| Konu: | Vergi Usul Kanunu ile Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 48 |
| Tarih: | 19.01.2022 |
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri tekrar saygıyla selamlarım. Konuşmama biraz önce bıraktığım yerden devam ediyorum.
Enflasyon muhasebesi şartlarının sağlanmasına rağmen düzeltmenin yapılmaması doğru bir tercih değildir. Enflasyon düzeltmesini iki yıl ertelemekte nasıl bir fayda var, anlaşılır iş değil. Mükellefler ve mali müşavirler için enflasyon düzeltmesinin uygulanmasında adaptasyon sorununu önleyecek tedbirler önceden alınmalı, yeteri kadar zaman tanınmalı, geç kalınmamalıydı. Konuşmam için hazırlık yaparken görüştüğüm pek çok mali müşavir, düzenlemenin bu kadar ileriye, 2023 yılı sonuna kadar ertelenmesine karşı. Özel sektörde altyapı eksikliği kısa sürede giderilir, adaptasyon sorunu kolayca aşılır. Sanıyorum, Hazine ve Maliye Bakanlığımızda siyasi irade eksikliğinden bir altyapı yetersizliği oluşmuş. Acaba, enflasyon düzenlemesinin 2023'e kadar ertelenmesinin bir diğer nedeni de bu mudur? Aslında, enflasyon olan ülkelerde enflasyon muhasebesinin şarta bağlanmaksızın uygulanması gerekiyor çünkü yaşanan yüksek enflasyonun şirket bilançolarında yaratmış olduğu tahribat giderilmeli, bilançolar şirketlerin gerçek durumunu yansıtmalılar.
Enflasyona bağlı fiyat artışları vergi matrahının oluşmasında bazı mükelleflerin lehine, bazı mükelleflerin de aleyhine sonuçlanıyor. Borçlanarak çalışanların vergi matrahı azalırken öz sermayesiyle çalışanların vergi matrahı artıyor. Bu da vergi adaletini ve ticaret hayatındaki rekabet ortamını zedeliyor. Bunun sonucu olarak da kurumlar öz sermayeleriyle çalışmaktan uzaklaşarak borçlanmaya yöneliyorlar. Bu durum, ülkemizin kaynak dağılımını ve kurumların mali dengelerini bozuyor, mali yapının zayıflamasına yol açıyor. Sakat uygulama nedeniyle katlanılan finansman maliyeti, vergi matrahlarının büyük ölçüde azalmasına sebep oluyor. Öz sermayesiyle çalışan kurumlar, gelir vergisine tabi olmaktan çıkıp servet vergisi mükelleflerine dönüşmekteler. Haksız vergilendirmeyle karşılaşıyorlar. Bu husus, kurumların öz sermayesini eritip yatırım ve istihdam politikalarını olumsuz etkiliyor.
Enflasyon düzeltmesi olmaması, aynı zamanda kayıt dışı ekonomiyi teşvik etmekte ve kayıt dışı ekonominin temel sebepleri arasında yer almaktadır. Yerli sermayenin zarar görmesinin yanı sıra yabancı sermaye de doğru bilanço eksikliğinden dolayı ülkeye yeterince güvenememekte, şirketlere yatırım yapmaktan imtina etmektedir. Enflasyon muhasebesi uygulanmayarak rekabet şartları yerine getirilmemiş oluyor maalesef. Hâlbuki yüksek enflasyondan kaynaklanan belirsizlik ortamında bilançolarda doğru düzeltmeler yapılsa finansal ve reel piyasaların rekabet şartları sağlanmış olur.
Bilanço, şirketlerin aynasıdır. Doğru bilanço da rekabet unsurudur. Enflasyon düzeltmesi olmayınca "ayna" olarak tabir edilebilecek bilançolar âdeta bir içbükey (konkav) aynaya dönüyor ve içinden çıkılmaz, yanlış görüntülere neden olabilen bir duruma yol açıyor. Netice itibarıyla, enflasyon olduğu zaman paranın değeri düşüyor, malın değeri gereksiz yere fazlalaşıyor ve sattığınız ürünü rafa koyamadığınız zaman da suni bir değerlenme ve sözde kârla karşı karşıya kalınıyor. Bunun enflasyon düzeltmesiyle hakiki değerine, rayiç değerine çevrilmesi lazım.
Diğer yandan, iş dünyasına hakiki matrah bildirimlerinde bulunmaları için teşvik edici düzenlemeler yasalaştırılmalı. Teklif edilen maddelerde yer alan günlük çözümlerle ne iş dünyasına bir fayda sağlanır ne de ülkeye bir yarar dokunur. Ne garip ki devletin iki farklı kurumu iki farklı muhasebe sistemine rağbet ediyor. Konkordato davalarına girildiğinde mahkemelerde bilirkişiler hakiki bilançoları sunma ihtiyacı duyarken Maliye Bakanlığı enflasyon düzeltmesiyle oluşturulmuş hakiki bilançodan ziyade kayıt dışına çıkmayı mecbur bırakan bilançoları referans olarak kabul ediyor. Bu, doğru kabul edilebilir bir durum değildir.
Değerli milletvekilleri, enflasyon düzeltmesine ilişkin yasal değişikliğin Anayasa'ya aykırı olup olmadığı da tartışma konusudur. Çünkü enflasyon düzeltmesinin 2021 yılı için yapılmamasını düzenleyen bir geriye yürüme mevzubahistir. Anayasa'nın 2'nci maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesiyle, kanunların hukuk güvenliğini sağlaması, bu doğrultuda geleceğe yönelik öngörülebilir kurallar içermesi gerekliliği ifade edilmektedir. Bu nedenle, hukuk devletinde güven ve istikrarın korunabilmesi hatta keyfî hareketlere engel olunabilmesi için kanunlar yürürlüğe girdikleri tarihten sonrası için uygulanırlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) - Ayrıca, enflasyon düzenlemesinin lehlerine netice vereceği, resmiyetten uzaklaşmayan mükellefler bu kanun maddesiyle mağdur olacaklardır.
Sayın Başkanım, vaktim varken, Adnan Menderes ve arkadaşlarıyla ilgili yapılan polemiklerle ilgili ben de kısa bir yorum yapmak isterim. AK PARTİ temsilcilerinin şehit Başbakan Adnan Menderes ve şehit Bakanlarımızla ilgili yaptıkları yorumları ben de samimi bulmuyorum. Eğer samimi olsalardı Yassıada'yı tarihe gömmezlerdi, Yassıada'nın üzerinden bir silindir gibi geçmezlerdi. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Cennetmekân Adnan Menderes'in eziyet gördüğü, işkence gördüğü küçücük oda bugün kocaman, pirinç karyolalı, at eyerli, banyolu, tuvaletli, 50 metrekare bir oda olarak gösterilmektedir; bu, hazindir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) - Zindanlar tahrip edilmiştir. Bu hassasiyeti ve üzüntümü de belirtmeden geçmek istemedim.
Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)