| Konu: | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 16.12.2021 |
CHP GRUBU ADINA EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Evet, değerli arkadaşlar, bütçe görüşmelerinin sonuna yaklaştık, on dokuz yıldır yazdığınız bir kitabın da sonuna geldik. Neler yok ki bu kitapta? Kitabın finalinden başlayalım. Finalde ülkeyi ekonomik bir deneyin içine soktunuz, adına da "Çin modeli" dediniz. 16 Ekimden bugüne, iki ayda Türk lirasının dolar karşısında değer kaybı yüzde 40'ı aştı; dolar bugün 15,5 lira oldu. Beterin beteri yolunda freni boşalmış bir kamyon gibi gidiyorsunuz. Getirdiğiniz 1 trilyon 751 milyar liralık 2022 bütçesinin yarıya yakını eridi. Toplam 446 milyar dolarlık dış borcumuz sadece kur artışından dolayı altmış günde 2,5 trilyon arttı. Sadece kur farkından artış bütçe rakamının da üzerine çıktı değerli arkadaşlar. Bütçe açığı 278,4 milyar TL öngörülmüştü ama bütçe rakamlarının artık hiçbir anlamı kalmadı, acilen ek bütçe yapılması gerekiyor.
Soruyorum: Vatandaş size oy verirken "Paramızı pula çevirin." mi demişti acaba? Siz faiz indirdikçe dolar çıkıyor, dolar çıktıkça bankalardaki TL mevduatları dolara dönüyor. Bankalarda mevduatın yüzde 63'ü dolar mevduatı oldu arkadaşlar. Dolara döndürecek TL'si olmayan vatandaş, işçi, çiftçi, esnaf, emekli de her gün daha fazla yoksullaşıyor, gelir dağılımı gittikçe bozuluyor; Maliye Bakanımız Nebati de "Güvenin, inanın bize." diyerek milletten kalmayan sabrını istiyor. Vatandaş sizden aslında ne istedi? Refah içinde yaşamak istedi. Siz ne yaptınız? 2023 yılında kişi başına 25 bin dolar millî gelir sözü verdiniz, 2020'de ancak 8.500 dolar oldu. Bugün Türk lirasına yaşattığınız serbest düşüşle bu gelir de yarıya düştü, vatandaşı Halk Ekmek kuyruklarına muhtaç ettiniz. Gıda ürünlerinin fiyatı 2-3 kat arttı, her gün artmaya devam ediyor; anneler çocuklarına süt alamıyor, mama alamıyor, çocuklar yatağa aç giriyor arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
Çalışmak istedi vatandaş, emeğinin karşılığını almak istedi. Siz ne yaptınız? Türkiye'nin tarihinde görülmemiş bir işsizler ordusu yarattınız, 8 milyondan fazla işsizimiz var, ataması yapılmayan yüz binlerce öğretmenimiz var. Ne istedi bu ülkenin doktoru? Daha iyi koşullarda çalışmak, alın terinin karşılığını almak istedi. Siz ne yaptınız? Hastaneleri şirket, hastaları müşteri yaptınız. Bu ülkenin doktorunu, sağlık emekçisini performans sistemine mahkûm ettiniz, göçmen doktorlar yarattınız. On yılda 5 bin doktor ülkemizi terk etti.
Peki, ya çocuklar ne istedi değerli arkadaşlar sizden? Sadece mutlu olmak, oyun oynamak, iyi bir eğitim almak. Peki, siz ne yaptınız? Okulları cemaatlere bağladınız. 4+4+4 sistemiyle çocuklar işçi oldular. Bakın, 13 yaşında bir çocuğumuz sosyal medyada şöyle bir şey söyledi... İzlediniz mi? İzlemediyseniz izleyin. Şöyle diyor: "Bir test kitabı 80 lira. Sen buradan çevir bir genci, 1 tanesi mutluysa hayatından ben bir şey bilmiyorum." Siz çocukların bile mutluluğunu çaldınız.
