.
Şimdi, diğer husus, tabii, Aile Bakanlığımızın Çalışma Bakanlığımızla kesişen konuları var. Bir defa, gelir dağılımında çok ciddi sıkıntılarımız var, gelir dağılımı Türkiye'de hızlı bir şekilde bozuluyor; bunu görmek lazım. En son açıklanan gelir dağılımı verilerinde 2019 referans yılı olmasına rağmen bozulma var, daha pandemi etkilerini de burada tam olarak görüyor değiliz. Gelecek yıl açıklanacak gelir dağılımında çok ciddi bir sıkıntı olacağını göreceğiz.
Türkiye çok ciddi bir derin yoksulluk yaşıyor. Cumhurbaşkanlığı yıllık kararnamesinde esas alınan yoksulluk tanımını kullanıyorum; ona göre Türkiye'de 2020 yılı itibarıyla 18 milyon yoksul var, bunun da toplam nüfusa oranı yüzde 21,9. Bu önemli bir konudur, mutlak surette kapsayıcı bir yoksullukla mücadele programı Türkiye uygulamak durumundadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
ERHAN USTA (Samsun) - Çocuk yoksulluğu ayrıca derin bir konudur; 7,4 milyon çocuk yoksul var, bu da çocuklarımızın 1/3'ü yani şu anda çocuklarımızın 1/3'ü yoksuldur. Çocuk işçiliği; 720 bin çocuk işçimiz var, önemli bir sıkıntı, bunun mutlaka üzerinde durulması gerekir. Kadın istihdamı zaten Türkiye'de biliyoruz ki düşük ama pandemide en fazla da kadınlar etkilendi, pandemide daha da fazla düştü. Aralık 2017'de kadın istihdam oranı yüzde 29,8'ken en son açıklanan veriye göre -mevsimsel düzeltilmiş olduğu için mukayese edebiliyoruz- yüzde 27,5'a düşmüş durumdadır kadın istihdamı, iş gücüne katılım oranında da yine yüzde 34,1'den yüzde 32,3'e düştüğünü görüyoruz. Dolayısıyla kadınlarımızı mutlak surette iş gücüne katmamız gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Son kez... Tamamlayın sözlerinizi.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Bakan, 3600'le ilgili sözlerin acilen tutulmasını istiyoruz, açıklamalarınız oldu. 4/B sözleşmeli meselesi önemlidir. Engelli atamalarında son derece yetersiz kalınıyor, burası son derece önemli. Emekli maaşları çok düşük, emeklilerimiz bu artan enflasyonda çok ciddi eziliyorlar enflasyona; burada mutlak surette bir şey yapılması lazım. Tabii, diğer bir konu da emeklilikte yaşa takılanlar konusu; bu konuda da sizden mutlak surette Türkiye bir çalışma bekliyor. Yani yaklaşık 4,8 milyon, aileleriyle birlikte belki 20 milyonu bulan bir kesim mağdur durumdadır.
Son konu olarak da bu cinsiyete dayalı ücret farklılığı ülkemizde çok derin. Bakın, kadın cinsiyetine dayalı ücret farkı yüzde 21,1; hele hele kadınlar kayıt dışı çalıştığında bu oran yüzde 24,2'ye çıkıyor, cinsiyete dayalı ücret farklılığı. Çocuğu olan kadınlar da olmayanlara göre yüzde 11 daha az ücret alıyor; kadınlar içerisinde böyle bir dengesizlik var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Hani bir yandan kadınlarımıza "Çocuk yapın." diyoruz -biz de destekliyoruz bunu, olması lazım, nüfus kritik bir göstergedir, önemlidir- ama burada da tabii kadınlarımızı, hele hele çocuk yapan, anne olan kadınlarımızı da mutlak surette korumamız gerekiyor, onlara çok daha iyi bir hayat tarzı sunmamız lazım. Çalışan anneler ile çalışan babaların ücretleri arasında da ciddi bir farklılık var; buraya da baktığımızda, çalışan annelerin çalışan babalara göre yüzde 19 daha az ücret aldığını görüyoruz.
Dolayısıyla, bu 4 Bakanlığımızın bütçesine aileyi koruyamadığı için, çevreyi koruyamadığı için, çalışanları koruyamadığı için ve sağlığımızı yeteri kadar koruyamadığı için İYİ Parti Grubu olarak ret oyu kullanacağımızı da bilgilerinize arz etmek isterim.
Teşekkür ederim.