GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:37
Tarih:15.12.2021

İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2022 Yılı Merkezi Yönetimi Bütçe Kanunu Teklifi'nin 12'nci maddesi üzerinde görüşlerimi ifade etmek üzere İYİ Parti adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bugün burada ekonomik belirsizlik nedeniyle anlamını yitirmiş bir bütçe görüşüyoruz. Daha Komisyon aşamasında bile tüm verilerin altüst olduğu -ortaya çıkan- bir bütçeden bahsediyoruz aslında. İktidar partisi artık alışkanlık hâline getirdiği kendi bildiğini okuma, uyarılara kulak tıkama ısrarını sürdürmektedir. Hâl böyleyken bu siyasi anlayışın ülkeyi maruz bıraktığı tablo sürpriz değildir. AKP yorgundur, dinamizmini yitirmiştir, heyecanı ve aktivitesi düşmüştür. Bu kadronun yapabileceği bütçe ancak böyle bir metin olabilir.

Evet, bütçe müzakerelerinin sonuna yaklaşmışken net olarak gördüğümüz tablo: Ülkenin ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel, güvenlik, sağlık ve tarım alanında uçuruma sürüklenmesidir; işçinin, memurun, çiftçinin, esnafın, tüm çalışanların, dar gelirlilerin, emeklinin, kadının, engellinin dikkate alınmamasıdır; kültürde, sanatta, edebiyatta ilerleme bir yana ülkenin boğulması ve cehaletin zirve yapmasıdır.

Tabii, geçen yirmi yıllık sürede ülkenin tüm kaynakları, ülkenin serveti bir bir vahşice talan edilip, yağmalanıp artık paraya dönüştürülecek bir şey kalmayınca Körfez'den medet umar hâle gelmek ne acıdır. Bu yüzden vizyonsuz, misyonsuz, hedefsiz bir bütçe olan AKP'nin 2022 yılı bütçesi milletimize katkı yapacak bir durumda değildir zira iktidar sahipleri kendi siyasi emellerini düşünme bedbahtlığı içinde toplumun tüm kesimlerini unutmuştur. Bunun sonucu olarak bize yansıyacak olan fakirlik, enflasyon, işsizlik ve faizdir, açlıktır, çaresizliktir, umutsuzluktur. 2014'ten 2022'ye kadar sürekli gayrisafi yurt içi hasılada gerileme olur mu arkadaşlar? Bu dönemde sıcak para bolluğuna rağmen imkân ve kaynakların saray yandaşı bir grup insana pompalanması ve milyonlarca insanın meselelerine çare olunmaması en büyük handikaptır. Oluşturduğunuz kara delik milyar dolarları yutarken ülkenin bütünüyle nasıl bir yoksulluk ve çaresizlik sarmalına sokulduğuna hep birlikte tanıklık ediyoruz.

"Tarihi 'tekerrür' diye tarif ediyorlar/Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?" diyor Mehmet Akif. Bundan yüz seksen üç yıl önce başlayan Osmanlı'yı pazarlama macerası, 1881'de Muharrem Kararnamesi'yle zirve yapmıştır. Kurulan Düyun-ı Umumiye İdaresi, emperyalistlerin elindeki tüm Osmanlı gelirlerine doğrudan el koyarak borçlarını tahsil yoluna gitmiştir. Bugün de Varlık Fonuyla, borç idaresiyle, özerk Gelir İdaresiyle Düyun-ı Umumiye'nin bir benzeri gerçekleşmiş olmuyor mu? Bu sıkıntılı durum, iktisadi bağımsızlığı başta net olan Türkiye Cumhuriyeti'nin AKP elinde düşürüldüğü vahim tabloyu göstermektedir. Demek ki tarihten hiç ibret alınmamış.

Değerli milletvekilleri, şunu belirtmek isterim ki Varlık Fonu tartışmaya açılmalıdır. Varlık Fonunun Sayıştayca denetlenememesi kuşkulara yol açmaktadır. Bunun bağlılarını nasıl yönetiyorsunuz, bankaları nasıl yönetiyorsunuz; ÇAYKUR gibi kurumları, bağlı KİT'leri nasıl yönetiyorsunuz? Yüce Meclisin Türk milleti adına bunu bilmeye hakkı yok mu?

Amerikalı bir akademisyen var Wallz, diyor ki: "Krizler bir şimşek çakması gibi, manzaranın gerçek özelliklerini açığa vurur." İşte, tam kriz ortamındayız, bugünkü manzara da bütün çıplaklığıyla karşımızdadır.

Buradan ben de netlikle ifade etmek istiyorum ki: Eğer iktidar bu hazin tabloya bir son vermek istiyorsa tövbe edip samimiyetle millî çıkarlarımıza hizmet ederek iş birlikçi politikalardan uzak durmalıdır.

