GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:38
Tarih:16.12.2021

CHP GRUBU ADINA TEKİN BİNGÖL (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Adalet ve Kalkınma Partisinin yirmi yıldır yapmış olduğu bütçelerin iki farklı özelliği var: Birincisi, parlamenter sistem döneminde yapılan bütçeler; ikincisi de Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi adı altında yapılan bütçeler. İkisi çok farklı bir anlayışla Parlamentoya getirildi. Birinci düzenlemelerde Parlamentoda ve Plan Bütçe Komisyonunda son derece nitelikli tartışmaların, değerlendirmelerin olduğu bütçeler yapılırdı. Şimdi öyle değil, şimdi bütçeler saraydan paketle geliyor, Plan Bütçede ve burada kayda değer hiçbir değişiklik olmadan geçiyor. E, sıkıysa değiştirin. Niye? Çünkü sarayın sopası var, asla değiştiremezsiniz. Bu, bütçenin hazırlanış tekniği çok farklılaştı.

Bakın değerli milletvekilleri, İngiltere'de 1215 yılında Magna Carta Sözleşmesi'yle birçok nitelikli düzenlemeler yapıldı. Bunlardan en önemli olanlarından bir tanesi de vergi toplama ve bütçe yapma yetkisi saraydan ve Kraldan alınarak Meclise verildi yani sarayın ve Kralın tiranlığına son verildi. Dokuz yüz yıl sonra siz yeniden bütçe yapmayı tek adamın insafına ve saraya bıraktınız. (CHP sıralarından alkışlar) Peki, ne oldu? Olan şu. Atanmış bakanlar halka ve halkın vekillerine hesap vermekten uzaklaştılar ve sonuçta "Siz izin vermeden söyleyebilir miyim efendim?" diyen bakanların elinde kaldı. O nedenledir ki halka ve halkın vekillerine hesap vermeyen bakan, buraya gelip halkın vekiline efelenebildi, bu çatı altında kabadayılık taslamaya çalıştı ama dersini alıp gitti. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli vekiller, şimdi dövizde çok ciddi hareketlilik var. Herkes dolara bakıyor, avroya bakıyor, sterline bakıyor. Ya, bunlara bakmayın; Türk lirası savaşın ve yokluğun eşiğinde olan Yemen riyali karşısında değer kaybetti, Gana'nın, Haiti'nin, Orta Afrika Cumhuriyeti'nin, Mozambik'in parası karşısında değer kaybetti; Türk lirasının, karşısında değer kaybetmediği hiçbir para birimi yok. Onun içindir ki vatandaşları "ahlaksız" diye tanımlayan Numan Kurtulmuş'a rağmen hangi parayı bulursanız alın. Vatandaşa ahlak dersi vermeye kalkan... Oysa yurttaşlarımızın onuru, şerefi, ahlakı, yüksek erdemi o "ahlaksız" diyenlere çok daha önemli ahlak dersi verecek birikimde ve yükseklikte. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdilerde, Avrupa kapıları kapandığı için dönüp başka ülkelerden para devşirmeye çalışıyorlar; Katar'dan, Birleşik Arap Emirlikleri'nden. Acaba sıra şimdi kimde; Arabistan'da mı, İsrail'de mi, Mısır'da mı? Yok, yok; Suriye'de, Suriye'de, Suriye'de. Yakın zamanda Esad'a gitmek zorunda kalacaklar. Kapı kapı dolaşıp para toplamaya çalışan bu iktidar başka şey de yapıyor: Sözüm ona, el bebek gül bebek büyüttükleri FETÖ'yle güya mücadele ediyorlar, IŞİD'le mücadele ediyorlar. MİT'in, Emniyetin ve Genelkurmayın araştırmalarına rağmen, tek kişinin imzasıyla Türk vatandaşlığına geçilebiliyor. O imza kimin? Cumhurbaşkanının. 100'ün üzerinde FETÖ ve IŞİD mensubu yabancılara Türk vatandaşlığı verildi, niçin? E, 250 bin dolar geliyor, gayrimenkul alıyorlar, kasaya para giriyor. Sonra fark ettiler ki bunlar IŞİD militanı, süratle onların mallarına el koyup vatandaşlıktan gizli kapaklı çıkardılar.

