| Konu: | KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU İLE BAZI YATIRIM VE HİZMETLERİN YAP-İŞLET-DEVRET MODELİ ÇERÇEVESİNDE YAPTIRILMASI HAKKINDA KANUN VE KAMU İHALE KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 81 |
| Tarih: | 21.03.2012 |
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum. 3'üncü madde üzerinde şahsım adına söz aldım.
Değerli arkadaşlarım, çok önemli bir konuda hiç önemsizmiş gibi bir müzakere yapıyoruz, Komisyonda da aynı şekilde geçti. "Niye?" diyeceksiniz. Birinci cümleden söyleyeyim: Bunun üzerinde "kanun teklifi" yazıyor. Sayın Bakana sorduk "Arkadaşlar bize milyarlarca liralık, dolarlık projelerin finansmanıyla ilgili bir çözüm getiriyorlar." Bakın, milyarlarca doları bulan projelerin çözümü. Sayın Bakana sorduk, burada olanlara da soralım: Neden Bakanlar Kurulu bunun altına imza atmıyor? Neden tasarı değil de böyle önemli kanunlar teklif olarak geliyor?
Değerli arkadaşlar, neden? Çok basit söyleyeyim -sürem fazla değil- çünkü tasarı olursa birçok kurumdan görüş alınması gerekiyor. Devletin içerisinde bazı bürokratlar hâlâ, bakan ne kadar söylerse söylesin, yanlışsa "yanlış" diye görüş bildiriyor veya "eksik" diyor. Şimdi bu kadar şeye imza atıyorsunuz, yap-işlet-devretlerle milyarlarca dolarlık proje yapıyorsunuz, bunlara KDV istisnası geliyor ama Bakanlar Kurulunun imzası yok. Birincisi, bu yanlıştır, Hükûmet ne yapıyorsa sorumluluğunu alması gerekiyor ve bunların etki analizlerinin yapılması gerekiyor, maliyeye yükünün yapılması gerekiyor. Yapılacak düzenlemede ne kadarlık bir istisna tanıyoruz, bunun toplamı ne olabilir, sorduk. "Afaki rakamlarla tahmin edemeyiz." diye arkadaşlarımız söylediler, sonra belli olur gibi bir şey çıktı. Birincisi, bunu yadırgıyorum. Dolayısıyla, kanun yapma tekniğine aykırı olarak gelişiyor.
İkincisi, burada ne diyoruz? Projelerle ilgili bir şey olduğu zaman ilgili kurum üstlensin. Özellikle burada mahallî idareler tarafından gerçekleştirilen kısmına ben takmış durumdayım. Az önce Komisyonda toplu sözleşmeye ilişkin, kamu çalışanları sendikalarının kanununa ilişkin görüşürken yine bir madde konuldu, yine böyle "borcu olan belediyeler" diye akıllarına gelmiş arkadaşlarımızın. Bunlar sosyal denge tazminatı anlaşması yapmasın. Şimdi baktım listeye, gösterdim kendilerine, hâlâ burada, bu Hazinenin çıkarmış olduğu Kamu Borç Yönetimi Raporu.
Değerli arkadaşlar, sizlerin dikkatine sunuyorum: Bir bakınız, yani Hazinenin çıkardığı Kamu Borç Yönetimi Raporu'nun içerisinde, borçlu olan belediyelerin içerisinde, en fazla Ankara Büyükşehir Belediyesi var, 2,4 milyar sadece kendisinin var. Şimdi, aşağı doğru bakıyorum, yine, ASKİ'nin var, EGO'nun var, iki üç tane daha büyük belediye var.
Değerli arkadaşlar, borç içindeki belediye yeni proje yapıyor. Geçen sefer, önceki dönemde, hatırlarsınız burada, Ankara Büyükşehir Belediyesinin yapamadığı, batırdığı metroyu Sayın Bakan kendisi devraldı. E şimdi ne olacak? Peki, bunun bir sorumlusu yok mu? Bu devlette ödenmeyen borçların bir sorumlusu yok mudur? Ben onu merak ediyorum. Sayıştay nerededir? İçişleri Bakanı nerededir? Küçücük bir şeyde defalarca çıkmasına rağmen muhalefet partilerine mensup belediyeyi takip ediyorsunuz, bunun bir sorumlusu yok mu? "Büyükşehir Belediyesi Ankara'nın ya da Sayın Gökçek'in dokunulmazlığı mı var?" diye 500 sefer sordum bu kürsüden. Nerede bunun raporları?
Hâlâ, bakıyorum, Hazinenin vadesi geçmiş toplam alacağı arkadaşlar, 8,8 milyar; bunun 4 küsuru, yarısı Sayın Melih Gökçek'e ait kuruluşlara ait. Ya, Allah rızası için bir tane cevap istiyorum, soru önergesi sordum; her komisyonda, ilgili bütün bakanlara, İçişleri Bakanına, Sayıştay Başkanına, gelen bakanların hepsine soru sordum, hâlâ yok. E şimdi, tutacaksınız, ondan sonra "Onların projelerini de üstlenelim, onlar da gelsin?" Bunlar çok adaletsiz şeyler.
Değerli arkadaşlar, burada, belediyeler arasında ayrım yaparak sonrasında da "Böyle bir şeyi geri alsın, üstlensin, biz ona şunu diyelim, bunu diyelim." Adaletten yoksun bir çalışma mümkün değil. Peki dediler nasıl olur? Az önce söyledim, efendim, prim borcu duruyor. Ya beş sene aklına gelmiyor, Adalet ve Kalkınma Partili belediye ödememiş, muhalefet partisinden biri kazanmış, ertesi hafta haciz gönderiyor. Ertesi hafta, daha başlar başlamaz, bakın yani yerel seçimin arkasına adam oturmuş bismillah, "Hayırlı olsun." tebriklerini kabul ederken bir de bakıyor ki yazı gelmiş. Ne olmuş? Belediyenin arazözüne örneğin, haciz koymuş. Beş sene aklın neredeydi? Elektrik borcu ödeniyor; beş sene ödememiş, kalmış, yeni gelen belediye başkanı ödüyor. Ötekileri de yeniden yapılandırmış. "Eskilerden bir tane faiz kaldı, onu ödemedi." diye, hemen, o belediyenin bulunduğu bölgenin elektriğini kesiyor TEDAŞ. E, peki, niye yani? Siz, öbür belediyedeyken niye ödemiyorsunuz veya ödemiyorsa niye almıyorsunuz? Efendim, sordum; diyorlar ki: "Yeniden yapılandırdık."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Nasıl yapılandırıyorsunuz? 50, 100 almayla bu iş olur mu? 2,4 sabit duruyor, isteyen arkadaşıma fotokopisini verebilirim. Sayın Bakana da bu çerçevede tekrar soruyorum ve bunların teklif değil, tasarı hâlinde gelmesini tekrar dikkatinize sunuyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Günal.