| Konu: | Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 45 |
| Tarih: | 12.01.2022 |
AYŞE SÜRÜCÜ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle ekranları başında bizi izleyen tüm halkımızı buradan sevgiyle selamlıyorum.
Seçim bölgem Urfa, intiharların arttığı, gençlerin işsizlik ve uyuşturucuyla boğuştuğu, halkın yoksulluk ve açlıkla yüz yüze kaldığı, tarımsal üretimi ise usulsüzlüklerle nam salmış bir elektrik şirketi olan DEDAŞ'ın insafına bırakılmış kadim bir kenttir. Geçtiğimiz hafta Urfa AKP'nin geçit töreni gibiydi. Pandemi boyunca "Urfa EBA'yla eğitime ulaşan sondan 1'inci kenttir yani son sıradadır." diye Bakanlığınıza önergeler verdik. Keşke önünüze gelen önergelere tenezzül edip bir baksaydınız, öyle yöneticileri rencide etmekle eğitimde sorunlar çözülmüyor Sayın Bakan. STK'leri toplayıp fotoğraf vermekle de artık Urfalıları kandıramazsınız. Esnafın, turizm acentelerinin, hastanelerin, öğrencilerin, mevsimlik tarım işçilerinin, halkın sorunları olduğu gibi ortada duruyor. Siz daha uçak seferlerini bile ayarlayamıyorsunuz, Urfa'da uçak seferleri bile doğru düzgün yok. İnsanlar, Urfa'dan Antalya'ya ve İzmir'e on-on beş saat aktarmalı bir şekilde 900 liraya gidebiliyor. Resmen halka eziyet ediyorsunuz, Urfa'ya turist gelmesin diyorsunuz. En son, İzmir seferlerini de kaldırdınız. Buradan Ulaştırma Bakanlığına sesleniyoruz: Hızla, Urfa Havalimanı'ndan Antalya ve İzmir seferleri başta olmak üzere Kıbrıs ve yurt dışı seferlerini düzenleyin ve Urfa halkını daha fazla mağdur etmeyin, halka ulaşımda rahatlığı sağlayın.
Arkadaşlar, kayyumun gasbı altında olan Suruç ilçemizde AKP'nin skandalları bitmiyor. Suruç Ovası'nda bir pompaj drenaj projesi yaptınız, binlerce dönüm ekili alan, arazi sular altında kaldı, köyleri su bastı; insanlar evlerinden çıkamıyor, köylere araç giremiyor, mezarlıklar sular altında kalmış, insanlar ölülerini bile köylerinde gömemeyecek bir hâle geldiler artık. Bu ekolojik tahribatın sonucunda asırlık ağaçlar kuruyup çürüyor. Yıllardır önergelerle bu sorunu Bakanlığınıza ilettik, bu kürsüden dile getirdik, Bütçe Komisyonunda bizzat Bakanı Suruç'a davet ettik, "Gelin, halkın yaşadığı bu sorunları gözlerinizle görün." dedik fakat hiçbir çözüm üretilmedi, üç maymunu oynamaya devam ediyorsunuz. Büyüksergen (Midabe Mezin), Küçüksergen (Midabe Biçuk), Oymaklı, Ömerik, Yalpı, Meşık köyleri yaşanamayacak bir hâldedir. Dün beni Büyüksergen köyünden arayan Suruçlu bir kadın arkadaşımız "Köyün her tarafını sular basmış, artık komşulara bile gidemiyoruz. Artık bundan sonra kendimize kayık yapıp kayıklarla köyün içindeki komşuları ve çevre köyleri ziyaret edeceğiz." dedi. İşte, bunlar AKP iktidarının eseridir. Bu, yönetememenin somut bir örneğidir. (HDP sıralarından alkışlar) Tarım Bakanlığına sesleniyoruz: Bu projeyi siz yaptınız. İnsanlar sizin yüzünüzden tarımı, köylerini, evlerini, hatıralarını bırakıp göç etmek zorunda kalıyor. Bilerek yapmadıysanız derhâl bu durumu düzeltin.
Değerli halkımız, dünyada uzay yolculukları tartışılırken bölgede AKP'yle bir olup tarihin en büyük soygununu yapan DEDAŞ adlı enerji şirketi yüzünden köylerde elektrik kesintileri, haksız faturalandırmalar devam ediyor. Bakın, bir örnek vermek istiyorum: Viranşehir'in Kadıköy köyünde DEDAŞ'ın kolluk güçleriyle yaptığı baskında -kaçak olmamasına rağmen- aynı gün köy halkına çok büyük rakamlarla SMS olarak faturalar yollanmıştır. Bunlar tarımsal sulama faturaları değil, onu da belirteyim. Kaçak bulunamayan hanelerin elektriği nasıl olur da 7 bin TL olur? Soruyoruz size: Bir aileye nasıl 7 bin TL ceza gider? Bu, tam olarak bir soygundur. DEDAŞ, Viranşehir'e, Siverek'e, Suruç'a ve tüm Urfa'ya istediği zulmü, AKP iktidarı sayesinde yapabiliyor. Bu haramilikle süren kanunsuz düzen bitecek, siz gideceksiniz, halk kendini yönetecek. (HDP sıralarından alkışlar)
Evet, arkadaşlar, Urfa'nın tek küçük sanayi sitesi olan ve 30 bine yakın esnafın bulunduğu Evren Sanayi Sitesi ciddi düzeyde kapasite yetersizliği ve sorunlar yaşamaktadır. 30 bin esnafın bulunduğu alanda olası bir iş kazasına hızla müdahale edecek ve belki de hayat kurtarabilecek sağlık binası dahi bulunmuyor. Yine, aynı şekilde eğitime ayrılan nitelikli çalışanların yetiştirilebileceği eğitim alanı da atıl bir şekilde beklemektedir. Ayrıca, mevcut dükkân sayısı, olması gereken kapasitenin dörtte 1'i oranındadır. O kadar yetersiz ki artık 3-4 esnaf birlikte çalışmak durumunda kalıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Sürücü.
AYŞE SÜRÜCÜ (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sanayi esnafı, kendilerine ayrılan alanda en az 500 dükkânın daha yapılmasını istiyor. 2005 yılında belediye tarafından yapılan 232 dükkân, on altı yıl olmasına rağmen hâlen tapusuz vaziyette beklemektedir. Tapulara ilişkin on yıldır süren yargı sürecinde dosya hâlen istinafta. Bu noktada, eziyeti çeken ve mağdur olan, Evren Sanayi Sitesi'nin esnaflarıdır. Sanayinin anlam ve önemi bu kadar büyükken alan açmak için mahkemelerden ve istinaftan gelecek olan kararlar bekleniyor.
Evet, hiç demiyor musunuz, bu esnafın, bu halkın durumu ne olacak? Bu insanlara yazık günah değil mi? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu konuyla hızla ilgilenmelidir, çözüm noktasında gerekli adımları atmalı ve sorumluluğunu yerine getirip esnaflarımızın mağduriyetlerini gidererek halka cevap olmalıdır.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)