| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 47 |
| Tarih: | 18.01.2022 |
CHP GRUBU ADINA İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Divan, değerli vekiller; Paris Anlaşması, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin sürdürülebilir gelişmeyi sağlamayı öngören hükümlerini güçlendirmeyi amaçlamakta ve küresel ortalama sıcaklık artışının sanayileşme öncesi döneme göre belli seviyenin altında tutulmasına yönelik çabaların sürdürülmesini hedeflemektedir. Sözleşme ve anlaşma, ekosistem ve ekolojik denge bağlamında çevresel haklar ekseninde yer almaktadır. Türkiye'nin iklim değişikliğinin engellenmesi, çevre sorunlarının çözümü ve bu sorunların kökenine müdahale etmek konusunda etkili adımlar atma yönünde üstlendiği yükümlülükler, Paris Anlaşması'nın ve onun bir tür anayasası olan çerçeve sözleşmenin kapsamında yer almaktadır. Paris Anlaşması, Anayasa'mıza göre, madde 90 gereği yasaların üstünde, yasalara göre öncelikli bir yere sahiptir. Paris Anlaşması'nın başta 56'ncı madde ve diğer maddeler olmak üzere anayasal temelleri vardır. Bu bakımdan Kanal İstanbul Projesi...
(Uğultular)
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, konuşmasınlar lütfen.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, sayın milletvekilini duymakta zorluk çekiyoruz, konuşma yapan, sohbet eden arkadaşlarımız kulise geçsinler.
Buyurun Sayın Milletvekili.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Oysa Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı Türkiye'nin Paris Anlaşması'ndan kaynaklanan uluslararası yükümlülüklerini ihlal eder niteliktedir. Tam da Sayın Cumhurbaşkanının Birleşmiş Milletlerde, 21 Eylülde söylediği gibi, yapılaşma ve nüfus yoğunluğunun artması sera gazı salımlarını artıracak, doğal alanların yok edilmesiyle yutak kapasiteleri azalacak ve söz konusu değişiklikler ısı adalarının oluşmasına ve gazların iklim değişikliğine etkilerinin artmasına yol açacaktır. Paris Anlaşması'nın özellikle başlangıç, madde 2, 4, 5, 12 ve 13'üncü maddelerine aykırılık söz konusudur.
Zira, Kanal İstanbul, iklim değişikliğini önlemek veya en aza indirmek ve zararlı etkilerini azaltmak amacıyla önleyici önlemler almak ve sera gazı salımının azaltılmasını hızlandırmak hedef ve yükümlülüklerine aykırı düşmektedir; yatırım öncelikleri açısından da madde 3'e, 4'e ve 13'e aykırı bulunmaktadır; yatırımlarda çevresel bütünlük, saydamlık, doğruluk, tamlık, karşılaştırılabilirlik ilkeleri öne çıkmaktadır; yatırımların saydamlığını gerekli kılan maddelerine aykırılık oluşturmaktadır. Projeyle toplam orman alanı olarak -madde 5 ve bizim Anayasa'mızda madde 169- 13.400 hektar orman arazisi yok olacak; ormanların özel izinlerle farklı kullanımlara özgülenmesi kentin geleceği açısından onarımı güç, olumsuz etkiler yaratacak; sera gazı, yutak ve rezervuar işlevi gören ormanların yok edilmesi, anlaşma madde 5'e ve Anayasa'mız madde 169'a aykırılık teşkil etmektedir. Madde 12 çevresel etki değerlendirmesi, katılım, saydamlık ve etkililik ilkelerini öne çıkarmaktadır; bu bakımdan da sorunlu bir inşaat söz konusu olacaktır.
Başlangıç kısmı çerçeve oluşturmakta, bütün ekosistemlerin "toprak ana" olarak adlandırdığı biyoçeşitliliğin korunmasının önemi ve iklim değişikliğine müdahalede faaliyete geçerken "iklim adaleti" kavramının önemi vurgulanmaktadır. Tüm bu söylenenler ve diğerleri ışığında, belirtilemeyen maddeler ışığında, proje alanı, 9 ilçede, bugün yerleşik 316 bin nüfusu etkileyen 350 milyon metrekarelik bir alan olup birçok ülkenin yüz ölçümünden daha büyüktür. Yalnızca Kanal İstanbul inşaatının yılda 1,7 milyon ton ek karbondioksit salımına neden olacağı ÇED raporunda belirtilmiştir. Projeyle, toplam 13.400 hektar orman arazisi yok olacak, 394 bin ağaç kesilecektir; İstanbul içme suyunun yüzde 29'unu karşılayan kaynaklar yok olacak, yılda 55 milyon metreküp su kaybı yaşanacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Hocam, buyurun.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
1,2 milyon kişinin bir yıllık oksijeni kaybolacak, Marmara Denizi'nde mevcut kirliliğe ek olarak 13 milyon kişinin atık su yüküne eş değer 107 ton azot ve 7 milyon kişinin atık su yüküne eş değer 9,5 ton fosfor birikecek. Oysa, 5 Kasım 2021 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla Marmara Denizi ve Adalar özel çevre koruma bölgesi olarak ilan edilmiştir. En az 2 milyon nüfusun buraya yerleşmesi söz konusudur. Kaba inşaat için en az 350 milyar TL harcanacaktır. İstanbul trafiği yüzde 10 artacaktır.
Sayın vekiller, Kanal İstanbul, Paris Anlaşması'na aykırılık oluşturacağı kadar başta Barselona, ve Bükreş gelmek üzere taraf olduğumuz birçok...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, o gürültü nedeniyle...
BAŞKAN - Hiç kimseye vermedim. Bir dakika verdim, size de verdim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, o uğultunun yarattığı dikkat dağınıklığına...
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Uğultu nedeniyle...
BAŞKAN - Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Teşekkür ederiz Sayın Başkan.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Konu çok önemlidir, sayın vekiller. Sayın vekiller, sadece Paris Anlaşması değil, tarafı olduğumuz, öncüsü olduğumuz, bölgesel Karadeniz ve Akdeniz sözleşmelerinde aykırılık oluşturacaktır. Bilgilenme hakkı adına, halkı doğru bilgilendirme adına, milletin temsilcileri olarak burada kurulacak komisyonla atalarımızdan devraldığımız bu yeryüzü parçasını gelecek kuşaklara nasıl intikal ettireceğimize dair olan bu alanda Meclis araştırması komisyonu, bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirecek. Hukuk olarak ulusal, bölgesel ve uluslararası hukuka aykırılık; mekân olarak İstanbul, Marmara, Karadeniz, Akdeniz havzaları söz konusu ve aynı zamanda...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - ...vatanın bölünmez bütünlüğü andı adına da bunun araştırılması ülkemizin geleceği açısından yaşamsaldır.
Olumlu oy vereceğinize inanıyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)