GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:37
Tarih:15.12.2021

HDP GRUBU ADINA HABİP EKSİK (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Genel Kurulu ve halklarımızı saygıyla selamlıyorum. Cezaevinde tutsak olan bütün siyasi yoldaşlarımıza buradan bir kez daha selam gönderiyoruz. Aynı zamanda, hakları için mücadele eden hekimleri ve sağlık emekçilerini buradan bir kez daha selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, bütçe, Plan ve Bütçe Komisyonundan Genel Kurula gelinceye kadar döviz karşısında yüzde 50 eridi bile. TL, her geçen gün biraz daha eriyor. Bakın, 1 Nahçıvan manatı bile 8,3 TL olmuş, 100 manatla gelip torba torba alışveriş yapabiliyorlar Iğdır'da ama bizim insanlarımızın düştüğü duruma baktığınız zaman, ekmek kuyruğundalar. Bakın, Nahçıvanlılar ne diyor, biliyor musunuz? "Burada pulumuz yahşidir. Çok hoşumuza gidiyor, geliriz, istediğimizi aparır, götürürüz." O açıdan, AKP'nin halkı düşürdüğü durum maalesef bu.

Değerli milletvekilleri, yüz binlerce insanımız evine ekmek götürememekte, iş bulamamakta ama İŞKUR müdürlükleri AKP torpil merkezlerine dönüşmüş durumdadır. Onun için, İŞKUR müdürlüklerinin isimlerini "ak torpil merkezleri" diye dönüştürmemiz lazım. Yine, eskiden AKP'nin ortağı, can yoldaşı, kardeşi FETÖ vardı "Git, FETÖ'den referans getir, al memurluğu." derdi AKP. Şimdi de FETÖ'nün çakması, imitasyonu TÜGVA var. AKP "Git, parayı TÜGVA'ya yatır; gel, al memurluğu." diyor maalesef. Onun için, gençlerimize bir kez daha buradan sesleniyoruz: Gençler, torpilci AKP gidiyor, eşitliği, adaleti sağlayacak Halkların Demokratik Partisi gümbür gümbür geliyor.

KHK'lerle yüz binlerce insan işinden aşından edildi, AKP Genel Başkanı çıktı, dedi ki: "Ağaç kabuğu yesinler." Bugün geldiğimiz nokta, maalesef, bütün ülkenin ağaç kabuğu yemeye mecbur bırakıldığı noktadır. O açıdan, kanun hükmünde kararnamelerle ihraç edilenler de merak etmesinler; hepsi işe dönecektir, hepsi aklanacaktır.

Yolsuzluklar, AKP döneminde alenileşti. Iğdır'da Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü 20 milyonluk ihale yapıyor, tribün ihalesi. 5 tane firma çağrılıyor. Deprem yok, felaket yok, yangın yok, savaş yok ama olağanüstü koşullarda yapılan 21/b'yle ihale yapılıyor. Çağrılan 4 tane firma AKP'li yöneticilerin firmaları, biri de AKP İl Başkanının kardeşinin firması. Bilin bakalım, ihaleyi kim alıyor? 4 tane firma teşekkür mektubu veriyor, AKP İl Başkanının kardeşinin sahip olduğu firma 20 milyonluk ihaleyi cukka, cebe indiriyor. Talan, ülkenin dört bir yanına yayılmış durumda ama en arsızcası, halkın iradesinin çalındığı, kayyumlar tarafından gasbedilen belediyelerimizde yaşanıyor.

Bakın, Iğdır'da, kayyum efendi, Iğdır hayvan pazarını AKP'li bir iş insanına yirmi beş yıllığına kiraya verebiliyor, ne kadara verdiğini bile bilmiyoruz. Memurlar ihalelerde usulsüzlüklere imza atmamak için doktor doktor gezip rapor istiyorlarmış çünkü çok iyi biliyorlar; AKP'nin usulsüzlüklerine imza atmak, yarın gün yüzü görmemelerine sebep olabilir. O açıdan da biliyorlar; bugün, pazarlık usulüyle ihale paslanmasını isteyenler yarın itirafçı olmak için pazarlık yapacaklar. Sömürge valileri, bu kayyumlar... Bakıyorsunuz, Iğdır'da, kayyum efendi, İl Emniyet Müdürlüğüne belediye kaynaklarından 70 bin liralık bayrak direği yapıyor, İl Jandarma Komutanlığına bağlı 57 bin metrekarelik ihata duvarını Iğdır Belediyesinin kaynaklarından karşılıyor. Babasının malı ya, kendisi sömürge valisi ya, istediğini istediğine veriyor. Ama ant olsun, halkımıza sözümüz olsun, biz HDP olarak bütün bu usulsüzlüklerin hepsinin teker teker hesabını soracağız, kaçacaklarını sanmasınlar. (HDP sıralarından alkışlar)

Bu sömürge valileri bu şehirleri sömürge, işgal görüntüsüne kavuşturmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bakıyorsunuz, daha şehirlerin girişinde yüksek beton bloklarla, zırhlı araçlarla, uzun namlulu silahlarla bekleyen güvenlik güçleriyle arama noktaları kuruluyor; hemen hemen her şehirde, her ilçede, her beldede, hatta köylerde, ellerinden gelse evlerin önüne bile kuracaklar. Niye? Çünkü bir sömürge mantığı, bir işgal görüntüsü vermek istiyorlar. Bu işgal görüntüsünü vermek için ellerinden gelen tüm usulsüzlükleri, hukuksuzlukları yapan bu kayyumlar, bu sömürge valileri maalesef, ellerinden gelen her şeyi yapabiliyorlar.

