GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:43
Tarih:05.01.2022

HABİP EKSİK (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Hakikaten, AKP iktidarının ekonomiye yaklaşımı berbat, ondan dolayı her geçen gün, her şey daha da kötüye gidiyor. Sürekli palyatif değişikliklerle, sürekli küçük değişikliklerle sorunları kısa süreliğine halletme anlayışı var. Bakın, fiyat istikrarını sağlamak için "stokçulukla mücadele" adı altında bir yasa teklifi çıkarılıyor ya da herhâlde kaynak lazım, para bitti, dolar fırlıyor, mecburen swap için dolar lazım, onun için de bu defa limanları kırk dokuz yıllığına peşkeş çekme anlayışı var.

Şimdi, gerçekten, ekonomiyle ilgili son derece yanlış bir zihniyet, bir tarz içinde AKP iktidarı. Ondan dolayı da hiçbir sorunu gerçek anlamda çözemiyor. Bakın, siz üretime dair bir planlama yapmazsanız, istihdamı gerçekten artıracak bir planlama yapmazsanız, tamamıyla her şeyi dışarıdan, ithalata dayalı bir anlayışla kurgularsanız zaten ülkenin tümünü bir stok alanına dönüştürmüş olursunuz. İthalatı yapan firmalar istedikleri zaman ürünleri getirirler, istemedikleri zaman ürünleri getirmezler; fiyatları uçururlar. Mesela ben size şöyle söyleyeyim: Bizler, bir tarım ülkesi olması gerekirken, hayvancılığın son derece geliştirilmesi gerekirken dışarıdan et getiriyoruz, kırmızı et ithal ediyoruz.

Bakın, benim seçim bölgem Iğdır mükemmel bir ova, çok güzel dağları var ama maalesef, hayvancılık yapılmaması için iktidar hayvan üreticilerine resmen zulüm yapıyor. Hemen hemen bütün yaylalarımızı geçici yasak bölge olarak ilan etmiş, bitirmiş resmen hayvancılığı. Tarıma bakıyorsunuz, aynı şekilde. Iğdır Ovası bir tarım ovası; belki bütün ülkeyi besleyebilecek bir ovayken uygulanan yanlış tarım politikaları ülkenin tümünde olduğu gibi Iğdır'da da tarımı bitirdi. Bakın, pamuk yetiştiriliyordu, iplik fabrikasını çürümeye terk ettiniz; şeker pancarı yetiştiriliyordu, şeker pancarı fabrikalarını sattınız ve kota uygulandı, üreticiler üretemedi, bırakmak zorunda kaldı. HES'ler kurdunuz Aras Nehri üzerinde, barajlar kurdunuz, suyu bırakmadınız, iklim değişti yani birçok noktada resmen mahvettiniz Iğdır'daki o güzelim ovayı. Türkiye'de ya da dünyanın tümünde eşi benzeri görülmemiş bir il olmasına rağmen, 3 ülkeyle sınırı olmasına rağmen ticareti üç beş tane firmanın eline bıraktınız, sınır ticaretini. Türkiye'nin tümünde olduğu gibi, maalesef, Iğdır'da da aynı politikayı uyguladınız ve bugün gerçekten, Iğdır varlık içinde bir yokluk yaşıyor; sosyokültürel gelişmişlik düzeyi olarak 71'inci sırada, işsizlik oranına baktığınız zaman, TÜİK'in, torpilci İŞKUR'un verilerine göre bile yüzde 20'lere yakın bir işsizlik sorunu var, genç işsizlik yüzde 50'leri geçmiş, normal işsizlik yüzde 50'nin de üstünde aslında gerçekte. Ama bakıyoruz, hâlâ stokçulukla mücadele... Yahu, siz önce fabrikalar kurmaya çalışın, önce üretimi destekleyecek, üretimi artıracak politikalar geliştirin, önce insanların topraklarını işletebileceği, tarım yapabileceği imkânları sunun. Gübreyi, mazotu, tohumu bu kadar yüksek fiyata çekerseniz zaten üretim olmaz, zaten ülkenin kendisini aslında bir stok alanına dönüştürmüş olursunuz, zaten stokçuların eline vermiş olursunuz yani; Polonya'dan et getirirsiniz, Uruguay'dan et getirirsiniz işte. Şöyle söyleyeyim: Hollanda Konya kadar büyüklükte bir ülke ama Hollanda bütün dünyaya tarım ürünleri satıyor; biz dört mevsimi yaşayan bir ülkede olmamıza rağmen, bir coğrafyada olmamıza rağmen dışa bağımlı olmuşuz, hiçbir şey üretemiyoruz çünkü AKP iktidarının politikaları tamamıyla tüketime dayalı, ülkeyi bir pazar hâline dönüştürme tarzıdır, peşkeş çekme tarzıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayınız lütfen.

HABİP EKSİK (Devamla) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Bakın, limanları kırk dokuz yıllığına kiralama, aslında bir satmadır. Kırk dokuz yıllık bir kiralama olmaz; satıyorsunuz, satacak bir şey bırakmadınız. Ve emin olun, yarın çocuklarınız dahi bu konularda sizleri eleştirecek, "Niçin yaptınız?" diyecek.

Benim seçim bölgemdeki insanları -bugün refah içinde yaşamaları gereken bir coğrafyada bulunuyorlar ama- siz resmen, işsizlikle, yoksullukla imtihan ettiriyorsunuz. İnsanları tamamıyla kaderleriyle baş başa bırakıp varsa yoksa üç beş yandaşı destekleme tarzında politikalar üretiliyor ve ülkenin sorunlarına palyatif çözümler öneriliyor.

Bu kanun teklifinde de maalesef böyle bir durum söz konusu; onun için de teklife "evet" dememiz imkânsızdır, biz "hayır" oyu vereceğiz.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)