GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:43
Tarih:05.01.2022

MHP GRUBU ADINA TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 298 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Sözlerime başlarken ekranları başında bizleri takip eden büyük ve yüce Türk milletini ve Gazi Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

Dünya, yeni bir çağa uyum sağlamaya çalışırken siyasi, ekonomik ve sosyal dengeleri değiştiren, devletlerin menfaatine dayalı, milletlerarası ilişkilerin yeniden yorumlanmasına sebep olan, pamuk ipliğine bağlı insan ilişkilerini tehdit eden asimetrik bir mücadele sahasına dönüşmüştür. Ne var ki ortaya çıkan tehlike, siyaseti var olma veya yok olma savaşına indirgeyen, uzlaşı merkezlerini tahrip eden, siyasetlerini huzursuzluk ve istikrarsızlık üzerine inşa eden, ehliyet ve liyakat yoksunu kimliklerinin aldığı pozisyon sebebiyle çok daha büyük bir hâl almıştır. Yalan, kavga, fitne ve ayrılık üzerine kurulan politikalar bu kimlikler tarafından kabul görmüş; gizli gündem sahibi, art niyetli eller tarafından hazırlanan stratejiler bu kimliksizler tarafından satın alınmıştır. Kısa dönemi, ekonomik dalgalanmaları dâhil sosyal fay hatlarını daha da derinleştirmek için fırsat olarak gören zillet siyaseti dur durak bilmemiştir. Diğer yandan, küresel çapta artan emtia fiyatlarının yanında vatandaşlarımızın boğazından geçen lokmaya bile kâr gözüyle bakan açgözlüler de zilletin kaos değirmenine su taşımaktan geri durmamıştır.

Bugün, burada görüşülmekte olan teklifin yasalaşmasıyla birlikte bu hak gaspçılarıyla yani stokçulukla mücadelenin de yeni bir döneme gireceği muhakkaktır. Her ne kadar "stokçu" kavramının muhteviyatı tartışmalara konu olsa da devletimizin önümüzdeki süreçte stokçulara fırsat vermemek için göstereceği denetleme refleksine güvenimiz tamdır. Bu güven yelpazesinin daha da kapsayıcı olması için "stokçuluk" kavramının yeniden tanımlanması dâhil ne gerekiyorsa yapma irademizin mevcut olduğunu da hatırlatmakta fayda görüyorum. Devletimiz, vatandaşımızı gaspçıların insafına terk etmeyecek, çağın gereklerini ve dönemin şartlarını iyi okuyarak gerekli önlemleri bundan sonra da almaya devam edecektir çünkü Türk milleti tarihinin hiçbir safhasında zafiyet ve aymazlığa müsamaha göstermemiş, Türk devleti hiçbir zaman milletin hakkının gasbedilmesine göz yummamıştır. Baktıkları yerde güdük bir mecraya sıkışmış Türkiye görmek isteyenler, Türkiye'nin verdiği mücadeleyi itibarsızlaştırmaya çalışanlar, varlığımızı hedef alan tehditlerin önünü bilerek ve isteyerek açanlar şu gerçeği akıllarından çıkarmamalıdır: Türk milleti tarihinin hiçbir safhasında iş birlikçi siyasilere, menfaat şebekelerine ve fitne ehline gönüllü elçilik yapanlara müsamaha göstermemiştir, bundan sonra da göstermeyecektir. İfade etmem gerekir ki Türk tarihi yazılıp biten bir tarih değil, yaşayan ve kıyamete kadar da yaşanacak bir tarihtir. Destansı geçmişimizin şerefli sayfaları bugün de yarın da yazılmaya devam edecektir. Bu gerçek, emperyalizmin girdabında savrulanlar dâhil, hiçbir fani tarafından unutulmamalıdır. Türkiye güçsüz değildir, çaresiz hiç değildir. En ufak bir sorunda bocalayan bir Türkiye bekleyenler beyhude bir bekleyiş içindeler. Sorunlarını çözmek yerine üstünü örten ve görmezden gelen Türkiye arzulayanlar boşa kürek çekmektedir. Karşı karşıya kaldığımız küresel tahakküm karşısında hürriyet ve bağımsızlığın sancağı, Türk'e sevdalı yürekler tarafından taşınmaya devam edecektir. Ekonomi politikalarının referans noktası olarak dışarıda teslimiyeti gösterenler bilmelidir ki dışarıda teslimiyet demek içeride bütünüyle acziyet demektir. Temennimiz, kendi devletini karalama pahasına çirkin ve çıkmaz bir yola girenlerin bu yoldan bir an önce dönmesidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 15 Temmuz 2016 tarihinde hasımlarımız adına fiyaskoyla sonuçlanan FETÖ'cü darbe girişiminin ardından başlayan yeni dönem, ülkemiz ve milletimiz için hem siyasi hem ekonomik bakımdan çok büyük önem arz etmektedir. Döviz kurunun namlusunu Türk milletine çevrilen bir silah olarak kullanıldığı bir dönemde Türk devleti tahrip edilmeye çalışılsa da bugün gelinen noktada, tahribata uğrayanlar, kendi ülkesine güvenmeyen zillet siyaseti olmuş; itibarını kaybeden de Türk devleti değil, ikbalini döviz kurlarında arayan ruhsuzlar grubu olmuştur. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Evet, biz, bu oyunu bozarız dediğimizde Türk milletinin ferasetinden şüpheye düşen ehliyetsizler bugün şaşkındır. Evet, biz, devlet diz çökmez dediğimizde Türk devletinin kudretini sorgulayan ezikler bugün afallamıştır. Evet, biz döviz kuruyla kurulmadık, bu yolla da devrilmeyeceğiz dediğimizde kıs kıs gülen iş birlikçiler bugün ezilmekte, yas tutmaktadırlar. Televizyon ekranlarında döviz kurunun düşüşünü, Türk lirasının değer kazanmasını yutkunarak ve kelimeler boğazlarına düğümlenerek anons eden çakma gazeteciler ile sözde müelliflerin ibretlik hâli hafızalarda hiç silinmemek üzere yer edinmiştir. Hiç şüphe yok ki Türk milleti, vatanımızın birliği ve istikbalimizle ilgili yabancı menşeli senaryo yazanları ve entrika çevirenleri bir bir not etmiştir.