Somutlaştıracağım, somut bir örnek vereceğim: Şimdi, bir Irak vatandaşı var, Marwan Salih Salih. Bu vatandaş Türk vatandaşlığına alınıyor, İstanbul'da ticaret yapmaya başlıyor ama gelin görün ki 2019 yılında Amerika'nın teröre destek verenler listelerinde başı çekiyor, biz burada ona vatandaşlık verip kimlik numarası verip ticaret yapmasının önünü açıyoruz. Sonra ne oluyor? Farkına varınca, 5 Kasım tarihinde Polat adıyla yeniden vergi numarası veriliyor ve o Polat Dervişoğlu, bugün, İstanbul'da aynı adreste, farklı bir unvanla ticaret yapıyor, IŞİD'e oluk oluk para akıtıyor. Alın size IŞİD'le mücadele, alın size FETÖ'yle mücadele. Şu para nelere kadir, şu para uğruna ne tür tavizler veriliyor, gelin görün. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, şimdi, başka bir gerçeklik var, o da şu: Ya, ekonomi o kadar ilginç bir noktada seyrediyor ki... Dünyada fikirleriyle, teorileriyle dünya ekonomisine yön vermiş çok ünlü teorisyenler var, iktisatçılar var. Ya, acaba Türkiye'de uygulanan ekonomik model hangisine uyuyor diye açıp baktım; Keynes'ten Adam Smith'e, Karl Marx'tan Fisher'e varıncaya kadar bu ekonomistlerin, bu iktisatçıların ekonomi teorilerine baktım; Türkiye'ye hiçbiri uymuyor. xErdoğan ikide bir diyor ya "Ben ekonomistim, ben ekonominin kitabını yazarım." Aradım, öyle bir kitap bulamadım; belki makaleleri vardır dedim, makalelerini de bulamadım, sonradan anladım ki bu, "Türk tipi başkanlık sistemi" gibi Türk tipi ekonomi modeli değil, Erdoğan tipi ekonomi modeli. (CHP sıralarından alkışlar) Peki, bu ekonomi modeli neye benziyor biliyor musunuz? Hekim gözüyle bir örnek vereyim: Başı ağrıyanın kolunu kesmek, dişi ağrıyanın bacağını kesmek gibi bir şey. Bilimden, akıldan, izandan uzak bir ekonomik model. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, böyle bir ekonomik modelle Türkiye tepetaklak gidiyor, vatandaşların önünü görmesi mümkün değil. Vatandaşlar soruyorlar: "Biz ne yapacağız?" Ben de şunu diyorum naçizane: Arkadaş, ne Cumhurbaşkanının ne AKP'lilerin, hele hele bu atanmış bakanların hiçbirinin sözünü dinlemeyin; kendi ekonominizi, kendi bütçenizi kendi aklınızla, kendi doğrunuzla oluşturun, zira bu AKP'lilerin vereceği aklın hepsi sizi yanlış yola götürür. Yirmi yıldır Türkiye'ye kan kusturan bu anlayış maalesef iflasın eşiğine getirdi bu güzelim ve yalnız ülkemi.

Şimdi, başka bir şey var, kürsüye çıkan partili arkadaşlar, milletvekillerinin bir kısmı diyor ki: "Bütçe hayırlı ve uğurlu olsun." Ya, arkadaş, bu bütçe benim yurttaşıma, benim garibanıma, benim fukarama hayır getirmez. Bu bütçe onlar için vallahi de hayırsız bütçe billahi de hayırsız bütçe. (CHP sıralarından alkışlar) Ama birilerine hayır getirir. Kime? Kol kola girilen mafyaya, çetelere, yandaşlara hayır getirir ama onların da memlekete hayrı yok. (CHP sıralarından alkışlar) Onun için, bunun hiçbir şekilde bir getirisi yok. Çürümüş, lime lime dökülen bir iktidarın bu saatten sonra Türkiye'nin sorunlarını çözme şansı yok ama bir şey var; ekonomik savaş ilan edildi. Ekonomik savaşa, bu halk asla savaşınıza ortak olmayacak, sizin "başkaldırı" olarak nitelendirip "Savaş veriyoruz." dediğiniz ekonominize en ufak bir katkı koymayacak. Başka bir şey yapacak bu halk; bu halk, size bir savaş açacak, savaş verecek ama demokratik yöntemlerle verecek, sandıkta size o hesabı soracak ve gün gelecek o hesap sorulurken biz yurttaşlarımızla birlikte o hesabı göreceğiz, Türkiye'yi ayağa kaldıracağız, işte, o zaman o halkın iktidarına "Hayırlı olsun." diyeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Sizin bu hayırsız bütçenize "Hayırlı olsun." dersek vallahi bu vatandaşa haksızlık ederiz, vallahi metrelerce kuyrukta bekleyen vatandaşlara haksızlık ederiz.

Değerli milletvekilleri, size de geliyordur; iş arayanlar geliyor. Şimdi, bize başka bir şey için geliyorlar, diyorlar ki: "O büyük metropol belediyeleri halkın desteğiyle aslanlar gibi aldınız ya, sosyal belediyecilik yapıyorsunuz; ya, lütfen belediyeleri arayın da bizim mahallelerimize ekmek büfesi kursunlar, ekmek büfesi." İstanbul'da bir arkadaşıma rica ettim, dedim ki: "Ya, şu kuyruğa bir bakın, şöyle göz kararı bir ölçün." Benim hatırım için 5 yere gitti, baktı; her bir ekmek kuyruğunda en az 30 metreye, 40 metreye uzanan kuyruk var. Vatandaşı bu hâle getirdiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Toparlıyorum.

BAŞKAN - Selamlayın lütfen.

TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Teşekkürler.

Şimdi, dönmüşsünüz, o kuyruğa giren vatandaşlarla alay ediyorsunuz. Ne diyorlar biliyor musunuz? İstanbul Büyükşehir Belediyesinde bir AKP'li Belediye Meclis üyesi: "Ya, o kuyruklara bakmayın, o kuyruğa girenler fotoğraf çekmek için o kuyruğa giriyorlar." Hiç merak etme, senin ve sabıkalı partinin fotoğraflarını bu halk ve biz çok iyi çekiyoruz, o fotoğrafları gün gelince sizin yüzünüze vuracağız.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)