| Konu: | Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 44 |
| Tarih: | 11.01.2022 |
CHP GRUBU ADINA EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli Genel Kurul, öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerine söz almış bulunuyorum.
Evet değerli arkadaşlar, yine bir torba kanunla karşı karşıyayız. 18 maddeden oluşan bu kanun teklifini doğru değerlendirebilmek için öncelikle Türkiye'nin genel ekonomik durumunu da bir değerlendirmemiz gerekir çünkü bugün gelinen sonuç AKP iktidarının yirmi yıldır izlediği ekonomi politikalarının ve siyasi anlayışının bir ürünüdür. Son dönemlerde Merkez Bankasının bağımsızlığını kaybetmesiyle beraber rotayı şaşırdınız ve artık siz savruluyorsunuz. Cumhurbaşkanı Çin modeline geçti, faizler indi, paramız pul olmuş durumda şu anda. Döviz uçuşa geçti ve kur krizi yaşanmaya başlandı, beraberinde enflasyon sorunu geldi. TÜİK'in açıkladığı 2021 yılı enflasyon oranı yüzde 36,08; üretici enflasyonu ÜFE artışı ise yüzde 79,89 seviyesine ulaşmış bulunmaktadır. En son modelinizde bir nevi örtülü faiz artışı niteliğinde olan kur garantili tasarruf mevduatı uygulamasına tabii ki başlamak oldu. Verdiğiniz asgari ücretle tüm maaşlar enflasyon karşısında eridi, alım gücü giderek düşmeye devam ediyor. Elektrik ve doğal gaz fiyatlarında son iki yılda Avrupa'nın zam şampiyonu olduk, 2022 de zamlarla geldi. Hâlâ aldığınız bu yanlış kararları siz yine yanlış kararlarla çözmeye çalışıyorsunuz; stratejik planlama sizin kitabınızda yok, yerini taktik hareketlere bırakmış durumda. Mesele, vatandaşın sorununu çözmek, onların derdine merhem olmak değil; sizin meseleniz, Merkez Bankası bilançosunu, bankaların ekonomik göstergelerini düzgün göstermek. İşiniz sizin ne biliyor musunuz? İşiniz gücünüz pasta cila, başka bir şey değil. İçinde birkaç olumlu düzenleme olsa da görüştüğümüz kanuni düzenleme de işte, günü kurtarmaya yönelik, her zaman olduğu gibi yine Anayasa'ya da aykırılıklar içeriyor.
Şimdi, değerli arkadaşlar, şöyle bir maddelere bakacak olursak, teklifin 1'inci maddesi Merkez Bankasının bütün itibarını yerle bir eden bir düzenleme getiriyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında bulunan yabancı ülke merkez bankalarına ait para, alacak, mal, hak ve varlıkların haczedilmemesi, üzerlerine ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz konulmaması için bir düzenleme yapılıyor. Şimdiye kadar hiç düşünülmemiş böyle bir düzenlemeye neden şimdi gerek duydunuz diye Komisyonda da sorduk. Hangi ülkelerin merkez bankalarından böyle bir talep geldi? Tabii, bu sorularımıza cevap yok. Sadece Türkiye'nin artan önemi ve Türkiye'ye yönelik teveccühün sürekliliğinin sağlanması, Türkiye'nin bir finans merkezi olması gibi gerekçeler öne sürüldü. Yani bugüne kadar bu gerekçeler yok muydu değerli arkadaşlar? Yani sormak istiyorum: Siz kimi kandırıyorsunuz? Kendinizi mi kandırıyorsunuz, bizi mi kandırmaya çalışıyorsunuz?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Hiç kimseyi kandırmıyoruz, kandırma yok.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla) - Şimdi 31/12/2021 tarihi itibarıyla Merkez Bankasının net döviz rezervleri, swaplar hariç eksi 56,4 milyar dolara indi. Merkez Bankasının brüt döviz rezervini yüksek gösterme ihtiyacınız var.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Kanun maddeleri açık. Emine Hanım, kandırma diye bir şey yok, maddeler açık.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla) - Bu çok açık ve görünüyor ama hem içeride hem dışarıda güven kaybettiğiniz için zorlanıyorsunuz. Ben şimdi bir iki örnek vereceğim. Ağustos 2021'de Güney Kore'yle 2 milyar dolar yani 17,3 milyar TL tutarında bir swap anlaşması imzalanmıştı ancak beş aydır bu anlaşmanın yürürlüğe girmediği de biliniyor. Merkez Bankasının brüt rezervlerinin, 128 milyar doların arka kapıdan satışından bu yana sürekli eridiğini de biliyoruz. Erimeyi gizlemek için Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri ve benzeri ülkelerin merkez bankalarıyla swap anlaşmaları yapmaya çalıştığınız da biliniyor. İşte, bu ve benzeri yapılacak olan anlaşmaları kolaylaştırmak için böyle itibar sarsıcı, Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı bir düzenleme getirmek zorunda kalmış olduğunuzu da herkes görüyor; maalesef çok yazık.
Teklifin 2'nci maddesiyle, vergi kanunları uyarınca iadesi talep edilen vergilere ilişkin olarak açılan davalarda, dava konusu edilen tutarın yüzde 50'si oranında teminat alınmadan yürütmenin durdurulması kararı verilemeyeceği hususunda bir düzenleme yapılmakta. 2021 yılında Gelir İdaresi Başkanlığına karşı açılan 2.247 KDV iadesi ve istisnalara ilişkin davanın 359'unda yani yüzde 16'sında yürütmeyi durdurma kararı verilmiş. Yani çok sınırlı sayıda verilen karar için böyle bir düzenleme yapılıyor. Bu sınırlı düzenleme, hak arama özgürlüğünün en görünür biçimlerinden biri olan yürütmenin durdurulması kararı verilmesi olanağını, maddi durumu uygun olmayan davacılar için ölçüsüz şekilde sınırlayarak Anayasa'nın 36'ncı maddesiyle de çelişmekte. Yani yeni mağduriyetler doğma riski de vardır.
