GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:37
Tarih:15.12.2021

YUNUS EMRE (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Tabii, çok kapsamlı bir ekonomik kriz ortamında bütçe tartışmalarını yapıyoruz. Yine, bu ortamda, önemli bir değişiklik oldu, ekonomi yönetiminde, bir Bakan değişikliği oldu. Bugünlerde Sayın Bakanın bir açıklaması basında yer aldı. Diyor ki Sayın Bakan: "Onlara diyorum ki: Sen maaş alıyorsun, en fazla neyini kaybedersin, enflasyonun altında ezilirsin ama ben bütün varlığımı kaybederim." Şimdi ben bu açıklamayı duyunca önce emin olamadım yani bir Bakan böyle bir şeyi söylememiştir herhâlde diye düşündüm, tekrar kontrol ettim, bir hata vardır diye düşündüm, kontrol ettim ve Bakanın bunu söylediğini gördüm. Değerli arkadaşlarım, gerçekten utanç verici bir durum. Vatandaşlarımızın nasıl bir ızdırapla karşı karşıya olduğunu görmeyen, bilmeyen bir Bakan var. Ya, yazıklar olsun! (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Değerli arkadaşlar, bakın, varlıklı bir bakanın varlığını kaybetmesiyle bir annenin, bir babanın işini, maaşını kaybetmesi nasıl aynı şey olarak düşünülebilir? Ya, bir anne, bir baba maaşını kaybederse evinin kirasını ödeyemez.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ya, o, kişisel varlıktan bahsetmedi. Yunus Emre...

YUNUS EMRE (Devamla) - Bir anne, bir baba; maaşını kaybederse hasta anasına ilaç alamaz, ateşi yükselen bebeğini doktora götüremez, çocuğuna defter, kalem alamaz. Ama orta yere çıkıp bir bakan kendi varlığıyla, kendi servetiyle bir annenin, bir babanın maaşını, bir emeklinin maaşını nasıl kıyaslayabilir? Değerli arkadaşlarım, yani sormak istiyorum, o anne-baba o maaşıyla ne yapıyor, bir düşünün. Ya İspanya'ya tatile mi gidiyor Allah aşkına? Hayat mücadelesi veriyor. Ya, bir bakan bunu kendi servetiyle nasıl kıyaslayabilir? Yani sormak istiyorum ya, bu Türkiye'de devlet kimlere kaldı ya? Ya, devletin kasasını emanet ettiğimiz insan, bunu nasıl söyleyebilir ya? Bizim milletimizin bir duası vardır, derler ki: "Allah, devlete zeval vermesin." Devleti bu hâle getirdiniz, yazıklar olsun ya, yazıklar olsun ya! (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ya, bu adamı da yoldan çıkardınız ya.

YUNUS EMRE (Devamla) - Sonra Sayın Bakan ekonomi modelini açıklıyor, bakın, dikkatinizi istiyorum, Sayın Bakanın ekonomi modeli: "Tutturamazsam üzülürüm." Bakın, Ekonomi Bakanının ekonomi modeli: "Tutturamazsam üzülürüm." Değerli arkadaşlar, bir defa bu kadar saçma sapan bir görüşü politika diye söylüyorsunuz. Görüşünüz şu: Merkez Bankası faizlerini düşüreceğiz, dolar kuru yükselecek; dolar kuru yükselince ekonomi toparlanacak, 14-15 liraya yükselinceye kadar bir toparlanacak. Arkadaşlar, elinizi korkak alıştırmayın, 15 lirayı bırakın canım, 50 lira yapın, 100 lira yapın, bin lira yapın, 5 bin lira yapın. Millet 100 dolara gelsin Türkiye'den kamyonlarla malları götürsün, memleketine gitsin.

Ya, şurada, Polatlı'da daha dün bir çiftçi diyor ki: "Ya, benim memleketimde tarlanın dönümü 10 bin lira, gübrenin torbası 15 bin lira!" Ya, bu hâle getirdiniz memleketi, bu hâle getirdiniz.

