GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Usul Kanunu ile Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:49
Tarih:20.01.2022

HDP GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Genel Kurulu ve Genel Kurulun emekçilerini, ekranları başında bizleri izleyen sevgili yurttaşlarımızı öncelikle saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, sayın vekiller; mevcut iktidar, ekonomik krizin derinleştiği özellikle 2018 döviz krizinden bu yana bir dizi "reform paketi serisi" diye adlandırılan ekonomi programlarını Genel Kurulun gündemine getirmeye devam ediyor. Bütün bu paket ya da programların hepsi ekonominin temel yapısal sorunlarını çözmekten uzaktır. Getirilen ekonomik paketler ancak bir vaat olarak kalıyor, ortada hiçbir şey yok; sürekli programlar açıklanıyor, tahminlerin hiçbiri tutmuyor, daha gün geçmeden hedeflerden sapılıyor. Genelgeçer beylik ifadeler kullanılıyor: "Enflasyonu düşüreceğiz, mali disiplini sağlayacağız, ihracatı artıracağız, işsizliği azaltacağız." diyorlar ama bunlara nasıl erişileceğine ilişkin somut hiçbir şey ortada yok. Dolayısıyla "ekonomi reformu" sözü inandırıcı değil; bu hâliyle, kerhen söylenen bir cümle olarak kalıyor.

Sayın Başkan, sayın vekiller; "müjde ekonomi paketi" iddiasıyla getirdiğiniz her düzenleme emeğiyle geçinen yurttaşların çıkarları için hazırlanmıyor, maalesef, sermayenin ve zenginlerin yani bir avuç ayrıcalıklı kesimin çıkarları için hazırlanıyor çünkü AKP-MHP koalisyonu ekonomiye sermayenin gözüyle bakıyor; toplumun değil, belirli dar grupların isteklerini karşılamayı temel öncelik olarak belirliyor. Tek bir derdiniz var o da sermayenin ve yandaşın yararıdır. Kısacası, sizin mini ekonomi paketleriniz de koca ekonomi paketleriniz de bu halkın derdine deva olmuyor.

Bu iktidar tarafından "reform" sözcüğünün içeriği tamamen boşaltılmıştır maalesef. Ekonomide reformlar aksayan sorunların çözümüne yönelik bir tedbirler manzumesi olarak görülmesi gerekirken bu pakette bunları görmüyoruz. 2 maddelik bu teklifin alelacele Genel Kurul gündemine böyle üstenci bir mantıkla getirilmesi siz iktidar milletvekillerinin de iradesine saygısızlık değil midir? Yasama sürecinin böyle keyfîlikle yürütülmek istenmesi aslında halk iradesine de saygısızlıktır.

Sayın Başkan, sayın vekiller; iktidarın yirmi yıllık ekonomi karnesinin özetinin özeti şudur: Sürdürülebilir ekonomi politikası hiçbir zaman olmadı. "Şahlanacak" denilen ekonomi uçurumdan aşağıya yuvarlanmaktadır, AKP'nin ekonomideki hayalleri gerçeklerden çok uzaktır. AKP Türkiye'yi torunlarımızın torunlarına kadar borçlandırdı. Borcu borçla çevirerek iktidarını sürdürüyor. Türkiye küçüldü, kişi başına millî gelir her geçen gün düşüyor, alım gücü gittikçe düşüyor, enflasyon ve işsizlik oranlarının toplamıyla hesaplanan Sefalet Endeksi son yirmi yılın zirvesine çıktı. TÜİK'in açıkladığı rakamlara göre işsizlik oranı yüzde 11,2, enflasyon ise yüzde 36,8. İşsizlik sorunu çözülmedi tam tersine artarak devam ediyor.

Döviz kuru her geçen gün artıyor, yıllardır bir istikrar sağlanamıyor. Son yıllara TL'deki değer kaybı damga vurmuş durumda. Öyle ki yıl başından bu yana dolar karşısında dünyanın en fazla değer kaybına uğrayan para birimi TL; yüzde 30'luk bir oranla TL en fazla değer kaybetmiş durumda.

Enflasyon aldı başını gidiyor. TÜİK'in açıkladığı rakamlar inandırıcılığını yitirmiş. Türkiye'de artık bırakın yoksulluk sınırını, açlık sınırının altında yaşayan milyonlar var. Zengin-fakir makası açıldı; zengin daha zenginleşti, yoksul daha yoksullaştı, orta sınıf yok oldu, Özal'ın meşhur deyimiyle, orta direk çöktü. En üstteki yüzde 20'nin ekonomiden aldığı pay ile en alttaki yüzde 20'nin ekonomiden aldığı pay arasında makas açıldıkça açıldı ve orta sınıf, biraz önce söylediğim gibi, çöktü. Yabancı yatırımcının çıkışı devam ediyor. Merkez Bankasının net rezervinin sıfır olması için 56,7 milyar dolara ihtiyaç var yani net rezerv eksi 56,7 milyar dolar.

