GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:41
Tarih:22.12.2021

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli izleyenler; kanun teklifinin 7'nci maddesindeki düzenleme 2021 bütçesiyle ilgili. 2021 bütçesi gelirleri öngörülenin üzerinde gerçekleşmiş durumda ve bir gelir fazlası oluşmuş durumda. Bu durumla ilgili bize görüşmelerde açıklanan rakamlar da şöyle: 2021 yıl sonu gerçekleşmesi öngörülen gelir 1 trilyon 101 milyar lirayken, aralık sonu gerçekleşme beklentisi 1 trilyon 397 milyar lira yani 297 milyar lira fazladan gelir elde edilmiş oluyor. Yine, Komisyonda bize bu fazlanın büyük kısmının son dönemdeki vergi alacaklarının yapılandırılmasıyla ilgili düzenlemelerden kaynaklandığı belirtildi ancak şimdi soru şu: Bu parayı kim, nasıl harcayacak, nasıl kullanacak? Normalde yapılması gereken, bu gelirin Türkiye Büyük Millet Meclisinin millet adına kullandığı anayasal bütçe yapma hakkı gereğince bir ek bütçe kanunu teklifi şeklinde sunulması ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu kapsamda görüşülmesiydi ancak bu düzenlemeyle her zamanki gibi Türkiye Büyük Millet Meclisinin Anayasa'nın 161'inci maddesiyle tanımlanan bütçe yapma hakkı tek bir kişiye, Cumhurbaşkanına devredilmek isteniyor. Komisyonda nasıl harcanacağıyla ilgili net bir plan sunulması gerekirken -bu madde de böyle bir içerik de yok, bu sorularımızı sorduğumuzda da net bir cevap verilmedi ama- büyük bölümünün ödenek üstü harcama yapmış bazı idarelerin ödeneklerini artırmak amacıyla kullanılacağını da biliyoruz. Örneğin, bu kanun teklifinin 6'ncı maddesinde görüşülen BOTAŞ'ın birikmiş borçları hazineden mahsup edilerek silinecek. BOTAŞ'ta oluşan bu görev zararı -yaklaşık 60 milyar TL- bu bütçeden karşılanacak. Yine, Komisyonda açıklandığına göre, BOTAŞ'ın yanında, piyasaya olan borçlar; Sağlık Bakanlığının, hastanelerin ilaç alımları, malzeme alımları; İzmir ve Elâzığ depremleri dolayısıyla AFAD'ın üstlenmiş olduğu yükümlülükler vesaire vesaire vasaire; bir bölümü de 2022'nin ilk üç ayında kullanılacak ama net bir bilgi verildiğini söyleyemeyiz.

Sayın milletvekilleri, bütçe hakkının Cumhurbaşkanına bu şekilde devri harcamaların şeffaflığına da gördüğünüz gibi bir gölge düşürüyor, bütçe disiplinine de hiç uygun değil. Yani Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminde tüm uygulamalar sistemsiz, kuralsız, kanunlara aykırı, Anayasa'ya aykırı bir hâl almış durumda. Son birkaç haftadır, hatta birkaç gündür Cumhurbaşkanının ekonomi yönetimine baktığımızda da aslında bu yapılanlara artık şaşırmıyoruz. Bir ekonomik garabetin içinden geçiyoruz; doları 7-8 seviyelerinden önce 18,40'lara çıkartıp şimdi 13 bandına indirmekle sevinen ve sevindiren bir iktidar olarak tarihe geçeceksiniz. (CHP sıralarından alkışlar) Faizi düşürerek yarattığınız mevcut krizi ötelemek için, bakın "çözmek" demiyorum, ötelemek için daha büyük bir krize gözünüzü kırpmadan tüm Türkiye'yi sürüklüyorsunuz. TL'nin değer kaybetmesinin nedeni sizin yarattığınız güvensiz ortamdı, aldığınız yanlış kararlardı. 20 Aralıkta açıkladığınız ama gerçekte örtülü faiz artırımı olan kur garantili TL mevduatı sistemiyle ortalığı daha da altüst ettiniz. Dolar bir günde 18,40 liralardan fırlayıp gece 11'e kadar indi, millî paramız da tabii dolar oldu. Bu arada "Vatandaş dolar sattı, dolar düştü." gibi bir algı oluşturuldu ama şunu sormak istiyorum: Merkez Bankası daha önce de doları düşürmek için birkaç kez müdahale etmişti, böyle bir düşüş olmadı, neden acaba? Arka kapı satışları hiç mi olmadı? Bu kararı önceden bilip dolar satan var mı, bu araştırılacak mı? Mesela, hesabında 1 milyon TL'den fazla olan kaç kişi pazartesi 18 liradan dolar bozdurup akşam 11 liradan dolar aldı, bunu açıklayacak mısınız? Bu soruların cevaplarının verilmesi gerekiyor. Temel sorun da şu: Bu farkı kim ödeyecek? Bu farkı tabii ki hazine ödeyecek. Yani yoksul vatandaşın, hepimizin vergileriyle bunlar finanse edilecek. Oluşacak olan bu kur farkını ödemek için hazine borçlanacak. Peki, bütçe üzerinde oluşacak yük neyle karşılanacak? Vergilerle mi, borçlanmayla mı, yoksa para basmayla mı? Neyle karşılanırsa karşılansın, değerli arkadaşlar, bu getirdiğiniz döviz kuru korumalı TL mevduat sistemi bu halka maalesef pahalıya mal olacak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, biraz da asgari ücretten söz etmek istiyorum: Asgari ücretin artırılmasını elbette ki biz de istiyorduk, destekliyorduk. Aynı zamanda tüm ücret gelirlerinin asgari ücrete kadar olan kısmının gelir vergisinden istisna edilmesi doğru bir düzenlemeydi.

Şimdi, milletin refah içinde yaşaması bizim hem hayalimiz hem idealimiz hem hedefimiz ancak bunu yaparken milletin gördüğü günden geri kalmaması da gerekiyor, biz bunu istiyoruz. Bu ülkenin insanları sürdürülebilir, adaletli ve dengeli bir refah seviyesini hak ediyorlar. (CHP sıralarından alkışlar) Ancak kötü bir yönetimin ve harcamaları artıracak olan asgari ücretin enflasyon etkisi hiç düşünülmüyor, hesaplar günübirlik yapılıyor; önümüzdeki süreçte elektrikte, doğal gazdaki, akaryakıttaki, fiyatlardaki artışın da yoğun etkisiyle bu asgari ücret sabun köpüğü gibi eriyecek arkadaşlar, vatandaşlarımızın alım gücü yine düşecek, "Söylemediniz." demeyin.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)