| Konu: | Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 45 |
| Tarih: | 12.01.2022 |
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Merhabalar.
Şimdi, iktidarın klasik yasa düzenlemesiyle yine karşı karşıyayız. Önce, yoksul halkın cebindeki bütün parayı alıyorsunuz; yolsuzluklarınızla, soygun düzeninizle, vergilerinizle, zamlarınızla cebi boşaltılıyor, ondan sonra bütün bu parayı sermaye gruplarına, savaşa, ranta, saraya ve yandaşlarınıza veriyorsunuz; sonra bir dönüyorsunuz ki halk çok yoksullaşmış, tepkiler var "Oy potansiyelimiz düşüyor, oylarımız eriyor. Ya, birazcık, küçük bir miktar verelim çaldıklarımızdan." deyip bir miktarını geri vermek üzere yasal düzenleme yapıyorsunuz. Aslında bugün bu önümüze getirdiğiniz düzenleme de bundan farklı bir şey değil. Halk size tepki gösterince de sokağa çıkınca da polis zoruyla, yargı zoruyla bastırarak, korkutarak susturmaya, sessizleştirmeye çalışıyorsunuz.
Elektriğe, doğal gaza, akaryakıta zam üstüne zam yağdırdınız. Çözüm olarak da çok orijinalsiniz, Enerji Bakanlığı halka "Enerjini verimli kullan, aklınla verimli yaşa." diye SMS'ler atıyor. "Kombiyi kısın." diyorsunuz da halk zaten kombiyi açmıyor ki neyini kıssın? Bir eli yağda bir eli balda olanlar halka "Tasarruf edin." diyor. Ama merak etmeyin, bu halk aklını kullanacak -tam da Enerji Bakanının söylediği gibi- tasarruf yapacak, sizin ampulünüzü söndürerek bu tasarrufu yapacak.
"Müjde" diye duyurduğunuz her düzenleme halkın ekmeğini, emeğini çalıp sermayedarların, zenginlerin çıkarları için kullanılmak üzere hazırladığınız yasal düzenlemeler. "Bireysel emeklilik" dediğiniz şey de aslında sermaye gruplarına kâr sağlamak üzere hazırlanmış bir yasaydı, yıllar önce bunu söylemiştik. Ne yaptınız? Emeklilikte mezarda emekliliği getirdiniz, 65 yaşta emeklilik yani "Ölünce emekli olacaksınız." dediniz. Emekli maaşlarını yerlerde sürünür hâle getirdiniz. Arkasından da bunlar size yetmiyor "Size bir bireysel emeklilik verelim." deyip yine halkın cebindeki üç kuruşa da göz diktiniz. Bugün bireysel emeklilik diye dayattığınız şey, aslında devletin sorumluluğunda olan sosyal güvenliği sağlama yükümlülüğünü yine yoksul halkın sırtına yüklemekten başka bir şey değil.
"Memur maaşlarına yüzde 30,5 zam yaptık." deyip büyük büyük laflar ediyorsunuz.
Bir tane TÜİK'imiz var, bu TÜİK nereye göre acaba enflasyon oranı ölçüyor, hangi ülkede yaşıyor bilinmez, yüzde 36 açıklıyor ülkede enflasyonun yüzde 80'lerde olduğu bir zaman diliminde. 2021'in enflasyonuna dâhil olmasın diye 2022'nin ilk günlerinde doğal gaza, akaryakıta, köprü geçiş ücretlerine zamlar yaptınız. Bu zamlarla enflasyon yüzde 80'in üzerine bile çıkmışken siz memura yaptığınız yüzde 30,5 zamla övünecek kadar da inanılmazsınız demek istiyorum.
Halk yoksullaştıkça siz zenginleşiyorsunuz, farkındayız; halkın yoksullaşmasının nedeni sizin zenginleşmenizdir. Emekliler... 2.500 lira maaştan bahsediyorsunuz ve bunu da hiç gocunmadan söylüyorsunuz. Doğal gazı, elektriği, suyu, faturaları topladığınızda 1.500 lira eden bir zaman diliminde 2.500 lira maaşla övünmek nasıl bir duygudur, nasıl bir hâldir gerçekten inanılmaz. Ocak 2021'de 516 dolara denk gelen maaşlar bugün 295 dolara gerilemiş durumda, 9 grama yakın altın alınabiliyorken bugün 5 gram altın alınabiliyor; siz hâlen "Enflasyon altında ezdirmedik." diyorsunuz.
Bir de EYT'lilerimiz var, emeklilikte yaşa takılanlar. Devlet bir yasa belirliyor, sonra birdenbire bu hakka sahip olanlara "Ben bu yasadan vazgeçtim, sizinle ilgili yeni yasal düzenleme yaptım; bu yasayı hukuka aykırı olarak geriye de yürüteceğim ve sizin emeklilik haklarınızı elinizden alacağım." diyor ve bunu rahatlıkla yapıyor ve dolayısıyla emeklilikte yaşa takılanların da sorunlarını hâlen çözmüş değilsiniz.
Diğer bir mesele de 3600 ek gösterge. Yıllarca "Çıkaracağız, çıkaracağız, yapacağız." dediniz, şimdi 2022'ye bıraktınız, yine bir seçim yatırımı, aslında kendinize yeni dönemin rant alanı olarak elinizde koz olarak tutuyorsunuz ama buradan şunu da söyleyelim: Ek göstergede ayrım gözetilemez, tüm kamu emekçileri açısından uygulanması gerekir; sadece belli meslek gruplarına değil, bütün emekçilerin kapsam içine alınması gerektiğini bir kez daha hatırlatalım.
Gençlerden bahsetmek istiyorum, gerçekten gençlerin yaşam umudunu söndürdünüz ya! Yaşama umutları kalmadı, geleceğe dair umutları kalmadı, milyonlarca genç bu ülkeden kaçmaya çalışıyor, yurt dışında kendine yaşam alanları, iş alanları bulmaya çalışıyor; okumaları ayrı dert, üniversite harçları, haraçları ayrı dert, Kredi Yurtlar Kurumundan yüksek faizlerle aldıkları borçları ödemek ayrı dert, iş bulmak ayrı dert, bulsa alacağı ücretle çalışmaları ayrı dert.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim.
ZÜLEYHA GÜLÜM (Devamla) - Ama sizin umurunuzda değil tabii ki öğrencilerin bu yaşadıkları ve bunun bir sonucu olarak Enes Kara; tıp öğrencisiydi, gelecekten umudunu kesti, ekonomik zorluklar, gelecek kaygısı, aile baskısı, tarikat yurdunda kalmaya mecbur kılınması sonucunda hayattan umudunu kestiği için maalesef intihar etti. Siz ne yapıyorsunuz? Millî eğitimi de ilkokulları da liseleri de üniversite öğrencilerini de cemaatlere, tarikatlara teslim ediyorsunuz, terk ettiniz, eğitim alanındaki görevlerinizi terk ettiniz. Bunu bilerek yapıyorsunuz çünkü siz gençlerin cemaatlerin, tarikatların yurtlarına mahkûm olmasını istiyorsunuz. Yoksulluğu dayatmanız da bundandır, gençlerin yasal olarak vermeniz gereken hiçbir hakkını vermiyor oluşunuz da bundandır. Devlet bir an önce kendi sorumluluğunu yerine getirmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZÜLEYHA GÜLÜM (Devamla) - Gençleri tarikat yurtlarına mahkûm etmekten vazgeçmelidir. (HDP sıralarından alkışlar)