GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 7'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:35
Tarih:13.12.2021

İYİ PARTİ GRUBU ADINA ABDUL AHAT ANDİCAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçen ekim ayında, Sayın Dışişleri Bakanımızın Kore ziyareti esnasında imzaladığı bir anlaşmayla, artık Dışişleri Bakanlığının bir uzantısı hâline gelmiş olan bir olayı, bir konuyu gündeminize getirmek istiyorum.

ALTAY tankı projesini hepiniz duymuşsunuzdur. 2007 yılında prototip geliştirme ihalesini bir Türk firması OTOKAR, "MTU" isimli bir Alman firmasıyla ortak olarak alır, altı yıllık bir çabadan sonra 5 prototipi 2015 yılında Savunma Sanayiine teslim eder. Savunma Sanayii, normalde ihaleyi prototipleri üreten firmalara verme geleneği olmasına rağmen, yaklaşık iki yıl zaman harcar ve 2017 yılı Kasımında 3,5 milyarlık bir tank ihalesi açar ve bu tank ihalesine OTOKAR, FNSS ve BMC firmaları katılır. 24 Nisan 2018'de yani prototiplerin tesliminden üç yıl sonra Savunma Sanayii İcra Komitesi, ALTAY tankı üretiminin Katar ortaklı BMC'ye verileceğini ilan eder. Bu haber, savunma sanayisi çevrelerinde ciddi bir şoka yol açar çünkü ihalenin paletli savunma aracı veya hücum aracı üretme konusunda hiçbir deneyimi olmayan ve o güne kadar orduya sadece "Kirpi" adı verilen bir personel taşıyıcı üretmenin dışında tecrübesi olmayan, bir birikimi ve altyapısı olmayan bir firmaya tank ihalesi nasıl verilmiştir; bunun mantıkla, akılla, izanla, alakası yoktur arkadaşlar.

Ağustos 2018'de, ihale sözleşmesi yapıldıktan sonra, bir başka şey yapılır: BMC grubuna 1,4 milyar teşvik verilir ve ardından anlaşma resmen imzalanır ve o günün Bakanı, Savunma Sanayii Başkanı -her 2'si de- on sekiz ay sonra ALTAY tanklarının orduya teslim edileceğini söylerler. Hemen ertesi ay bir başka şey daha yaşanır, hepinizin çok iyi bildiği, Tank Palet bu firmaya yirmi beş yıllığına kiralanır. Bu ihalenin BMC ortaklığına, Katar ortaklığına verilişini anlayabilmek için biraz geriye gitmemiz lazım, Aralık 2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kültür Merkezi'nde Sayın Cumhurbaşkanının önünde Ethem Sancak'ın ifadelerine bakmamız lazım. Ethem Sancak şöyle diyor: "Liderimiz bana dedi ki 'Sen o otomotiv şirketinin altından kalkabilir misin?' Vallahi, ne emrederseniz onu yaparım." Altını çiziyorum, "Savunma sanayisine girmek o gün için bir macera dedim. Bu para var, bununla alınabiliyorsa ihaleye gireyim ama diyelim ki aldım, bunu emrettiğiniz gibi güçlü bir sanayi şirketi hâline getirebilmem için güçlü bir fon olması lazım arkamda. Sağ olsun, Emîri aradı, biliyorsunuz, yüzde 49 ortaklık; daha sonra bana bir Laz ortak önerdi, Talip Öztürk; bunu da böylece bir şeye alıştırdık."

Şimdi, Ethem Sancak'ın bu sözlerinin aralarını okuyalım, ne olmuş? Bir, Ethem Sancak BMC'yi bizzat Sayın Cumhurbaşkanının isteği üzerine almış; iki, bizzat BMC ortaklığı Sayın Cumhurbaşkanı tarafından dizayn edilmiş; üç, Türk savunma sanayisinin en önemli aktörü hâline gelme hedefi BMC'ye bizzat Sayın Cumhurbaşkanı tarafından konulmuş. Şimdi, bu kadar açık delilden sonra 3,5 milyar liralık ihalenin bu konuda deneyimi hiç olmayan bir firmaya verilmesini, kim tarafından verildiğini, hangi amaçla verildiğini, niye verildiğini söylememe gerek yok herhâlde. Bu noktada, tabii arkadaşlar diyebilirsiniz ki "Canım, İhale Yasası'nı 195 kere değiştiren, adrese teslim ballı ihaleler yapan bir AKP yönetiminde, bu da öyle bir ihale; ne olacak yani." diyebilirsiniz. Hayır arkadaşlar, eğer BMC, tankı üretip on sekiz ay sonra teslim edebilseydi problem yoktu ama ne oluyor? BMC, tank üretiminin temel unsuru olan motor ve transmisyon ünitesi için OTOKAR'ın, prototipleri yapan firmanın ortağı MTU'ya başvuruyor, MTU da diyor ki: "Benim ortağıma vermediniz ihaleyi, ben vermem size." Sonra Güney Kore'ye müracaat ediliyor, Güney Kore'nin sorunu da şu: Motoru üretiyor ama transmisyon ünitesini üretemiyor. Daha doğrusu, uzun süre uğraşmış ama ordunun kendisinin alacağı nitelikte bir şey üretememiş, onlar da MTU'dan alıyorlar. Şimdi, özetle, BMC ortaklığına verilen bu proje fiyaskoyla sonuçlanmış durumda, bugün hâlâ sürüncemede.

