| Konu: | Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 44 |
| Tarih: | 11.01.2022 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; (2/4058) esas numaralı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü hakkında İYİ Parti adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz yasa 15 maddeden ibaret ama son derece önemli bir yasa, önümüzdeki on yılları belirleyici olacak hükümler ve maddeler ihtiva eden bir yasa, son derece önemli bir yasa.
(Uğultular)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Sayın Başkanım, salonda sükûnet istirham ediyoruz efendim.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...
DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Nasıl...
BAŞKAN - Sayın Başkanım, bir saniye efendim.
Sayın milletvekilleri, lütfen hatip kürsüdeyken daha riayetkâr olalım.
Buyurunuz Sayın Başkan.
DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Nasıl 1960'lı yılların sonlarında uygulamaya konulan dövize çevrilebilir mevduat hesapları takip eden 70'li ve 80'li yılların kaderini tespit ettiyse ve ekonomik gidişatımızı belirlediyse bu yasa teklifinin 12'nci maddesindeki düzenlemeler de bizim önümüzdeki on yılımızı belirleyecek olan düzenlemelerdir, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın ve buradaki düzenlemeler de ciddiye alınmalıdır ve üzerinde düşünülmelidir.
Bu düzenlemenin, buradaki düzenlemenin ne zaman, nasıl, neye evrileceğini bugün bilmiyoruz, birçok belirsizlik var, bu belirsizlikler zaman içerisinde peyderpey ortaya çıkacak, ya bu program başarılı olacak, başarılı olursa olumsuz etkileri var, başarılı olmazsa da olumsuz etkileri var; iki ucu pis bir değnekle karşı karşıyayız. Onun için burada yaptığımız düzenleme önümüzdeki on yılın, belki de daha uzun bir sürenin sorunlarının tohumunu ekmeye adaydır. Aslında karşı karşıya olduğumuz sorunlar özet itibarıyla, kısaca şudur: "Ben ettim, ben buldum." sorunudur bu. "Ben ettim, ben buldum." evet, bu, sorunlar yumağıdır. Ne ettim? "Kanunda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına verilen görevi yapmaması için kurumun elini bağladım, Türk lirasını itibarsızlaştırdım, yerle bir ettim, onun sonucunda da bugün böyle bir noktaya geldim ki artık Türk lirasının itibarını tekrar nasıl canlandırırım?" diye düşünüyorum.
Cemal Bey, size saygıda kusur etmeyeyim, bu kürsüde söylediklerinizin samimiyetine canıgönülden inanıyorum.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Teşekkür ederim.
DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Kendimden şüphe ederim, samimiyetinizden şüphe etmem ama ortada olmayan bir makro politika varmış gibi itibarınızı ortaya koyarak bu politikayı savunmanızı da gerçekten yadırgıyorum, cesaretinize hayranım. Ortada böyle bir program yok. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Ortada yanlış bir para politikası uygulaması var. O para politikasının ortaya çıkardığı sorun var, o sorunun üstüne giydirilmiş güya bir makro çerçeve var; yok böyle bir çerçeve. Bu yanlışlar silsilesi eylülden itibaren başladı, bir kar topu gibi büyüye, büyüye, büyüye günümüze geldi. Ve son zamanda yapılan yanlışlıklar... Yönetime yakın çevrelerce öyle şeyler ima edildi ki güvene en çok, en fazla ihtiyaç duyulduğu bir noktada bu güveni yerle bir etmek için ne yapılması gerekirse hepsi yapıldı. Yönetime yakın çevrelerce, ekonomik olağanüstü hâl iması yapıldı, kambiyo kısıtları anlamına gelebilecek sözler söylendi. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu üyelerinin görevden alınması, Hazine ve Maliye Bakanının görevden alınması, değiştirilmesi, "Faiz sebep, enflasyon sonuç." iddiasının sürekli gündemde tutulması ve en sonunda, açık ve net olarak yetkililerin ağzından Merkez Bankasının enflasyonla mücadeleden vazgeçtiğini ifade eden açıklamaları... Ve buna da bir kılıf giydirildi, önce "yeni ekonomi modeli" denildi ki adı bunun "yapboz modeli" bence, arasına bir Çin konuldu, sonra "Türkiye ekonomi modeli" denildi ve tartışmalar böylece gidiyor. Tedirginlik arttırıldı, güvensizlik ekildi ve dolayısıyla güvensizlik derinleştirildi. Geldiğimiz noktada en çok duyduğumuz şey: Güvenin yeniden tesisidir. Fakat bu güvenin tesis edilmemesi için de elden gelen ne varsa yapılıyor. Bunun için de yapılan şey: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının organik kanununa bir madde eklenmesi. Arkadaşlar, siz dünyaya ne tür bir mesaj veriyorsunuz böyle bir düzenlemeyle? Rezervlerin eksiye düştüğü, risk priminin alıp başını gittiği, enflasyonun üç haneye doğru koştuğu bir ortamda dünyaya ne mesaj veriyorsunuz bu yaptığınız düzenlemeyle?
