| Konu: | Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 45 |
| Tarih: | 12.01.2022 |
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Ben de kanun teklifinin 6'ncı maddesi üzerinde söz aldım değerli milletvekilleri. Genel Kurulu ve sizleri saygıyla selamlıyorum.
Aslında, baktığımız zaman, bu kanun teklifi, devlet, bürokrasi, yasama sürecinde yaşanan sistem krizinin ve tabii ki bunun ekonomiye yansımasının neticesinde getirildi. Cumhurbaşkanının 20 Aralık akşamı kamuoyuna açıkladığı, ertesi gün de Hazine ve Maliye Bakanlığının yönetmelikler çıkararak uygulamaya başladığı bu düzenlemeleri biz neredeyse üç hafta sonra Meclis gündeminde tartışıyoruz. Her bir maddesi milyonları, farklı alanları ilgilendiren bu maddeler, düzenlemeler sadece bir torba kanunda bir araya getirildi. Teklifle, hepimizin malumu, Merkez Bankasıyla ilgili önemli düzenlemeler, emeklilik sistemine yeni teşvikler, doğal gazda kademeli tarifeye geçilmesi ve artan enflasyon, girdi fiyatları karşısında Türk lirasıyla yapılan ihale sözleşmelerinde ek fiyat farkı, döviz garantili mevduat hesabında Cumhurbaşkanına sınırsız yetkinin verilmesi, asgari ücretin 4.250 lira olduğu koşullarda en düşük emekli maaşının 2.500 lira yapılması gibi, 8 farklı kanunda düzenlemeler yapılmıştır.
Evet, en kritik maddeleri; 1'inci maddesi Merkez Bankasıyla ilgili düzenleme ve 11'inci maddesi de döviz garantili TL mevduat hesaplarında Cumhurbaşkanına gerçekten sınırsız yetkilerin verilmesi. Aynı zamanda, yine, 12'nci madde, Hazine ve Maliye Bakanlığına, Merkez Bankasından ve bankalardan bireylerin bütün bilgilerini, kişisel bilgilerini alma yetkisi veriyor; aslında, bunu da Kişisel Verilerin Korunması Kanunu açısından sakıncalı bir düzenleme olarak görüyoruz.
Merkez Bankasıyla ilgili birkaç konuya değinmek istiyorum. Evet, burada, düzenlemede, Merkez Bankası nezdindeki yabancı para, alacak, mal, hak ve varlıkların haczedilmesi için yapılan yasal düzenleme, açıkçası, değerli milletvekilleri, uluslararası ekonomi açısından, ülkemizin itibarı noktasında önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Yapılan bu düzenleme, aslında ülkemizde bağımsız ve özerk kurumsal yapıların tahribatına, itibar ve güven kaybına çarpıcı bir örnek olarak karşımızda. İşte bu kurumsal tahribatın bir sonucu olarak da, görüldüğü gibi, başka ülkeler bizden teminat istiyor çünkü bizim kurumlarımıza ve siyasallaşmış yargı sistemimize güvenmediklerini ortaya koyuyorlar. Peki, biz ne yapıyoruz kanun teklifinin bu maddesiyle? Biz de bütün bu uluslararası alandaki tartışmaları; uluslararası raporlara, Avrupa Birliği raporlarına yansıyan Merkez Bankasının güven kaybettiğine, itibar kaybettiğine -en çok tartışma hâline gelen Merkez Bankamıza- yönelik tartışmaları kanun teklifinin bu maddesiyle açıkçası onaylıyoruz değerli milletvekilleri; bunu da dikkatinize sunmak istiyorum.
Evet, bugün, aslında, baktığımız zaman, temel sorunlara, bu yasal düzenlemelere, yirmi yıllık bu iktidarın maalesef başarısız, öngörüsüz ekonomi politikalarının bir sonucudur. Yapılan düzenlemelerde, siyasi iktidarın, kendi uyguladığı politikalarının başarısız sonuçlarını bir nevi düzeltme çabasını görüyoruz. Ama baktığımız zaman, yine niteliksiz, yine temelsiz, yine çelişkili, bizim uyarılarımızı dikkate almayan ve aslında temel sorun alanı olan Cumhurbaşkanına muazzam yetkileri, sınırsız yetkileri veren kanun teklifiyle karşı karşıyayız.