Değerli arkadaşlar, tabii, özellikle AKP'li arkadaşlar belki kafalarında şöyle bir şey söylüyor olabilirler "Ne yapalım? Bir şanssızlık olmuş, Almanlar da ekipman vermemiş." diyebilirler, zaten iktidar da aynı şeyi söylüyor. Ne yazık ki bu fiyaskonun sorumlusu Almanlar değil arkadaşlar, bunu bir yandaş firmaya vermek üzere, yetersiz bir firmaya vermek üzere üç yıl ihaleyi geciktiren iktidardır. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Bu işin püf noktası nerede? Benim, Plan ve Bütçe Komisyonunda Savunma Bakanına sorduğum soruda yatıyor: "Neden ihaleyi prototipleri üreten firmaya vermediniz?" diye sordum. Neden? Eğer OTOKAR gibi prototipleri üreten firmaya veya üretme kapasitesi olan bir firmaya vermiş olsaydınız değerli arkadaşlar, bir buçuk iki yıl içerisinde yani 2015'ten -iki yıl ekleyin- 2017'ye; bir diğer deyişle, BMC'ye bekletilip ihalenin verildiği 2018'den bir yıl önce ALTAY tankı Türk ordusunun hizmetine girmiş olacaktı. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Gördüğünüz gibi ALTAY tankı ihalesi öyle yandaşlara kaynak aktarmak üzere yapılmış sıradan bir ihale değildir. Türk ordusunun itibarında, Türk ordusunun silahı gücünde ciddi bir eksikliğe yol açan bir ihaledir arkadaşlar. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Şimdi, bu noktada şu soruları sormak istiyorum; sordum, burada, Genel Kurulda da sormak istiyorum: Makamını ve siyasi gücünü kullanarak yandaş bir firma yaratmak, yandaş bir firma yaratmak, deneyimi ve teknolojik kapasitesi olmadığı hâlde onu diğer firmaların önüne geçirerek 3,5 milyar dolarlık bir ihale verilmesini sağlamak tarafsız ve adil olması gereken, herkese eşit mesafede olması gereken bir Cumhurbaşkanına uygun mudur? (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Değildir.

ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) - Bu noktada Sayın Cumhurbaşkanı, nüfuz suistimali yapmış olmamakta mıdır? Savunma ihalelerinde "know-how" getiren bir yabancı ortak ve teknolojik yeterlilik belgelendirme zorunludur, zorunludur. İhaleyi bu niteliklere sahip olmayan BMC-Katar ortaklığına vermek ihaleye fesat karıştırmak olmuyor mu? (İYİ Parti sıralarından alkışlar) İhaleyi alan firmaya 1,4 milyar teşvik verileceği, Tank Palet Fabrikasının yirmi beş yıl kiralanacağı, tahsis edileceği, üretim döneminde savunma sanayisinin ilave ihaleler vereceği ihaleye giren diğer firmalara söylenmiş midir arkadaşlar? Söylenmemiştir, söylenmemiştir; eğer söylenmediyse ki öyledir, bu, haksız rekabet yaratarak ihaleyi şaibeli hâle getirmek değil midir? (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) - Şimdi aynı sorun, BMC-Katar ortaklığı Millî Muharip Uçak Projesi'nde de benzer şekilde devreye sokulmak istenmiştir; vaktim yok, ayrıntılarına giremeyeceğim, başka bir Genel Kurul toplantısında da onu deşifre edeceğim. (İYİ Parti sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Ama Sayın Dışişleri Bakanım buradayken bir şeyi konuşmamı bitirmeden önce hatırlatmak istiyorum. Sayın Dışişleri Bakanımız, imzaladığınız niyet beyanında -anlaşma diyelim- şöyle olduğu söyleniyor: "ALTAY tanklarının motorlarında Koreli Doosan firmasının motorları ve ST Dynamics firması tarafından geliştirilen transmisyon üniteleri kullanılacak." deniliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun efendim.

ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) - Güney Kore'nin kendi ordusunda kullanacağı K2 tankları için "ST Dynamics tarafından geliştirilen otomatik şanzıman dayanıklılık testlerinde başarılı olamamıştır." 2011'den beri üretmeye çalışıyorlar. Bu nedenle Güney Kore Hükûmeti kendi ordusunda kendi firmasının ürettiği transmisyon üniteleri yerine Alman MTU ünitelerini kullanmaktadır.

Şimdi, biz böyle bir anlaşmayı imzaladığımıza veya imzalayacağımıza göre Sayın Bakan, Güney Kore'nin kendi firmasının üretmesine rağmen kendi tanklarında kullanmadığı ST Dynamics transmisyon ünitelerini kullanma tehlikesiyle karşı karşıyayız. Eğer böyle bir alışverişi, böyle bir anlaşmayı siz yapar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) - Devam ediyor muyum?

BAŞKAN - İlave ettik efendim.

ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) - Öyle mi? Son cümlelerimi söylüyorum.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Selamlama için bir dakika verin Başkanım.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Yani heyecanlı konuşuluyorsa, süre veriliyorsa biz de konuşalım yani.

HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Az mı konuşuyorsun be?

ERHAN USTA (Samsun) - Beşer beşer parçalayarak zaten kaç tane ilave süre alıyorsun kardeşim ya!

ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) - Bu şekilde bir olay gerçekleşirse... Son cümlemi söylüyorum.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Herkese verilsin o zaman Başkanım.

ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) - Bu şekilde bir olay gerçekleşirse; bu, Türkiye açısından ileride zararları telafi edilemeyecek bir şey olur, öyle bir şeyi de sizin yükümleneceğinizi zannetmiyorum, ihtimal vermiyorum.

Değerli arkadaşlar, bu noktada maalesef, iktidar ALTAY tankı konusunda getirilen tüm önergeleri reddetmiştir. İktidar devam ettiği sürece önergelerin, araştırmanın, soruşturmanın mümkün olmadığını biliyoruz ama inşallah İYİ Parti iktidarında değerli arkadaşlar, şaibelerden, suiistimallerden, yolsuzluklardan arınmış bir Türkiye oluşturacağız.

Hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)