GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:37
Tarih:15.12.2021

MHP GRUBU ADINA AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 8'inci maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin görüşmelerine samimiyetle ve yapıcı bir üslupla katkı vermeye çalıştık. Bizim önceliğimiz her zaman ülkemizin menfaatlerini ve milletimizin refahını gözetmek olmuştur çünkü biz her zaman bilge liderimiz Sayın Devlet Bahçeli'nin ifadesiyle: "Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben." diyoruz.

Kanun teklifi dikkatle incelendiğinde, küresel salgına bağlı olarak ekonomik sistemlerin; üretim, merkez ve kaynaklarının, arz ve talebin yeniden şekillendiği bir dönemde Türkiye ekonomisinin güçlü bir biçimde yükselişini sürdürmesi ve halkımızın refahının artması amaçlanmış; aynı zamanda kamu dengelerinin iyileştirilmesi, kamu maliyesi alanında bugüne kadar elde edilen kazanımların gelecek dönemde de korunması hedeflenmiştir.

Ülkemizde son iki yılda başta Covid-19 salgını, doğal afetler, orman yangınları ile iç ve dış ekonomik ve siyasi pek çok gelişme gündemimizi meşgul etmiştir. Terörist saldırılar, iç ve dış komplolar, ekonomi üzerinden yapılmak istenen operasyonlar, Suriye'den Libya'ya, Adalar Denizi'nden Doğu Akdeniz'e, Orta Doğu'dan Kafkaslara egemenlik haklarımıza yönelik saldırılar, yakın coğrafyamızdaki kaos ortamı 2020'den sonra 2021 yılına da damgasını vurmuştur.

Pandemi sürecinin ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini hafifletmek amacıyla uygulanan kısa çalışma ödeneği, gelir kaybı yaşayan hane halkı ve firmalara verilen mali destekler, vergi indirimi ve ertelemeleriyle büyümeyi destekleyici politikalar önemli rol oynamıştır. Bütçe görüşmeleri sürecinde salgından olumsuz etkilenen ekonomimize dair gelen kimi veriler bizleri sevindirirken kimi veriler de maruz kaldığımız şartlar karşısında açılan yaraların sarılması için biraz daha zamana ihtiyacımız olduğunu göstermiştir. Salgınla mücadelede Türkiye; öngörülü, planlı, bilimi esas alan yaklaşımı ve etkili hareket kabiliyetiyle dünyada öne çıkan ülkelerden biri olmuştur. İlk vakaların ülkemizde görüldüğü 2020 yılı Mart ayında hızla harekete geçilerek salgının ekonomiye olan etkilerini azaltmak, vatandaşlarımıza olumsuz etkilerini asgariye indirmek için öncelikle Ekonomik İstikrar Kalkanı Programı uygulanmaya konmuştur. Esnaf, sanayici, çiftçi, çalışanlarımız ve dar gelirli vatandaşlarımıza yönelik önemli destekler getirilmiştir. Bu kapsamda, kısa çalışma ödeneği, işten çıkarma yasağı, kredi ertelemeleri, nakit desteği gibi tedbirlerle toplumun tüm kesimleri koruma altına alınmıştır. İşletmelere yönelik finansman koşullarının kolaylaştırılması ile çalışma ve sosyal hayata ilişkin tedbirleri içeren birçok alanda sağlanan destekler artarak devam etmiştir.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle hedeflenen atılımın gerçekleştirilmesi ve öngörülen hedeflere ulaşılabilmesi için temel alanlardaki yapısal sorunlara yönelik çözümler üretilmekte; bununla birlikte, cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin ruhuna uygun tedbirlerin alınmaya devam edilmesi suretiyle ekonomide yatırım, üretim, ihracat ve istihdama dönük adımların atılması mümkün hâle gelmiş, önemli üretim artışları gerçekleştirilmiştir.