Bireysel emeklilikle ilgili 6 maddeye yakın düzenleme var ama bugün, değerli milletvekilleri, baktığımız zaman, ülkemizin içinde yaşadığı ekonomik krizin en derin hissedildiği; başta gıda, temel ihtiyaçlar olmak üzere, konut kiralarının, elektrik, su, doğal gaz faturalarının, akaryakıt ürünlerinin sürekli, yüksek oranlarda zamlandığı ve gerçekten, alım gücünün ciddi oranda düştüğü, birçok vatandaşımız için gelirin gideri karşılamadığı bir süreçte, biz bugün burada bireysel emeklilikle ya da vatandaşlarımızı tasarrufa yöneltmekle ilgili bir kanun teklifini görüşüyoruz. Ya, bırakalım, bizim vatandaşlarımızı tasarrufa motive etmeye çalışmak açıkçası çelişkili bir durum. Yani bizim burada yapmamız gereken, vatandaşlarımızın alım gücünü ve artan bu hayat pahalılığı karşısında ne yapacağımızı düşünmek. İşte elektrik yüzde 50, yüzde 125 oranında arttı; daha yılın ilk günü doğal gazda, gerçekten, konutlarda yüzde 25, sanayide yüzde 51 zamla karşı karşıya kaldık. Kanun maddesinde emeklilerin en düşük maaşını 2.500 liraya çıkarıyoruz, işte asgari ücreti kısmen de olsa 4.500 liraya yükselttik. Açlık sınırı 4 bin lira, yoksulluk sınırı 13 bin lirayken biz bu kanun teklifiyle en düşük emekli maaşını 2.500 lira yapıyoruz ve tasarrufa teşvik edici maddelerle yan yana koyuyoruz bunu; bunu dikkatinize sunuyorum. Tüm bunlar yaşanırken kaynakları israf eden bu iktidar, şimdi de kaynak yaratmanın yol ve yöntemlerini bireysel emeklilik sistemiyle bulmaya çalışıyor.
Bakın, değerli milletvekilleri, BES'e ilk geçtiğimiz yılda bazı sayısal veriler var. O zamanki faiz oranı yüzde 8, bugün yüzde 14; enflasyon yüzde 12, bugün yüzde 40'lar seviyesinde; işsizlik keza öyle, 2-3 katına çıktı ama millî gelir -en önemli veri millî gelirimiz- kişi başına millî gelir...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - İzninizle Başkanım.
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Özdemir.
SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Yani vatandaşlarımızı tasarruflara yöneltecek hiçbir şey yapmayalım biz; millî gelirlerini, alım güç güçlerini artıralım, zaten otomatik olarak sisteme katılacaklar ama millî gelir 10.600'lerden bugün 8 binlerin altına düşmüş durumda ve biz, bu kanun teklifiyle, benim üzerinde söz aldığım maddeyle, devlet desteğini artıyoruz. Yani bizim tasarrufu, vatandaşın tasarruf yapmasını sağlayacak bir ekonomik atmosferi kurup otomatik olarak tasarruf sistemine katılmalarını sağlamamız gerekirken biz, ha bire devlet desteği vererek... Ama sonuç alamıyoruz. İşte, caymaların temel sebebi neymiş biliyor musunuz değerli milletvekilleri? Vatandaşlarımız sistemden çıkıyorlar, 1 milyona yakın bir çıkış var. Sorduk Komisyonda; eğitim harcaması için, borçlarını ödemek için ve konut alımı için çıkıyorlar. Yani siz ne kadar kabul etmeseniz de vatandaşların ekonomik olarak ortada, karşılaştıkları tablo bu. Bırakın birikim yapmayı, mevcut birikimlerini dahi sistemden çekiyorlar.
Bu yasa teklifi bugün içinde bulunduğumuz bütün bu sorunları çözecek mi? Hayır, çözmeyecek. Niye çözmeyecek? Çünkü bu ekonomik türbülansa çözüm getirmeyecek bu düzenleme...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayınız Sayın Özdemir.
SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Evet, kısaca hemen şunu söylemek istiyorum: Aslında, biz gerçekten eğer bu ekonomik sorunları düzeltmek istiyorsak, istihdam yaratmak istiyorsak, yatırımı, tasarrufu, ihracatı artırmak istiyorsak bunun yolu, bu kişisel kararlara son verip bağımsız ve özerk kurumsal yapıları, güçler ayrılığını, öngörülebilir, güvenilir bir yatırım ortamını, hukuk güvenliğini, şeffaflığı, denge ve denetlemeyi hâkim kılmaktan geçer diyorum ve sabrınız için teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)