Vatandaş size oy verirken cumhuriyet değerleri korunsun istedi çünkü biz bu değerleri kanla, emekle, mücadeleyle kazanmıştık. Siz ne yaptınız? Devletin öz varlıklarını, santralleri, şeker fabrikalarını, Tank Palet Fabrikalarını, limanları on dokuz yıldır "özelleştirme" adı altında sattınız. Özelleştirmelerden 63 milyar dolar gelir elde ettiniz. 63 milyar dolara bu ülkenin hem geçmişini hem de geleceğini harcadınız. Şimdi, daha da hızlandınız, Avrupa'dan ümidi kestiniz, sıra ülkenin varlıklarını Arap ülkelerine peşkeş çekmeye geldi. Antalya Liman İşletmesini 2047'ye kadar Katar'a veriyorsunuz, kıyıları da bedelsiz devrediyorsunuz. Bütçede de gündeme getirmiştim, kapatılan Etibank ile Türkiye Elektrik Kurumuna, Elektrik Üretim İletim AŞ ve elektrik dağıtım şirketlerine ait olan, bazıları denize sıfır mülkleri ve tesisleri bedelsiz olarak TEİAŞ veya TEDAŞ'a devredip sonra TEİAŞ'ı da özelleştireceksiniz. Bugün, bu konu Komisyonda şu anda görüşülüyor arkadaşlar.
Ekonomi deneyiniz baş aşağı gidince Erdoğan ekonomik kurtuluş savaşı ilan etti, sormak istiyorum: Kurtuluş Savaşı'nın siz ne olduğunu biliyor musunuz? Bakın, bu çok önemli, böylesi önemli bir kavramı ağzınıza alırken önünü arkasını çok iyi düşünmeniz lazım. Bu ülkenin kanla yazılmış varoluş mücadelesini kendi uydurduğunuz, doları olan yandaşı zengin ettiğiniz, halkı sefil ettiğiniz bir model için kullanamazsınız, alet edemezsiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
Evet, değerli arkadaşlar, vatandaş çocuklarına ve torunlarına iyi bir gelecek bırakmak istedi, siz ne yaptınız? Kamu-özel iş birliği projeleriyle torunları bile borç batağına batırdınız. Dolar arttıkça 5'li çeteye verilen hazine garantili köprü, otoyol, tünel, hastane projelerinin garanti borçları da artıyor. Bu borçlar için, bakın, 2020 yılı için verilen hazine garantisindeki sadece kur farkından artış 22 milyar lira, 2020'den 2021'e devreden hazine garantili borç tutarı 151,3 milyar lira; 2022 bütçesine koyulan hazine garantisi de 42,5 milyar lira ama dövizdeki artışla bu 42,5 miyar lira 70 milyar lirayı da geçti.
Şimdi, değerli arkadaşlar, ekonomi Titanic gibi su aldıkça batıyor; bu sırada, bağımsız olmadığı hepimizin kabulü olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ise batan gemiye dolar atarak müdahaleye devam ediyor.
Sayın Maliye Bakanından da bu arada bazı inciler dökülüyor, "Ekonomi modeli tutmazsa üzülürüm; siz bir tek maaşınızı kaybedersiniz, ben her şeyimi kaybederim." diyor. Sayın Bakan, asıl bu toplumun büyük bir kesiminin her şeyi, sizin o küçümsediğiniz maaşı, işi. Ayıptır yani diyorum, böyle bir şeyi söylemek gerçekten ayıptır, artık çaresizlikten sağa sola savruluyorsunuz. Böyle olmasaydı, Maliye Bakanı "Bize güvenin." derken neden birdenbire bir profesör çıkıp da ekonomik OHAL sopasını göstersin, neden birdenbire Maliye Bakanı Nebati bir yandan iş dünyasına "Hepiniz yüzer milyon dolar bozdurun." çağırısı yapıversin? "Şaka yaptım." demiş ama her şakanın altında bir gerçeklik payı vardır ayrıca da milletin artık şaka kaldıracak hâli kalmadı. Peki, dolarları bozdurmazlarsa ne olacak? Hepsini vatan haini olarak mı ilan edeceksiniz? Bilemiyorum.
