| Konu: | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 7'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 13.12.2021 |
GÜLTEKİN UYSAL (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisinin 20'nci bütçesini konuşuyoruz. Elbette bu bütçe vesilesiyle, neredeyse 4 tane beş yıllık kalkınma planına denk gelen bir süreyi de konuşuyoruz. O açıdan, geneli üzerine yapılan görüşmelerde Meclisimizin demokrasi genişlemesi vesilesiyle bizlere söz vermediler! O değerlendirmelerimi de şimdiden paylaşmak isterim.
Değerli milletvekilleri, bir kötü yönetimin neticesini Meclisimiz her noktada yaşıyor. Belki de bir bütçenin başına gelecek en kötü şey, görüşüldüğü dönem içerisinde, ekonomideki altüst oluş dolayısıyla bütün faiz, döviz, enflasyonla ilgili baz aldığı öngörülerinin çökmesi sonrası âdeta bir usulü tamamlama işlemine dönüşmesidir. Bütün bu açılardan bakınca, iktidarımızın bugün Cumhurbaşkanlığı adına sunuş yapan başta Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Oktay, AK PARTİ adına genel görüşmelerde değerlendirme yapan Sayın Kurtulmuş'un sözlerine bakınca bu on dokuz yılı âdeta tekzip eden beyanlarına rastladık. Özellikle Sayın Kurtulmuş, neredeyse HAS Parti Genel Başkanı olarak Adalet ve Kalkınma Partisinin on dokuz yıldır uyguladığı ekonomi politikalarını esaslı bir şekilde eleştirerek bu zamana kadar uyguladığı yüksek faiz, düşük kur politikasıyla beraber bu ülkenin ucuz mal cenneti olduğunu kendileri ifade ettiler. Kendilerine "Geçmiş arıyoruz." diyerek, "Gömlek değiştiriyoruz." diyerek çıkılan yolda bugün, geçmişlerini de inkâr ettiklerini görüyoruz. Bir taraftan, işlerine gelince "Ekonomide başarılıyız." diyeceksiniz, sonra, o dönemle ilgili görev yapan Sayın Bakana "Boş teneke." diyeceksiniz. Buradan da anlaşıldığı üzere, Türkiye'nin pek çok sahada olduğu gibi, bunca zamanı değerlendirdiğimizde Adalet ve Kalkınma Partisinin her açıdan demokrasi ufkunu, hukuk ufkunu, ekonomiyle ilgili ufkunu, FETÖ'yle mücadeledeki ufkunu, uluslararası politikadaki ufkunu velhasıl bütün cepheleriyle görme imkânı bulduk. Milletimiz, mazeret bırakmayacak şekilde yetki istediniz, yetki verdi; yetki yetmedi, Anayasa'yı değiştirecek güç istediniz, onu verdi; o da yetmedi, mutlak bir iktidar istediniz, sözünüz kanun hâline gelecek, o yetkiyi de verdi.
Sıfır denetim, sınırsız yetkiyle bugün geldiğimiz noktada hâlâ birtakım mazeretlere sığınıldığını görüyorum. Bu vesileyle iki Bakanınıza da teşekkür etmek isterim. Birisi, kendisinden önceki İçişleri Bakanının evladının evinde çıkan para sayma makinelerini biz montaj -diyorduk- biliyorduk; kendisi teyit etti. İkincisi de yeni Maliye Bakanı, olan bitenin dış güçlerle alakalı olmadığını ifade ettiler. O açıdan, bugün, birtakım hamasi söylemlerle bu çürümüşlüğü, bu yanlışları, şahsi birtakım tezlerinizi neredeyse devletin ekonomi politikası hâline getirerek uygulamaları kendilerinin de hatalarının olduğunu ifade eder hâle geldiler. O açıdan bakınca bugün, maalesef, dışarıdan içeriden baktığımızda istikametini kaybetmiş bir Türkiye fotoğrafı görüyoruz. İktisadi olarak yaşadığımız şu kısa dönemdeki olan biten... Bizler buralarda otururken binlerce insanın işini kaybettiği, binlerce insanın iş yerini kapatmak mecburiyetinde kalacağı bir süreci de konuşuyoruz. Beraberinde dış politikamızda da pek çok açıkla karşı karşıyayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
GÜLTEKİN UYSAL (Devamla) - Kudret kapasitemizi aşan, amaç araç uyumu olmayan politik tercihlerimizle, maalesef, özellikle Suriye'de yaptığınız hatalarla iki büyük tarihî ve stratejik kırılmaya vesile olduk. Birincisi, tercih edilen siyaset. "Rejim değiştireceğiz." diyerek çıkılan yolda iktidar boşluğu doğması sebebiyle neredeyse bir PKK devletinin büyük ölçüde Adalet ve Kalkınma Partisinin yanlış tercihleri dolayısıyla kuruluyor olduğunu görüyoruz. İkinci büyük tarihî kırılma da sıcak denizlere inme hayali kuran Rusya, bugün bu ülkede kalıcı komşumuz hâline gelmiştir ve çıkış garantilerini almadığı hiçbir değişime asla ve kata müsaade etmeyecektir. Bu açıdan bakınca Abdülhamit Han'ın tarihe geçmiş bir sözüyle sözlerimi toparlamak isterim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
GÜLTEKİN UYSAL (Devamla) - Balkan Harbi sonrası ana kara ile Selanik'in arası kesilmiş, Alman zırhlısıyla kendisi tahliye edilecek, tahliye etmeleri gerektiği kendisine aktarıldığında tarihe geçmiş bir sözü vardır, Ömer Seyfettin'in Balkan Harbi Hatıraları'nda yazar; "Bu kadar kısa süreye bu kadar büyük gafleti nasıl sığdırdınız?" demiştir. Milletlerin ve toplumların hayatında on yıl, yirmi yıl kısa bir an mesabesindedir. Türkiye'yi bütün bu açılardan değerlendirdiğimizde bugün içeriden ve dışarıdan operasyona açık hâle gelmiş olması, bir büyükelçimizin ifadesiyle "Birinci Dünya Savaşı öncesi her gün çıkıyoruz, bir ittifak arıyoruz, bulamıyoruz." dediği gibi bir açmazla karşı karşıyayız. Bütün bu açılardan baktığımızda maalesef...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Uysal.
GÜLTEKİN UYSAL (Devamla) - ...söyleyecek sözünüzün kalmadığı, uygulanacak programınızın kalmadığı, bir beş yıl daha milletimiz yetki verse bunca zaman başaramadığınız ve sistematik çöküş yaşadığımız hangi sahada hangi parametreleri düzelteceksiniz? Bunları da merak etmekteyim. Bütün bu olumsuzluklara rağmen bugün yaşadığımız süreç içerisinde yeniden herkesin hukukundan emin olduğu bir Türkiye'yi, herkesin eşit fırsatlara sahip olduğu güçlü, müreffeh bir Türkiye'yi kurmak hepimizin idealidir. İnşallah, ülkenin bir büyük iklim değişikliğine ihtiyacı var, bu iklim değişikliğinin de ana kaldıracı iktidar değişikliğidir. Bu sürenin uzaması milletimizin ödeyeceği bedeli katmerlendirecektir.
Bu vesileyle tekrar yoklukla malul hâle gelmiş bütçenin hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)