Arkadaşlar, Milletvekilimiz Sayın Hakan Sıdalı bir boyutuyla Mersin'e değindi, ben de Mersin hakkında bazı bilgileri arz etmek isterim. Birçok kez dile getirmiş olsak da Türkiye'nin en önemli illerinden biri olan Mersin'in, AKP iktidarları döneminde beklenenden daha az destek alması üzüntü vericidir. Mersin -eski adıyla "İçel"- Anadolu coğrafyasına Türk mührünü vuran Selçuklu'nun Anadolu yaylasının sahil tarafı olan bölgeye "İçil" denmesinden bugüne yaklaşık sekiz yüz yıllık bir geçmişe sahiptir. Mersin'de nüfus artış hızı Türkiye ortalamasının altına düşmüştür arkadaşlar. Bu, Mersin'in artık dışarıya nüfus ihraç etmeye başladığını gösteriyor. SEGE endeksine göre sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasında Mersin, maalesef, 3'üncü kademe iller grubundadır, 3'üncü grupta olup il sıralamasında da 25'inci sıradadır; eğitimde 33, sağlıkta 39, istihdamda 52'nci sıradadır; TÜİK verilerine göre yaşam memnuniyetinde ise 81 il arasında 71'inci sıradadır.

Gayrisafi hasılada Mersin, 2014 yılından beri sürekli gerileme yaşamaktadır; en yüksek gayrisafi yurt içi hasıla 2014 yılında 16,6 milyar doları görmüştür.

İhracat ve ithalat potansiyeli çok yüksek olan Mersin, iktidarın ilgisizliği yüzünden potansiyelini kullanamamaktadır. 1,5 milyar dolarlık bir ihracat ithalat dengesi söz konusudur.

Evet, Mersin'e ne yapılabilir? OSB'ler çoğaltılabilir; lojistik köyü tamamlanabilir; endüstri merkezleriyle şehir bağlantılı yollar yapılabilir; SEKA Limanı devletçe işletilebilir; Turizm Koruma Geliştirme Bölgesi'yle turizm merkezleri aktive edilebilir; Çukurova havaalanı açılabilir; Çeşmeli-Taşucu otobanı yapılabilir; D-400, D-715 yolları bir an önce bitirilebilir; Yenice Lojistik Merkezi ve Akkuyu Nükleer Santrali tamamlanabilir; Tarsus Pamukluk Barajı, Erçel Barajı, Sorgun Barajı sulaması, Anamur Alaköprü sulaması, Aksıfat Barajı, Aşağı Göksu 2'nci Merhale ve arazi toplulaştırma işleri bir an önce bitirilebilir. Ayrıca, Büyükşehrin Mezitli Gar Hafif Raylı Sistem; 337,5 milyon TL'lik hafif raylı sistem de tamamlanabilir.

Arkadaşlar, Mersin tarımsal altyapı yatırımlarına muhtaç; Mersin, üreticilerinin devletçe korunmasına muhtaç; limon ve muz üreticileri perişan edilmiş. Bunu birçok kez dile getirdik, bunlar ilgiye muhtaç. Hazine ve kamu arazileri, orman alanları kapış kapış yağma ediliyor; Mersinli kendi toprağına muhtaç. Mersin, devlet bütçesine katkıda arkadaşlar, 6'ncı büyük ilimizdir ancak buna rağmen iktidardan hak ettiği desteği asla alamamıştır. AKP, Mersin'i cezalandırmaktadır, bu böyle giderse Mersin de doğal olarak AKP'yi cezalandıracaktır diyorum; bu, böyle biline.

Evet, görüşmekte olduğumuz 12'nci maddeye gelince, biraz önce Divanın da ifade ettiği gibi, bu, dış borç ikrazına ilişkin bir madde olup 4,5 milyar dolarlık bir tutar söz konusu, bunun Cumhurbaşkanı tarafından 1 kata kadar artırılmasını içeren bir madde.

Sözün özü: Bir israf ve talan bütçesiyle karşı karşıyayız. Bu ülkenin servetinin yağmalanmasına, vatandaşımızın cebindeki üç kuruşun eriyip gitmesine asla razı olmamalıyız.

Evet, burada şöyle bir tablo görüyoruz aslında: AKP, israfın tarafında, yandaşın tarafında duruyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BEHİÇ ÇELİK (Devamla) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

BEHİÇ ÇELİK (Devamla) - Biz, evinin sokağında dolanıp içeriye girmeye gücü kalmamış bir baba varsa onun yanındayız. Biz "Ne iş yapıyorsun?" dediklerinde, için için ezilen, gözüne uyku girmeyen gençlerin yanındayız. Biz mazlumun, ezilenin, güvencesiz kadının; biz emekçinin, biz bütünüyle bu milletin yanındayız.

Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in ekonomide AKP inadı hakkında ifade ettiği gibi, bu yapılanlar ne hatadır ne kazadır; bu düpedüz AKP'nin kendi tercihidir diyorum. Bu karanlık yolu yürümeyi de kendisi seçmiştir ve sonucunda da AK PARTİ iktidarı, kendisi artık bunun bedelini ödeyecektir diyorum.

Bu duygularla, her şeye rağmen, bütçenin hayırlı olmasını diliyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)