Fuat Oktay, salı günü konuşmasında "Bu bütçede, milletimizin neye ihtiyacı varsa, gelecek tahayyülü neyse, neyi gerektiriyorsa, Türkiye için en gerekli neyse o var." dedi ama gerçek öyle değil değerli arkadaşlar; bu bütçede Adalet ve Kalkınma Partisinin neye gereksinimi varsa o var.
Değerli milletvekilleri, üzerinde konuştuğum maddeyle ilgili de birkaç cümle söylemek istiyorum. Bu madde, 2020 yılında devredilen, iptal edilen ve verilen tamamlayıcı ödeneklerle ilgili. 2020 bütçesinde yapılan ödenek üstü harcama 94,9 milyar lira olmuş. Kimin parası bu? Kimin parasını kime sormadan harcıyorsunuz? Harcanan bu para elbette milletin parası. Bu kadar yüksek bir ödenek üstü harcama için milletin bütçe hakkı adına yıl içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisine ek bütçe yasa teklifi getirerek ödenek ihtiyacı olan kuruluşlara ek ödenek almanız gerekirdi ama iktidar olarak yaptığınız kanuni düzenlemelerle bu yolu kapattınız, bütçenin şeffaflığını da ortadan kaldırdınız, tamamlayıcı ödenekle de bu konuyu çözmek istiyorsunuz. Tek adam iktidarının başladığı 2018 yılından beri uyguladığınız yanlış ekonomi ve maliye politikaları iflas etti değerli arkadaşlar, artık neresinden tutsak elimizde kalıyor.
Gelelim asgari ücrete. Asgari ücret 4.250 lira açıklandı. Yüzde 50 artışla övünüp "Enflasyonun çok çok üstünde." diyorsunuz ama halkın enflasyonu yüzde 58'i geçti. Alım gücü arttı mı, bir bakalım. 2020 Ocak ayında asgari ücretle 176 litre ayçiçeği yağı alınabilirken açıkladığınız ücretle 141 litre ayçiçeği yağı ancak alınabiliyor.
Şimdi, Cumhurbaşkanı asgari ücretten kurumlar vergisi ve damga vergisini kaldıracaklarını açıkladı. Evet, doğru bir karar özünde, elbette bunu biz destekliyoruz, aslında sürekli de ifade ediyorduk "Asgari ücretin üzerindeki vergiyi kaldırın." diye ancak burada çok ciddi bir nezaketsizlik var değerli arkadaşlar. Türkiye Büyük Millet Meclisine nezaketsizlik ve saygısızlık yapılmıştır çünkü bu düzenleme Meclisten kanunla geçecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla) - Tamamlıyorum Başkanım.
O nedenle, Cumhurbaşkanı bu açıklamayı yapmadan önce nezaketen Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına ve parti gruplarına mutlaka bu bilgiyi vermeli ve nezaketen görüşlerini almalıydı ama öyle yapmadı. Artık bir nezaket bile gösterilmiyor Türkiye Büyük Millet Meclisine.
Değerli arkadaşlar, konuşmamın başında da dediğim gibi on dokuz yıllık bir kitabın artık sonuna geldik. Herkesin bir kitabı vardır ama herkesin hikâyesi yoktur. Sizin elinizde geriye, vatandaşı yoksulluğa mahkûm ettiğiniz, sonu belli, kuru bir kitap kaldı. Bizse hep birlikte, kahramanı bu vatan ve bu halk olan, sonu da güzel biten hikâyelerle dolu bir kitap yazacağız. Şairin de dediği gibi, nedensiz bir çocuk ağlaması bile çok sonraki bir gülüşün başlangıcıdır. O başlangıca çok az kaldı, millet artık sandık diyor, sandığı bekliyor.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)