| Konu: | Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 47 |
| Tarih: | 18.01.2022 |
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Ülkede tam bir kriz hâli yaşanıyor, her konuda bir kriz var. Tek adamın kararlarına mahkûm edilen ülke, ne yazık ki iflasın eşiğine gelmiş durumda. Yoksulun, emeklinin, emekçinin, öğrencilerin, kadınların geleceğini yok eden kararlar alınıyor. Ülkenin dört bir yanında açlık var, yoksulluk var, kıtlık var. Kim için var tabii? Ezilenler, emekçiler, çalışanlar için var. Bir avuç zengin için saraylarda yaşamak var tabii ki, "tüm halk için" derken elbette ki bir avuç zengini kastetmiyoruz.
Artık, insanlar, ucuz ekmek alabilmek için Halk Ekmek büfe kuyruklarında beklemek zorunda kalıyor, mahalle marketlerinden su bardağıyla yağ satın alıyor, pazarlarda artık kiloyla değil, taneyle alışveriş yapılabiliyor. Eskişehir'de kahvehane işletmecisi 28 yaşındaki Özgür Pehlivan, kredi borçlarını ödeyemediği için, artık kendisini döndüremediği için intihar etti. 28 yaşında bir insanı umutsuzluğa sürüklemekten bahsediyorum.
Çiftçiler üretmenin değil, üretememenin maliyetini hesaplıyorlar. "Acaba üretmezsem ne kadar daha az zarar ederim?" diyerek ekinlerini bile ekmekten geri duruyorlar. Türkiye'nin dört bir yanından gelen çiftçiler Tarım ve Orman Bakanlığı önünde eylem yaptı. Eylem yaptı da muhatap bulabildi mi? Bulamadı tabii ki, Bakanlık hiçbir şekilde muhatap olmadı. Oysaki çiftçiler şunu söylüyordu: "Türkiye tarihinde ilk kez bu kadar çiftçinin üretim araçları, traktörleri, mal varlıkları haczedildi." Ama tabii, ortada bunu da duymak istemeyen bir Bakanlık vardı.
Sadece çiftçiler mi? Sağlık politikalarınız da iflas etti. "Sağlıkta dönüşüm." dediniz, sağlık kurumlarını ticarethaneye; insanları, hastaları müşteriye dönüştürdünüz. "Kuyruklar yok." diye övünüyorsunuz, görünmez kuyruklar oluşturdunuz; evet, eskiden hastane önünde bekliyordu insanlar, şimdi, internetten, randevu sisteminden aylar sonrasına randevu alabiliyor ve siz bununla "Kuyruk yok." diye övünüyorsunuz. Sağlık emekçilerine sömürüyü, otuz altı saati aşan nöbeti, beş dakikada bir randevuyu, saymakla bitiremeyeceğimiz kölelik koşullarını dayattınız. 2012'de, Türk Tabipleri Birliğinden yurt dışına çıkabilmek amaçlı belge almak için başvuran hekim sayısı 59 iken, bu sayı 2021'de 1.405'e çıktı ama sizin umurunuzda mı? Tıkanan sağlık hizmetlerinde halk karşısında muhatap bulamadıkça, sağlıkta şiddet dili körüklendikçe bu sefer sağlıkçılar, maalesef, şiddetle karşı karşıya kalıyor; şiddet artıyor, buna karşı siz, sağlıkta şiddete karşı etkili bir yasal düzenleme yapılması talebini, meslek hastalığı yasası talebini görmezden geliyorsunuz. Açlık sınırına kadar gerilemiş gelirleri ve özlük haklarıyla ilgili bir teklif geldi, sağlık çalışanları dedi ki: "Yeterli değildir, daha fazla genişletilmesi gerekir." siz ne yaptınız? Var olanı bile geri çektiniz, hiçbir düzenleme yapmadınız. Türkiye'nin en güvenilir kurumlarından biri olan Türk Tabipleri Birliğini, sizin yanlışlarınızı deşifre ediyor, halkı aydınlatıyor diye hedef aldınız. Tüm saldırılarınıza rağmen sağlık emekçileri hem kendi hakları hem de halkın sağlık hakkı için direnmeye devam ediyor. Beyaz Yürüyüş'ten Beyaz Forum'a, 15 Aralık grevinden 4 Ocaktaki bordrolarını faks çekme eylemlerine kadar hem ekonomik hem özlük hem de demokratik hakları için dört bir yanda mücadele veren sağlık emekçilerine, Türk Tabipleri Birliğine buradan selam olsun diyoruz.
Ülkenin dört bir yanından yoksulluğun, adaletsizliğin çığlığı yükseliyor. Doların yükselişini tırmandırdınız, halk elindeki birikimi dövize yatırdı ve hatta kredi çekerek döviz almak zorunda kaldı; 20 Aralık 2021 akşamında dolar kuru 18,40 TL seviyesinden birdenbire 11 TL seviyelerine düştü, haberdar ettikleriniz yüksek kurlardan dolarlarını bozup daha fazla zenginleşirken üç beş kuruşunu dövize yatıran halk yani emekçiler sayenizde daha fazla yoksullaştı. Sizin vurgun yaptığınız 20 Aralık günü Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde borç gerekçesiyle elektriği kesilen bir ailede 2 yaşındaki Yunus Emre Binen bebek soğuktan dolayı hayatını kaybetti. "Ay'a çıkacağız." "Yerli otomobil, uçak üreteceğiz." "Büyük çapta doğal gaz kaynağı keşfettik." "Dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olacağız." yalanlarınıza inanan yok artık. Siz inanıyorsanız eğer önden buyurun, yandaşlarınızı alın uzaya yerleşin, bu ülke de bir nefes alsın diyoruz. Bütün bu düzenlemeleri, halkın refaha kavuşmasını elbette ki iktidardan, sizlerden beklemiyoruz. O yüzden buradan halka seslenmek istiyorum: Bu iktidarın, bir avuç zengini zengin etme dışında halka verebileceği hiçbir seçenek kalmamıştır ama şunu da söyleyelim: Kimse umutsuzluğa kapılmasın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
ZÜLEYHA GÜLÜM (Devamla) - Çözüm, bir avuç iktidar ve yandaşları karşısında milyonlar olan ezilenlerin, emekçilerin ellerinde, yüreğinde. Bir olursak, örgütlenirsek, dayanışmamızı güçlendirirsek, demokrasi, adalet talebimizi birlikte söylersek inanın ki biz kazanacağız. Milyonlarca insanın yoksulluğunun sebebi dış güçler falan değil. Halk yoksullaşıyor çünkü iktidar zenginlere çalışıyor; onlar zengin oldukça halk, emekçiler, kadınlar, gençler yoksullaşıyor. Halkı, ezilenleri böl-parçala-düşmanlaştır yöntemiyle kendi iktidarlarına razı etmeye çalışanlara ikna olmayın. Bu oyuna gelmeyelim. Bu ülkenin kaynakları, halkın refah içerisinde yaşayabileceği kadar büyük, yeter ki halk için kullanılsın. Çözüm belli: Ampulü söndürün, söndürdüğünüz ampullerin yerine yeni ampuller değil, kendi iktidarınızı kurun.
Gerçek bir halk iktidarı için topyekûn mücadeleye diyorum, zafer direnenlerin olacak! (HDP sıralarından alkışlar)