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Hukuk İşleri Genel Müdürlüğündeki arkadaşlarımın yaptığı bir çalışma var. Buradaki bütün milletvekili arkadaşların bu çalışmayı alıp okumalarını tavsiye ediyorum. Bunun önünde sizin Komisyonda okuduğunuz metin var; Komisyonda okuduğunuz bu metin aslında Merkez Bankasının kanununda yapılmak istenilen bu değişimin niçin yapılmaması gerektiğinin gerekçesi, bunu böyle okumalısınız. Bu son derece yanlış. Arkadaşlar şunu da göstermişler, demişler ki: "Eğer böyle bir şey yapılacaksa dünyada bunun örneği var." Nerede var? İngiltere'de var, Amerika Birleşik Devletleri'nde var, Birleşmiş Milletlerin henüz uygulamaya konulmamış bir çalışması var, Kanada'da var, Avustralya'da var, Hollanda'da var. Alın, buna göre bir şey yapın. Böyle bir düzenlemeye ihtiyaç var fakat bunu hükümran olan devlet yapacak. Burada örnek veriyor arkadaşlar, diyorlar ki: "Amerika Birleşik Devletleri'nde devletlerin ve malların yargısal bağımsızlığına dair, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi..." Yine, Amerika Birleşik Devletleri'nde egemen devlet yargı bağışıklığı kanunu. Diğer ülkelerde de var, bizim ihtiyaç duyduğumuz bu. Bu arkadaşlarla temasa geçin, Adalet Bakanlığı çalışsın, sizin getirmeniz gereken kanun bu. Bu olduğu sürece Merkez Bankasının itibarını zedelemeye hiç kimsenin hakkı yok. Arkadaşlar diyorlar ki: "Biz bu düzenlemeyi Merkez Bankasının itibarını korumak için getirdik." Tamamen yanlış. Bir ülkenin merkez bankasının itibarı ancak böyle zedelenebilir, böyle bir yanlış da ancak tahsille mümkündür, başka türlü mümkün değil. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar) Onun için, böyle bir düzenlemeye ihtiyaç var.
Sayın Komisyon Başkanı arkadaşım, biraz önce söylediğin sözler gerçekten, kanun teklifinin bu maddesinin niçin kabul edilmemesi gerektiğinin gerekçesi. "İstanbul finans merkezi olacak..." Londra Finans Merkezi, 7 trilyon dolarlık döviz piyasası orada; New York Finans Merkezi, Frankfurt Finans Merkezi; oralarda merkez bankalarında değil bu düzenleme, hükümran devletin düzenlediği kanun var, getirin o kanunu biz burada yapalım ve İstanbul finans merkezi olacaksa olsun, bu güvenceyi alsın. Yaptığınız iş yanlış, buradan dönün ve bu kanun teklifini lütfen geri çekin, lütfen geri çekin, lütfen geri çekin.
Teşekkür ediyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
Onun dışında, görüşmeler esnasında denildi ki: "Efendim, bu mesele daha önce Meclise geldi." Hayır efendim, bize Komisyon olarak veyahut da muhalefet partileri olarak bu mesele, bu yasa teklifiyle geldi. Ama daha önce Merkez Bankasıyla ilgili olarak yapılan bir düzenlemede demek ki AK PARTİ'nin mutfağında ilgililer tarafından oturulmuş, görüşülmüş, müzakere edilmiş, tartışılmış ama bizim ondan haberimiz yok, biz şimdi buna muttali oluyoruz ve dolayısıyla bu iş yanlış. Burada nasıl, dövizle ilgili, kurla ilgili Sayın Numan Kurtulmuş'a söylediysem, yine söylüyorum; Allah rızası için bunu geri çekin ve burada belirtilen bu kanunu getirin, Adalet Bakanlığı çalışsın, bunu geçirelim.
Teşekkür ediyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)