Değerli arkadaşlar, teklifin 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9'uncu maddeleri 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu'nda yapılan değişikliklerle ilgilidir. Bu kanunda 2007 yılından itibaren 42 kez değişiklik yaptınız değerli arkadaşlar; hâlâ bir model oluşturmaya çalışıyorsunuz iktidar olarak ama oluşmadığı, oluşturamadığınız da görülüyor, sürekli yeni düzenlemeler getiriyorsunuz. Komisyonda, şu ana kadar ödenen devlet katkısı tutarının 29,3 milyar TL olduğu, yeni düzenlemelerle yaklaşık 138 milyar TL'lik ek fon oluşturulmasının beklendiği, yeni düzenlemelerin bütçeye yıllık ortalama maliyetinin 2,7 milyar TL olacağı söylenmişti. Oluşacak olan 138 milyarlık bu fon beklentisi aslında bu düzenlemelerin neden bugün getirildiğini de bizlere gayet iyi açıklıyor. Yani iyi bir fon girdisi oluşuyor aslında bu yapılan düzenlemeyle, bu da çok açık belli; paraya, kaynağa ihtiyaç var. Bu düzenlemelerle, burada oluşacak...
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - E herhâlde, paraya herkesin ihtiyacı var Emine Hanım yani.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla) - Bireysel emeklilikle ilgili düzenlemelere, evet, eleştirilerimiz var ama vatandaşlarımız açısından biz yine de olumlu bakıyoruz.
Şimdi, sırasıyla, örneğin 3'üncü maddede, 47 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle kurulan Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumuna ilişkin mevzuattaki atıflar değiştirilerek geçmişte yapılan hukuksuzlukların giderilmesi amaçlanmakta. Ancak bu Kurumun bağımsız, düzenleyici ve denetleyici bir kurum olması sebebiyle kanunla kurulması ve görev ve yetkilerinin kanunla düzenlenmesi gerekmekte. Yani olumlu bir şeyi getirirken bu olumluyu bile yanlış yoldan yapıyorsunuz, yanlış düzenlemelerle getiriyorsunuz.
4'üncü madde BES katılımcılarının devlet katkısı haricinde birikim tutarının yüzde 50'sini ve bu aldığı kısmen ödeme tutarının da yüzde 25'ine kadar olan devlet katkısı tutarını da sistemden ayrılmadan alabileceğini düzenliyor. Çünkü şu andaki mevcut durumda eğer sistemden ayrılıp paranızı alırsanız devlet katkısını hiçbir şekilde alamıyorsunuz.
5'inci maddede bireysel emeklilik sisteminde katılımcıların hesaplarının Borçlar Kanunu çerçevesinde temlike konu edilebileceği, bunun usul ve esaslarının da Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirleneceği düzenleniyor ancak bu hususta da kuruma verilen yetki, yetki devrinin sınırlarını aşan bir düzenleme; yine, doğru işleri yanlış yoldan yapmanın bir örneği.
6'ncı maddede, bireysel emeklilikte devlet katkısı oranı yüzde 25'ten yüzde 30'a çıkarılıyor. 7'nci maddede, zorunlu bireysel emeklilik sistemine istekleri hâlinde 45 yaş üzerindeki çalışanların da katılmalarına ilişkin düzenlemeler ekleniyor. Madde 9, yüzde 30'a çıkarılan devlet katkı oranının hâlen sistemde yer alan katılımcılara kadar uygulanmasını düzenliyor.
Değerli arkadaşlar, söylediğim gibi, bu düzenlemelere genel olarak katılıyoruz yani teklifin belki de uygun bulduğumuz tek düzenlemeleri diyebiliriz. Kanun Teklifi'nin ikinci bölümünde çok önemli maddeler var; örneğin, madde 11'e de bir değinmek istiyorum -sürem yettiğince- Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nda bir değişiklik yapılıyor. 1 Aralık 2021 tarihinden önce ihalesi yapılmış, yapımı hâlen devam eden işlerle ilgili, kamu müteahhitlerine, inşaat sektöründeki girdilerde yaşanan yüksek fiyat artışlarından dolayı bir fiyat farkının ödenmesiyle, fesih ve devir işlemleriyle ilgili, burada...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla) - Teşekkür ederim.
...ilgili sivil toplum temsilcileri tarafından, Komisyonda verdikleri bilgilere göre, Mayıs 2020 ile Aralık 2021 tarihleri arasında sektörde ortalama girdi maliyetlerinin yüzde 277 arttığı, sözleşmelere dayalı ÜFE'yle genel endekslerde ödenen fiyat farkı oranının ise yüzde 20 olduğu ifade edilmiş. Ancak şunu da belirtmem gerekiyor ki: YİD modeliyle ihale edilen ve gelir garantisi verilmiş olan büyük çaplı altyapı yatırımlarının müteahhitleri bu sıkıntılardan hiç etkilenmiyor, olan yine daha orta ve küçük ölçekli müteahhitlere oluyor. Aslında şunu söylemek istiyorum: Bu ülkede, iktidara geldikten sonra, ekonomiyi, üretime dayalı bir ekonomi olmak yerine, inşaata ve betona dayalı bir üretim modeliyle yürüttünüz; müteahhitleri zengin ettiniz, betona yığdınız ama inanın, bugün geldiğimiz noktada, bunu bile batırdınız; sizi tebrik ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla) - O yüzden de en son sözüm şudur: Bundan sonra artık en önemli şey, derhâl seçime gitmektir, derhâl seçim, hemen seçim diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)