GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Azerbaycan Kara Yanvar katliamının 32'nci yıl dönümüne, 20 Ocak 1989 tarihinde Samsunspor'un geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybedenlere rahmet dilediğine, Samsun Büyükşehir Belediye Meclisinin Samsunspor'la ilgili aldığı karara, zam yağmurlarının devam ettiğine, şeker pancarı üreticilerinin sorunlarına, kamu bankalarına sermaye desteği yapılacağıyla ilgili haberlere, Para Politikası Kurulunun faiz kararına ve TÜİK Başkanının enflasyon rakamlarıyla ilgili açıklamalarına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:5
Birleşim:49
Tarih:20.01.2022

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

20 Ocak 1990 "Kara Ocak" olarak anılıyor. Hepimizin bildiği gibi, Sovyet ordusu Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye saldırmış, katliam yapmış ve orada 147 soydaşımız hayatını kaybetmişti, şehit olmuştu, birçok soydaşımız da yaralanmıştı. Ben, tekrar bütün Türk milletinin ve Azerbaycan'ın başı sağ olsun diyorum.

Yine, 20 Ocak, Samsun ve Türk futbolu açısından da hüzünlü bir gündür Sayın Başkan. 20 Ocak 1989'da, Malatya deplasmanına giderken Samsunspor, biliyorsunuz, Havza yakınlarında bir kaza geçirmişti, bu kazada 5 kişi hayatını kaybetmişti. Teknik Direktör Nuri Asan, futbolcular Mete, Muzaffer ve Zoran ve şoför Asım Özkan hayatını kaybetmişti. Ayrıca, o gün engelli hâline gelen, tekerli sandalyede hayatını geçirmek zorunda olan Emin Kar da geçen yıl hayatını kaybetti. Ben, bu vesileyle bütün ölenlere rahmet diliyorum, Samsunspor'umuza, Samsunlu hemşehrilerimize de tekrar başsağlığı diliyorum.

Bu vesileyle Sayın Başkan, Samsunspor'la ilgili olarak Samsun Büyükşehir Belediye Meclisinde geçtiğimiz günlerde bir karar alındı, Millet bahçesi alanı Belediye Meclisinde belirlendi. Bu belirleme yapılırken bu alan içerisinde Samsunspor'un Nuri Asan Tesislerinin de -kazada hayatını kaybeden Nuri Asan'ın ismi verilmişti o tesislere- millet bahçesi içine alınması söz konusuydu. Bu konu toplantı esnasında kendisine, Başkana sorulduğunda yuvarlak bir cevap verip geçiştirdi, "Bakıyoruz." şeklinde bir şey söylemişti. Tabii, bunun üzerine bütün Samsun camiası ayağa kalktı; sporseverler, sivil toplum örgütleri, biz siyasiler, herkes eleştirince Büyükşehir Belediye Başkanı bir miktar geri adım atmak durumunda kaldı, sözel olarak "Korunacak tesislerin yeri, plan notlarında var." dedi fakat plan notlarına bakıldığında böyle bir korumanın olmadığı görülüyor. Dolayısıyla biz, burada, açık ve şeffaf olmaya davet ediyoruz Büyükşehir Belediye Başkanını.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Usta.

ERHAN USTA (Samsun) - Samsunspor için çok kıymetli olan bu tesislerin Samsunspor'un elinden alınması gibi bir şey asla düşünülemez, buna bütün Samsun direnecektir. Zaten bu, Büyükşehir Belediye Başkanının ilk vukuatı değil yani Samsun'a ve Samsunluya maalesef, düşman bir Büyükşehir Belediye Başkanı Büyükşehirde görevinin başındandır.

Zam yağmurları devam ediyor. Dün akşam benzine, önceki gün motorine zam geldi 52 kuruş, 46 kuruş; ilaca yüzde 136 zam geldi. Şimdi, baktığımızda, bir yılda benzine yüzde 88, mazota yüzde 115, LPG'ye yüzde 128 zam gelmiş; artık 1 doları aştı akaryakıt fiyatları. İlaca şubatta tekrar zam gelmesi bekleniyor. Yani şu an itibarıyla, geçen ocak ayında 7,30 olan benzin 14 lirayı geçti, 14,04; motorin 6,73'ten 14,28'e yükseldi, LPG 4,06'dan 9,35'e yükseldi. Bu konuyla ilgili, buna dikkatinizi çekmek için bugün grup önerisini de ayrıca sizlerle paylaşacağız.

Şimdi, şeker pancarı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Usta.

ERHAN USTA (Samsun) - Bu hafta içerisinde şeker üreticileri partimizi ve grubumuzu ziyaret ettiler, ciddi şikâyetleri var. Tabii, bütün çiftçilerin ciddi şikayetler var, girdi maliyetleri aşırı ölçüde arttı fakat ürünleri para etmiyor. Şimdi, şeker pancarında daha özel bir durum var; şeker pancarları teslim edilmiş fakat henüz paraları alınmamış. Bu esnada, biliyorsunuz, geçtiğimiz günlerde, hatta geçtiğimiz ay içerisinde şeker fiyatlarına ciddi oranda bir zam yapıldı yani 420 liradan alınan şeker pancarı, zamsız alınan şeker pancarı üzerinden üretilen şeker ürününe zam yapıldı, çiftçi de haklı olarak "Bize de buradan ton başına 150 lira bir fark verilmesi lazım çünkü bizim hayatımızı sürdürmemiz bu anlamda zor." diyor çünkü daha henüz parasını almış değil, yani bu çiftçinin verdiği üründen, verdiği ham maddeden üretilen ürüne zam yapılıyorsa onun ürününün bedeli de daha zamlı bir fiyattan ödenmeli. Bunun dışında da bugünlerde, yeni yıldaki fiyatın da 800 lira civarında olacağına ilişkin açıklamalar geliyor; bu, hiçbir şekilde maliyetleri kurtaracak bir fiyat değil, bunun da 1.100 TL olması konusunda vatandaşımızın beklentisi var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Başkan.