Değerli arkadaşlarım, ama neymiş? Bakan üzülürmüş, tutturamazsa üzülürmüş. Ya, ben sormak istiyorum: Bu tutturma merakı nedir ya? Ekonomi Bakanından biz bunu duyuyoruz, Veliefendi Hipodromu'nda ganyancı bir ağabeyimizden duymuyoruz, Ekonomi Bakanı tutturmaktan bahsediyor ya. Sayın Cumhurbaşkanı da tabii, aynı kafada; o da tutturma meraklısı. Üç ayda bir, altı ayda bir Merkez Bankası Başkanını değiştiriyor, bakan değiştiriyor, hiç de tutturamadı maşallah, bir türlü tutturamadı.

Değerli arkadaşlarım, tutturma merakı içerisinde olan bir ekonomi yönetimi, bir Türkiye idaresiyle karşı karşıyayız. Şimdi, mesela, neyi tutturamadığınız konusuyla ilgili ben size bir örnek vereyim. Sizin döneminizde son beş yılda 5 defa Merkez Bankası Başkanı değişti. Ya, Merkez Bankası kurulmuş, otuz senede 5 Başkan değişmiş, son beş senede 5 Başkan değiştirdiniz. Gelmeden baktım, Almanya'nın Merkez Bankası -altmış üç yıllık bir banka- 10 Başkan değiştirmiş altmış üç yılda. American Federal Reserve -yüz on yıllık o sistem- 16 Başkan değiştirmiş. Ya, derdiniz ne sizin, beş yılda niye bu kadar Başkan değiştiriyorsunuz ve ne oluyor değiştirdikçe? İlk değiştirdiğiniz sırada dolar kuru 2,8 lira düzeyinde; 2'nci değişikliğinizde 5,6'ya fırlamış; arkasından Naci Ağbal geldiğinde dolar kuru 8,5. Adam dört ay kalabilmiş; 7,2 liraya düşürmüş, tabii, hedef olmuş sizin için, hemen adamı kapının önüne koymuşsunuz. Arkasından Şahap Kavcıoğlu bütün rekorları kırmış, dokuz ayda 7 lira olan dolar 14 lira olmuş. "Memleketi uçuracağız" dediğiniz sistemin sonucu bu. Ama Sayın Bakan hâlâ bize "tutturmak"tan bahsediyor. Ya, zaten tutturmuşsun tutturacağını, memleketi bu hâle getirmişsin. Neyi tutturacaksın? (CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

YUNUS EMRE (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkanım.

Değerli arkadaşlarım; yoksulluk, işsizlik, hayat pahalılığı, alacaklılar bunlar vatandaşın canını yakıyor. Paramız pul oldu, vatandaşlarımız mahvoldu değerli arkadaşlar. Bir defa benim size tavsiyem bu 6'lı ganyan merakından, sayısal loto merakından falan çıkın. Dünyada ciddi iktisatçıların önerdiği politikaların arayışında olun. Ve tabii, en başta Türkiye'yi demokrasiden uzaklaştırdınız, bir tek adam rejimini Türkiye'de oluşturdunuz, karşı karşıya bulunduğumuz ekonomik sorunların temeli bu değişikliktir, değerli arkadaşlar, Türkiye'nin demokrasiden uzaklaşmasıdır. Çünkü Türkiye, demokrasiden uzaklaştığı için bu şekilde ekonomiyle hiçbir ilgisi olmayan, ne profesyonel hayatta ne siyasi hayatta hiçbir başarısı olmayan insanlar, bir süper bakan olarak Türkiye ekonomisinin tepesine geliyorlar ve bu acı manzarayı Türkiye yaşıyor. Önerdikleri çözüm de "Tutturamazsam üzülürüm." oluyor.

Sayın Başkan, tekrar teşekkür ediyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)