AKP'ye bunları sorduğumuz zaman, dönüp diyorlar ki: "Kardeşiz ya, et ile tırnağız ya." Her türlü zorbalığı yapacak, Kürt'e karşı sömürge hukukunu, düşman hukukunu, işgal hukukunu işletecek ama dönüp "Kardeşiz ya, etle tırnağız." diyecek. Nedense Kürtler de hep törpülenen, kesilen tırnak oluyor. Kusura bakmayın beyler, AKP iktidarı Kürt düşmanıdır, AKP iktidarı Kürt dilinin düşmanıdır. O açıdan, bir kez daha diyoruz: Kürtler, kardeş değil, eşit yurttaş olmak istiyorlar; Kürtler etle tırnak değil, eşit yurttaş olmak istiyorlar.

Yine, bakıyorsunuz, bu sömürge valileri istedikleri her şeyi yapabiliyorlar. On dakikada bir zırhlı araçların şehirlerde tur atmasını isteyebiliyorlar. Bu zırhlı araçlar, insanları ezebiliyor; onlarca insanı, çocuğu, kadını ezerek öldürdü. Bu zırhlı araçlar, o, sömürge olarak görülen yerlerde, evinizde otursanız dahi sizi öldürebiliyor. Bakın, duvarı delip içeri girip oradaki 2 çocuğu öldürebiliyor. O açıdan çok iyi biliyoruz. "Biz kardeşiz, etle tırnağız." palavrası artık bizim yiyebileceğimiz bir durum değil.

Siirt'te Cemil Taşkesen çıktı, dedi ki: "Kürtlere haksızlık yapılıyor. Burası, bulunduğunuz yer kürdistandır, tarihte de böyleydi." AKP'nin sömürge valilerinin talimatlarıyla şafak vakti evi basıldı, gözaltına alındı ve âdeta hepimize, bu kavramlardan uzak durun diye korku salınmaya çalışıldı ama hepimiz de çok iyi biliyoruz -bu Mecliste de defalarca ifade edildi- o toprakların ismi kürdistandır; Genel Başkanınız da söyledi, dönemin Başbakanı da söyledi.

Bakın, AKP'nin sömürge valilerinin zulüm ve zorbalık yaptığı bu bölgelerden, şehirlerden gitseniz de kurtulamıyorsunuz. Kars'tan Dedeoğlu ailesi göç edip Konya'ya geldi ama bütün aile faşistçe katledildi çünkü Kürt'e reva görülen aslında, sadece coğrafyasıyla ilgili değil, Kürtlüğün kendisiyle ilgili bir sömürge anlayışı vardır. Deniz Poyraz, sadece Kürtlerin hakkını savunan bir partinin il binasında bulunduğu için hunharca katledildi. Sorsanız AKP'ye "Bu katliam niçin engellenmedi?" diye "Kardeşiz ya, etle tırnağız." diyecekler ama herkes de biliyor, bu, bir palavra; bu metafor, bir palavra ve AKP, Kürt düşmanıdır.

O açıdan, biz, bir kez daha buradan net bir şekilde belirtmek istiyoruz: Kürtler kardeş değil, eşit yurttaş olmak istiyorlar. (HDP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

METİN YAVUZ (Aydın) - Sizsiniz düşmanı, sizsiniz.

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

HABİP EKSİK (Devamla) - Biz Kürtler derelerimizin, ovalarımızın, şehirlerimizin sömürge olarak görüldüğü bir yerde değil, biz Kürtler daha doğmamış çocuklarımızın fişlendiği bir yerde değil, birlikte 1923'te kurduğumuz ülkede eşit yurttaş olarak görülmek istiyoruz.

METİN YAVUZ (Aydın) - Hadi, PKK'ya beraber karşı çıkalım. Söyle, söyle de, beraber karşı çıkalım, hadi.

HABİP EKSİK (Devamla) - Buradan sözümüz olsun: Biz Halkların Demokratik Partisi olarak, Kürt'ün, Türk'ün, Azeri'nin, Çerkez'in, Terekeme'nin, Alevi'nin, Sünni'nin, herkesin eşit olarak görüldüğü ortak bir yaşamı var edeceğiz, bunu mutlaka başaracağız. Ve Yılmaz Güney'in sözüyle sözlerimi bitirmek istiyorum: Kazanacağız, mutlaka kazanacağız, mutlaka kazanacağız! "..."(x)

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)