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bugün, medyada, kamu bankalarına 51 milyar lira sermaye desteği yapılacağına ilişkin açıklamalar var, beyanatlar var. Şimdi, tabii, son üç yılda 3 defa kamu bankalarına sermaye desteği yapılıyor. Sermaye desteği ne demek? Hazineden para verilmesi demek. Hazineye parayı kim veriyor? Vergi ödeyicileri veriyor. Bu kamu bankaları ne yapıyor? Demirören'e kredi veriyor, almıyor; yandaşları krediyle besleyen kamu bankalarının sırtındaki kambur vatandaşın üzerine yükleniyor Sayın Başkan. Üç yılda 3 defa, bakın, bu, 90'lı yılların karakteristiğidir; kamu bankalarına 2001 krizinde ciddi para verildi, kamu bankaları gayet kârlıydı fakat o kadar kötü yönetildi ki sürekli destekle ayakta kalan yanlış ekonomi politikalarının ve yandaşları koruyan kredilerin bedeli bu vatandaşa ödetiliyor, bunu hiçbir şekilde kabul etmek mümkün değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - Şu anda, ayrıca, sermaye desteğinin dışında da Hazine yine 85 milyar lira da kâğıt verdi yani Hazine kâğıdı, nakit dışı tahvil verildi. Dolayısıyla kamu bankaları tam bir iflas içerisindedir. Kamu bankalarından siyaset elini çeksin, bu kamu bankaları da daha ehil ve daha liyakatli insanlar tarafından yönetilsin diyoruz.

Bugün, biliyorsunuz, Para Politikası Kurulu faiz kararını açıkladı, faiz yüzde 14'te sabit tutuldu. Tabii, insan, şimdi, Sayın Cumhurbaşkanına şu soruyu sormak istiyor: "Bu ten bu vücutta olduğu müddetçe faiz sebep, enflasyon sonuç." diyordun -enflasyonumuz düşük falan değil, yüzde 50'lere varacak bir enflasyonu konuşuyoruz, açıklanan yüzde 36 ama önümüzdeki aylarda yüzde 50'ye varacak- niye faiz indirimine devam edilmiyor, bu politikadan vaz mı geçildi? Yoksa hani "Ortada nas var, ben nas bilirim başka bir şey bilmem..." Amenna yani nassa hiç kimsenin itiraz ettiği yok ancak o zaman böyle diyorsanız "Niye faiz indirimine devam etmiyorsunuz?" diye sormak bizim hakkımız. Bir politika değişikliği mi var? Ne yapılıyor? İnsanların millî ve manevi değerleriyle bu kadar çok oynanır mı? Tabii, şunu net bir şekilde görüyorlar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayalım.

ERHAN USTA (Samsun) - Her faiz indirimi sonrasında faizlerin arttığı görüldüğü için herhalde, bu sefer faiz indiriminden vazgeçildi ancak bu çelişkili durum, bu kuru inat ve bu kara cehalet millete çok ağır bir bedel ödetiyor. Bunu görmemiz lazım.

Şimdi, bugün TÜİK Başkanının Dünya gazetesinde bir röportajı var, orada diyor ki: "84 milyona karşı sorumluluğumuz var." Yani durup dururken böyle bir beyanat hakikaten anlaşılabilir beyanat değil. Ne demek istiyor bununla? İnsanın aklına 2 şey geliyor. Bu son açıklanan enflasyon rakamlarından dolayı -biliyorsunuz aylık bazda yüzde 14 yaklaşık enflasyon geldi, yüzde 36 yıllık bazda tüketici enflasyonu, yüzde 80 üretici enflasyonu geldi- Cumhurbaşkanlığı tarafından kendisine bir baskı mı yapıldı? "Kardeşim bu ne biçim makyaj, şunu adam gibi makyajla." denildi de ondan dolayı bir isyan mı yapıyor, kendisini Cumhurbaşkanına karşı medya önünde mi savunuyor; yoksa yaptıklarından dolayı vicdan azabı çekip şimdi vicdanını mı rahatlatıyor, bunu açıklamak durumundadır TÜİK Başkanı. TÜİK başkanlarının böyle bir beyanat vermesi doğru değildir. Bilineni söylemenin bir anlamı yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayalım.

ERHAN USTA (Samsun) - Toparlayacağım Sayın Başkanım.

Elbette ki özerk bir kurumun başkanı bütün vatandaşlara karşı sorumlu olmak durumundadır. Bunu niye söylüyor, bunun arkasında ne var? Bu Kuruma müdahale mi ediliyor veya bu Kurum, hakikaten, müdahale sonrasında bir kısım rakamları düşük açıklayıp, şimdi bir anlamda toplumdan özür dileyecek veya vicdanını rahatlatacak böyle günah çıkarmalarında mı bulunuyor? Bunu bilmek Türk milletinin hakkıdır diyorum, Genel Kurulu ve sizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim.