GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Usul Kanunu ile Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:49
Tarih:20.01.2022

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun teklifi üzerine şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Kurumların stratejik hedeflerini, itibarını ve imajını tehdit eden birkaç unsurun ortaya çıkardığı duruma "kriz" diyoruz. Krizlere Covid benzeri beklenmeyen bir durum da sebep olabilir; siyasi, ekonomik, diplomatik hatta teknolojik nedenlerle de kriz çıkabilir ancak krizlerin ortaya çıktığı noktada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, yönetilemeyen her krizin felakete dönebilme ihtimalidir. İşte, ülkemiz, AK PARTİ'si tarafından yönetilemeyen krizler nedeniyle felaketi yaşamaya başlamıştır. Krizin adı "artan fiyatlar" felaketin adı "yoksunluk ve yoksulluktur."

İran, kendince, mücbir sebepler nedeniyle Türkiye'ye gaz arzının on gün süreyle yapılamayacağını açıklamıştır. Yılbaşında yapılan elektrik ve doğal gaz zamlarımızın ardından vatandaşlarımız zaten elektrik ve doğal gaz kullanımından neredeyse vazgeçti, karanlıkta ve soğukta oturuyor ancak sanayicimizin, üreticimizin, iş yerlerimizin böyle bir kısıtlamaya gitme imkânı yok çünkü makinelerin çalışması, üretimin devam etmesi için enerji kalemlerine ihtiyacı olduğu açık. Hâl böyle iken Enerji Bakanlığı, BOTAŞ vasıtasıyla mevsimsel koşulları bahane ederek arz ve talep dengesini sağlamak için kullanıcı birliklerine yani OSB'lere gizli bir yazı yazarak 21 Ocak 2022 tarihinden itibaren ikinci bir bildirime kadar günlük gaz miktarının yüzde 60'ına tekabül eden miktarla sınırlandırmıştır; başka bir deyişle, sanayicilere doğal gaz tüketimini yüzde 40 azaltması talimatını vermiştir. Emir gibi yazıda, talimatlara uymayanlara sözleşmeden kaynaklı müeyyide uygulanacağı tehdidi açıkça yer almıştır. Üretim için en gerekli kalemi enerji olan sanayicilere "Sizin doğal gaz kullanmanızı kısıtlıyoruz, ne yaparsanız yapın." demenizden sonra sanayicinin sizin hakkınızda düşündüklerini hayal gücünüze bırakıyorum.

Bu duruma neden geldik biliyor musunuz? 2021 yılı içinde uzun vadeli doğal gaz sözleşmelerinin bir bölümünün süresi bitti. "Karadeniz'de doğal gaz keşfettik." hikâyesinin arkasına sığınılarak sanki yarın doğal gaz dağıtım hattına verecekmişsiniz gibi sözleşmelerinin tamamı yenilenmemiş, eksik kısmı spot piyasadan pahalı gaz olarak alınmıştır. Bu alım sadece BOTAŞ'ın değil, ülkede üreten, tüketen her kesimin zararını katbekat artırmıştır.

Değerli milletvekilleri, enerjiden sorumlu bir Bakanlığın ve ilgili kuruluşun en önemli görevi nedir? Memleketin her türlü enerji ihtiyacını karşılamak için gerekli planlamaları yapmak; enerji kaynaklarının ve enerjinin plan ve programlara uygun miktar ve evsafta üretilmesi, nakli ve dağıtımı için gerekli tedbirleri almak ve aldırtmak.

Sadece son talimatnameyle ispatlandığı üzere ne Enerji Bakanlığı ne de BOTAŞ, görevinin gereğini layıkıyla yerine getirememiştir. Şimdi de ilgili ama etkisiz kuruluşlar, beceriksizliklerinin acısını, faturasını ödeyemeyen vatandaştan sonra sanayiciden, imalatçıdan, üreticiden çıkarmaya çalışmaktadır. Aslına bakılırsa bu ülkenin üreticisi, sanayicisi elektrik ve doğal gaza yapılan zamlar nedeniyle uzun süredir böyle kötü yönetilen bir ekonomide üretim yapabildiği için ödüllendirilmesi gerekirken, aksine, cezalandırılmaktadır. Sanayi aboneleri 2020 yılı Ekim ayında doğal gazın birim fiyatına 1.393 lira ödüyordu; 2022 yılı Ocak ayı itibarıyla bu rakam, yıllık tüketimi 300 bin metreküpün üzerinde olan sanayi abonelerinin tarifelerinde bin metreküp için 6.300 liraya çıkmıştır. Bu, sadece ocak ayı fiyatıdır; aylık zamlarla birlikte sanayici gelecek ay sürpriz faturalarla da karşılaşabilir. Ayrıca, yine, sanayi kuruluşlarında ilave tarifeli bir artış sistemi getirilmiş, önceki ocak ayının yüzde 60'ı kadarına metreküp başı 6,3 lira tarife uygulanırken aşan kısmına 9,45 lira tarife uygulanmaya başlanmıştır. Zorunlu ihtiyaç kalemindeki bu denli artışa rağmen sanayici bugüne kadar "Eyvallah." demiştir ama son talimatlarınızdan sonra "Eyvah!" demiştir. Hani övünüyordunuz ya "Şu kadar OSB açtık. Sanayide hamle yaptık. İhracata dayalı üretim modeli geliştiriyoruz." diye, bu nasıl bir model? Sanayici, döviz dalgalanmasıyla zaten bir yıldır maliyet hesabı yapamıyordu; firmalar ürettiği ürünü kaça satacağını, iş görüşmelerinde hangi fiyatı vereceğini tahmine dayalı hesaplarla yapmaya çalışıyordu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Başkanım, tamamlayayım.

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Zam üstüne zam. Şimdi bir de "Doğal gazı az kullanın." talimatı. İhracatçıyı, sanayiciyi bu şekilde mi teşvik edeceksiniz? İhracatçı, aldığı iş için en az altı ay önceden sözleşiyor; maliyet hesabını doğru yapacak ki önünü görebilsin, ona göre sipariş alsın, üretime başlasın. Aldığı işi zamanında teslim edemeyeceğinden yiyeceği reklamasyon cezasına mı yansın, bir sonraki seneye müşteriyi kaybetme riskine mi yansın? Zamanı gelen sipariş taahhütlerini, siz doğal gazı kısıtladığınızda, nasıl yerine getirebilsin? Şimdi ne yapacak sanayici, ihracatçı? Doğal gazı kesince fabrikalar suyla mı çalışacak? Olmayan doğal gazla nasıl üretim yapacak? Ekonomi modeli yıllardır yara almıştı ama şimdi kangren hâline geldi. Bu mu sizin ihracatçıya, üreticiye gösterdiğiniz kolaylık?

Beceremiyorsunuz, yönetemiyorsunuz, artık gitme vaktiniz geldi; Abbas yolcu... (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)