Turizm sektörünün ve aşılamanın büyümeye sağladığı önemli katkı sayesinde Türkiye ekonomisinin 2021 yılının tamamında yüzde 9 oranında ve dengeli bir talep kompozisyonuyla büyümesi öngörülürken üç çeyrek büyümesi, 2021 yılı büyümesinin yüzde 10'a ulaşacağına işaret etmektedir. Pandemi dönemindeki kapanmalara da bağlı olarak gıda, navlun ve temel mal fiyatlarındaki artışların yanı sıra, başta petrol olmak üzere küresel emtia fiyatlarındaki yüksek seyir tüm ülkelerdekine paralel Türkiye ekonomisinde de enflasyonist baskıları arttırmıştır. Bununla birlikte uygulanan maliye politikasıyla, enflasyonla mücadele ve vatandaşlarımızı destekleme kararlılığı gösterilmeye devam edilmektedir. Enflasyonu belirleyen en önemli faktörlerden biri olan enerji girdilerinde ve emtia fiyatlarında yaşanan olağan dışı gelişmelerin etkisiyle, dünya genelinde beklentilerin üzerinde ve rekor seviyede bir fiyat artışı izlenmektedir. Ülkemizdeki enflasyon dinamiklerine bakıldığında, küresel gelişmeler, birikimli döviz kuru etkileri, artan gıda fiyatları ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın etkili olduğu görülmektedir. Bunun karşısında, gerek maliye politikası gerekse para politikasıyla enflasyonla mücadele kararlılıkla devam etmektedir. Eşelmobil sistemiyle akaryakıt, kira stopajı ve KDV indirimleriyle bazı mallarda enflasyon etkisi baskı altına alınmakta, fiyat artışları da vatandaşlarımıza yansıtılmamaya çalışılmaktadır.

Covid-19 salgını nedeniyle artan harcamalar ve azalan gelirler neticesinde, 2020 yılında ülkelerin bütçe açıkları da önemli ölçüde artış göstermiştir. 2020 yılının başından itibaren dünyayı kasıp kavuran Covid-19 salgını farklı mutasyonlarla tehdidini devam ettirirken ülkemizin mücadele başarısında ayırt edici özellik, yeterli altyapı, öngörü, planlama, hazırlık, sevk ve idare kabiliyeti olmuştur. Coronavirüs pandemisi bütün ülkelerin kurumsal kapasitesini ve organizasyon yeteneklerini ortaya çıkarmıştır. Bu kapsamda, Türkiye, sağlık altyapısıyla, yetkin kadrolarıyla, bütün kurumsal yapılarıyla ve organizasyon yeteneğiyle olumlu olarak pek çok ülkeden ayrışmıştır. Türkiye pandemiyle mücadelede dünyaya örnek bir ülke olmuştur.

Saygıdeğer milletvekilleri, küresel salgınla birlikte öğrenilen en önemli derslerden biri de millî üretimin ülkeler için hayati öneme sahip olduğu gerçeğidir. Salgına hazırlıksız yakalanan dünyada bilhassa Avrupa'nın önde gelen ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri, üretim araçlarının belirli maliyetleri düşünülerek yurt dışına çıkarılmasının sonucunda en temel ihtiyaçlarının tedarikinde aksamalar yaşamışlardır. Başka bir deyişle açıklamak gerekirse ne kadar paraları olursa olsun, sınırların kapatıldığı ve fabrikaların sustuğu bir dönemde en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamadıkları bir aşamaya geldiklerine geçtiğimiz dönemde hep birlikte şahit olduk. İngiltere başta olmak üzere gelişmiş ekonomilerin yaşadığı, salgın dönemiyle hayatımıza giren maske ve dezenfektan tedarikinde bile kriz yaşadıklarını, sağlık çalışanlarının hayati derecede ihtiyaç duyduğu malzemeleri sağlayamadıklarına şahit olduk.

Sayın milletvekilleri, yeni hükûmet sistemiyle birlikte kalıcı siyasi bir istikrar sağlanmış, hızlı ve etkin icraat sistematik hâle gelmiş, güvenli ve huzurlu Türkiye'nin yolu inşa edilmiştir. Türkiye 15 Temmuz hain darbe girişimiyle başlatılan, ülkemizi işgal planının çok cepheli olarak devam ettirildiği süreçte tüm tehdit ve saldırılara Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle daha güçlü bir karşılık vermiştir. Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınıyla gıpta edilen bir mücadele ortaya konulurken aynı zamanda hem terörle hem de egemenlik haklarımızı koruma kararlılığıyla âdeta yedi düvele karşı çok cepheli siyasi ve askerî mücadele verilmektedir.

Önemli tarihî adımlardan biri de, başlatılmış olan millî teknoloji hamlesinin sonuçları alınmaya başlanmış, başta savunma sanayisi olmak üzere, enerji, yazılım, ilaç ve tıbbi malzeme gibi birçok yüksek teknoloji alanında yerli ve millî üretim artmıştır. Millî İHA'lar, SİHA'lar, TİHA'lar, gemiler, zırhlı araçlar ve silahlarla birlikte millî otomobilimizin üretimine başlanmış, millî savaş uçağı çalışmaları da devam etmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi, buyurun.

AYŞE SİBEL ERSOY (Devamla) - Teşekkür ederim.

Son olarak, her türlü maliyete katlanılarak üretimin ve istihdamın devam ettirilmesinin devletimiz ve toplumumuz açısından önemine dikkat çekerek 2022 yılı bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)