Sayın Başkan, sayın vekiller; icra dairelerinde derdest bulanan dosya sayısı yılın ilk iki haftasında 76 bin artarak 14 Ocak itibarıyla 22 milyon 647 bin adet oldu. İcra dosyaları artarken Sefalet Endeksi son yirmi yılın zirvesine çıktı.

Merkez Bankasının faizlerde yaptığı indirim vatandaşların kullandığı ihtiyaç kredilerine yansımıyor. Kredi faizleri, iktidarın 20 Aralıkta yaptığı örtülü faiz artırımının da etkisiyle artmaya devam ediyor. Tüketici kredilerinin faizi 2,14 puan daha artarak yüzde 31,69'a yükseldiği haftada ticari kredi faizleri ise 1,4 puan artarak yüzde 25,77'ye çıktı. Ekonomide makyaj dökülüyor, AKP'nin pembe tablosunun arkasında bu gerçekler var. Dolayısıyla mevcut teklifi desteklemek ne yazık ki mümkün değil. Halkın cebinden alıp yandaşın ve sermayenin cebini doldurmaktan artık vazgeçin. İlla da bir düzenleme getirmek istiyorsanız, zengine değil halka, sermayeye değil emekçiye kaynak ayıracak düzenlemeler eğer Genel Kurulun gündemine getirilirse tabii ki biz de seve seve destek veririz.

Sayın Başkan, son olarak, seçim bölgem Gaziantep'te iki gün önce yağan kar felaketiyle ilgili konuşmak istiyorum. Antep'te ve bölgede çok ciddi bir kuraklık vardı, kar yağacağı haberleri meteorolojiden verildiğinde herkeste bir sevinç oluştu çünkü kar, kuraklığın önünde en büyük engel olurdu ve herkes sevinçle karı bekliyordu. Gaziantep'teki belediyeler de AKP'li belediyeler de "Müjde, kar geliyor, karla mücadeleye hazırız, sevinçle karı bekliyoruz." dediler. Saat üçte kar yağmaya başladı, saat üç buçukta Gaziantep'teki tüm ana arterlerde ve yokuşlarda trafik tamamen durdu. O dakikaya kadar belediyenin tek bir müdahalesi yoktu, öyle bir hızla gelişti ki o saatten sonra belediyenin müdahale etme şansı da maalesef kalmadı. Tek damla tuz dökülmedi ve insanlar yollarda araçlarında mahsur kaldılar. Nizip-Antep yolunda saatlerce -on üç, on dört saat- insanlar mahsur kaldı. Antep-Adana Otobanı'nda yirmi saati aşkın süre insanlar aç, susuz arabalarında bekledi. Araçlarındaki yakıtlar tükenmek üzere ama maalesef kurumlar dökülüyor, hiçbir destek o halka ulaştırılmıyor. Antep'te insanlar olduğu yerde arabalarını bıraktılar, o soğukta saatlerce yürüyerek evlerine ulaşmaya çalıştılar. İnsanlar bizi her yerden arıyor -yakınlarına ulaşamayanlar, şarjları tükendiği için yakınlarına ulaşamayanlar- bizlere bir şekilde aileler ulaşıyor, yakının nerede olduğunu soruyor ve maalesef hâlâ sorun çözülebilmiş değil.

Bakın, biraz önce sosyal medyada, Gaziantep Valiliği, Belediyesi ve benim de etiketlendiğim bir "tweet"te "Gaziantep'ten Araban'a cenaze götürüyoruz -yağışın üzerinden iki gün geçmiş- Yavuzeli-Karadağ bölgesinde yol kapalıdır diye cenazemiz yolda bekliyor." diyorlar. Hâlâ maalesef yurttaşın yarası, yaşadığı felaket sarılmış değil. İşte organizasyonsuzluk budur, kurumlar tel tel dökülüyor, kurumlar organize olamıyor ve böyle normal, iyi gelmesi gereken, kuraklığa bir çare olması düşünülen; insanların, çocukların bahçede karla eğlenecekleri bir durum felakete dönüşüyor. Belediyelerimiz ne yapıyor? Müjdeli haberler veriyor. Bir de bu yetmiyor arkadaşlar, vatandaş sorun yaşıyor, vatandaş perperişan, AKP'nin belediye bürokratları halkı suçluyor. Neymiş efendim, kar lastiğiyle yola çıkmamış; neymiş efendim, karın geldiğini biliyormuş, işten niye erken ayrılmamış gibi akla ziyan "tweet"ler atıyorlar yani deyim yerindeyse, halkla dalga geçiyorlar. Bu, kabul edilebilir bir şey değil; gerçekten bu durumu yaşatan bir belediyenin, bir bürokratın derhâl istifa etmesi gerekiyor. Bu halkın bunları hak etmediğini göstermemiz gerekiyor, aksi takdirde bu basiretsizliğin arkasında durursanız yarın bu sorunlar tekrar tekrar halkın karşısına çıkar.

Değerli arkadaşlar, Gaziantep'e 20 santim kar yağmış, bunlar yaşanıyor. Yani saatlerce kar yağsaydı ne yapacaktınız?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sakin, sakin.

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Halk orada eziyet çekerken siz bizim burada sakinliğimizi tartışmayın, kendi sakinliğinizi tartışın diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)