Milletimizin bizzat şahitlik ederek edindiği tecrübeler bununla da sınırlı değildir. Türkiye'nin onurlu geleceği yerine onursuz ve ahlaki ölçülerden uzak bir gelecek tahayyül edebilecek kadar alçalanları maalesef gördük. Türk milletine hizmeti ve milletin devletine olan güvenini esas almak yerine, korku ve endişe iklimini körükleyerek siyasi çıkar sağlamaya çalışanlara şahitlik ettik. Uygulanması millet ve devlet menfaatine olmayan tutarsız vaatlerle oy avcılığına soyunanları izledik. Dolar kurunun düşmesiyle vatandaşlarımızı dolar almaya çağıran açıklamalar yapan hazımsızları milletimiz bizzat görmüş, gözlemlemiş ve onları sınıfta bırakmıştır. Umut ediyoruz ki Türk milletinin karşı karşıya kaldığı husumet ve ihanet merkezli politikaları satın alanlar bu yaşananlardan ders çıkarmalıdır. Husumet ve ihanet cephesi bilmelidir ki istikbalimiz iş birlikçilere, ekonomimiz fırsatçılara, kurumlarımız teröristlere, siyasetimiz bölücülere asla teslim edilmeyecektir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Dün olduğu gibi bugün de yarın da devlet diz çökmeyecektir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli'nin ifade ettikleri gibi, Türkiye karmaşıklaşan milletler ve medeniyetler mücadelesinde zaafa uğramayacak, zayıf düşmeyecektir. İnançlarımızla itibarlıyız, imanımızla iradeliyiz, istikbalimizle iddialıyız, istiklalimizle de idealistiz.

Bu duygu ve düşüncelerle, yüce Meclisi ve televizyon başında bizleri seyreden yüce Türk halkını saygılarımla selamlıyor, hepinize en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ediyorum Başkanım. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)