GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 7'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:35
Tarih:13.12.2021

CHP GRUBU ADINA YUNUS EMRE (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerine konuşuyoruz ancak ülkemizin bir Dışişleri Bakanlığı gerçekten var mı?

MUSTAFA KÖSE (Antalya) - Var, var; var ve başarılı bir Dışişleri Bakanı var.

ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Çok ayıp! Çok ayıp!

KEMAL ÇELİK (Antalya) - Senin dünyadan haberin var mı?

YUNUS EMRE (Devamla) - Yoksa çok değerli diplomatlarımızın belirttiği gibi, Dışişleri Bakanlığı bir uluslararası Türkiye içi iletişim bürosu hâline mi geldi?

ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Çok ayıp, çok ayıp!

KEMAL ÇELİK (Antalya) - Haberiniz var mı?

YUNUS EMRE (Devamla) - Arkadaşlar, niye laf atıyorsunuz? Dışişleri Bakanlığı bütçesini görüşüyoruz.

MUSTAFA KÖSE (Antalya) - Demek ki var ki görüşüyoruz.

YUNUS EMRE (Devamla) - Dışişleri Komisyonunda Sayın Canbey'den başka üyeniz yok burada; 1 üyeniz var, çoğunluğunuz bulunan Komisyondan 1 üyeniz var burada.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Ya, "He, he" deyin!

YUNUS EMRE (Devamla) ¬- Bundan utanmıyorsunuz, laf atıyorsunuz.

Lütfen, rica ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Ya, he, he...

YUNUS EMRE (Devamla) - Arkadaşlar, bakın... Sayın Bakan, sizin iktidarınızdan önce Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği hedefi vardı, bugün Avrupa Birliği üyeliği hedefi ortadan kalktı; bir hayal hâline geldi ve Türkiye, ne yazık ki Avrupa Birliği için göçmenleri ülkesinde tutan bir sünger ülke hâline geldi.

Değerli arkadaşlar, Avrupa Konseyi... Benden önceki görüşmeciler de konuşmacılar da söylediler. Türkiye'nin kurucusu olduğu bu uluslararası örgütte 2017'den beri tekrar denetim sürecindeyiz. Konseyin tarihinde ilk defa denetimden çıkan bir ülke olarak tekrar denetime girdik; yetmedi, yine sizin iktidarınızda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarını uygulamayan bir ülke olarak Türkiye hakkında ihlal prosedürü başlatılıyor.

Değerli arkadaşlarım, Türkiye'de sizden önce iktidarda bulunan hükûmetler sözde Ermeni soykırımı iddiaları karşısında gerekli cevapları verirlerdi ve başka devletlerde, kimi parlamentolarda böyle kararlar alınmış olsa da yürütme organları her zaman bu kararlara mesafe koyarlardı, bunların dışında bir tutum alırlardı. Sizin iktidarınız döneminde Amerikan Başkanı Biden, sözde Ermeni soykırımını tanıdığıyla ilgili bir açıklama yaptı. Sayın Cumhurbaşkanı, Biden'la görüşmesinin ertesinde, görüşmede böyle bir konunun gündeme gelmemesinden mutluluk duyduğunu söyledi Sayın Bakan. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, sizden önceki iktidarlarda Mehmetçik saldırıya uğrarsa Dışişleri Bakanları görevlerini yaparlardı. Siz ne yaptınız? Cumhurbaşkanıyla birlikte Suriye'deki saldırıdan sonra ve o saldırıda 34 aslanımız şehit düştükten sonra, o olayın üzerine Rusya'nın gölgesi düşmüşken koşa koşa Moskova'ya gittiniz, kapılarda beklediniz; akşam televizyonlarda, Rusya televizyonlarında millete seyran oldunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, Dışişleri Bakanları Türkiye'nin geçmişte haklılığını dünyaya anlatırlardı, şimdi geliyorsunuz "Türkiye haklı." diye burada bizlere anlatıyorsunuz; bu, utanç verici bir manzaradır. Kimse sizin sözünüze itibar etmiyor, Katar'a gidiyorsunuz, Katar'da utanç verici sorularla karşı karşıya kalıyorsunuz. Türkiye bir kelepir ülke muamelesi görüyor. "Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri bizim kadim dostlarımızdır." diyorsunuz. Ya, Sayın Bakan, bu devletlerin sizin kadar yaşı yok ya, nasıl kadim dostumuz oluyor; sizin kadar yaşı yok ya! (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, geçmişte, sizin iktidarınızdan önce büyükelçi atamaları Türkiye bakımından çok önemli atamalardı. Türkiye'nin çok önemli bir kurumunun, Dışişleri Bakanlığının en önemli vazifesinden bahsediyoruz. Kendi arkadaşlarınızı, siyasi arkadaşlarınızı sağa sola büyükelçi olarak gönderiyorsunuz; bunların içinde adı rüşvetçiye çıkmış insanlar var. Amerika'da Sarraf'ın verdiği ifadeyi görmediniz mi? Sizin büyükelçi atadığınız kişinin, bankacılar ile Sarraf arasındaki görüşmeleri organize eden kişi olduğunu görmediniz mi? (CHP sıralarından "Görmezler" sesleri, alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, bütün bu hadiseler bize şunu gösteriyor: Türkiye'nin Dışişleri Bakanlığında kurumsal işleyiş falan kalmamıştır. Sizin en yakınınızdaki insanlar, Bakanlığın tepe yönetimine getirdiğiniz insanlar Anadolu'nun bir ilçesine belediye başkanı atatmanın peşinde ya! Bununla uğraşıyor, sabah akşam gündemi bu ve o sürecin içerisinde en pespaye şekilde mafyanın bile dâhil olduğu bir sürecin ortasında. Ayıp değil mi? Siz, Dışişleri Bakanlığına gittiğinizde, binaya girerken, Dışişleri Bakanlığının geçmişte verdiği şehitlerden utanmıyor musunuz? Utanmıyor musunuz? (CHP sıralarından alkışlar) Dışişleri Bakanlığının Türk diplomatlarının, sırf Türk diplomatı olduğu için şehit edilen diplomatlarının, sırf Türk diplomatlarının evladı olduğu için şehit edilen insanların hatırası önünde hiç utanmıyor musunuz? (CHP sıralarından alkışlar)

ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Siz kendinize bakın ya! Türkiye'yi gidip şikâyet edenler utansın! Türkiye'yi şikâyet edenler utansın!

YUNUS EMRE (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, değerli arkadaşlarım...

KEMAL ÇELİK (Antalya) - Büyükelçilerden medet umanlar utansın.

YUNUS EMRE (Devamla) - Bu laflarla gerçekleri bastıramazsınız, gerçekleri bastıramazsınız. Bırak bunları, bırak bunları. (CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Bağırma, ne bağırıyorsun!

BAŞKAN - Buyurun efendim.

YUNUS EMRE (Devamla) - Ben Türkiye'nin menfaatlerini savunuyorum, onlar gibi koltuğumu savunmuyorum, onlar gibi koltuğumu savunmuyorum.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Ne bağırıyorsun ya, bağırma!

ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Türkiye'yi şikâyet etmekten vazgeçin.

KEMAL ÇELİK (Antalya) - Hiç utanmıyor musun oradan bağırmaya ya!

YUNUS EMRE (Devamla) - Bırak bu işleri, bırak bu işleri. Sarraf'la ilgili cevapları verin. Sarraf'ın komisyoncusunu büyükelçi yaptınız, gelip burada oturuyorsunuz.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Ayıp ya!

YUNUS EMRE (Devamla) - Ayıpmış, ayıp olan budur.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Ayıp ya! Doğru konuş be!

YUNUS EMRE (Devamla) - Sarraf'ın komisyoncusunu büyükelçi yapmak ayıptır; bırak bunları. (CHP sıralarından alkışlar)

KEMAL ÇELİK (Antalya) - Ayıp, ayıp!

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Böyle bir şey olabilir mi ya!

YUNUS EMRE (Devamla) - Sayın Başkan, toparlamak istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, değerli arkadaşlarım... Ya, bırakın kardeşim, adı emlak komisyoncusuna çıkmış adamı büyükelçi yapmadınız mı siz? Büyükelçilik görevini emlak komisyoncusu olarak yapan adamı siz büyükelçi olarak tutmuyor musunuz bugün? Ne anlatıyorsunuz? Bırakın bunları!

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; sorunumuz açıktır, bakın, sorunumuz çok nettir, sorunumuz çok açıktır. Dışişleri Bakanlığı bakımından tek sorunumuz var. Geçmişte, Türkiye'nin Dışişleri Bakanları geçmişte...

ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Türkiye'nin tek bir sorunu var o da ana muhalefet sorunudur, sizin büyükelçilere yaptığınız şikâyet mektuplarıdır.

YUNUS EMRE (Devamla) - Bırak, laf atmayın.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Gerçekler yine AKP'lileri rahatsız etti konuşmayı bölüyorlar ya.

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Emre.

YUNUS EMRE (Devamla) - Selamlıyorum.

BAŞKAN - Peki, selamlayın ama Genel Kurula hitap edin Sayın Emre.

YUNUS EMRE (Devamla) - Tabii, Sayın Başkanım, haklısınız, özür dilerim.

KEMAL ÇELİK (Antalya) - Büyükelçilerden medet umuyorsunuz.

YUNUS EMRE (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, geçmişte Türkiye'nin dış politikasına yön vermek, Türkiye'nin güvenliğini sağlamaktı, Türkiye'nin ekonomik gelişmesine yardımcı olmaktı, Türkiye'nin bölgesinde barış, huzur ortamını sağlamaktı. Bugün Türkiye'nin dış politikası tek bir hedefe kitlenmiş durumda, tek bir amaç var: Türkiye'de dış politika iç politika için yapılıyor. Türkiye'de dış politika "Erdoğan'ı biz orada nasıl tutarız?" bunun için yapılıyor; hepimiz bu gerçeği biliyoruz. Ama emin olun, Türkiye bu zorlukları aşacaktır. Benden önceki arkadaşlarım da söylediler: "Geliyor gelmekte olan, gidiyor gitmekte olan."

Teşekkür ederim Sayın Başkanım. (CHP sıralarından alkışlar)