GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu'nun annesinin vefatına, Barış Manço'nun vefatının 23'üncü yıl dönümüne, Abdi İpekçi suikastının yıl dönümüne, çiftçilerin sorunlarına, asgari ücretin açlık sınırının altında kalacağına, Cumhurbaşkanının elektrikte eşik değere ilişkin açıklamasına ve gayriahlaki televizyon programlarına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:5
Birleşim:50
Tarih:01.02.2022

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bugün İYİ Parti Grubu olarak acı günümüz, Grup Başkanımız Sayın İsmail Tatlıoğlu annesini kaybetti. Yine, Genel Sekreterimiz Uğur Poyraz Bey de annesini kaybetti. Ben merhumelere Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.

Milletimizin gönlünde eserleriyle taht kuran, Türk müziğinin önemli temsilcisi Barış Manço'nun vefatının 23'üncü yıl dönümünü de saygı ve özlemle anıyorum; mekânı cennet, ruhu şad olsun.

Yine, kırk üç yıl önce bugün uğradığı suikastta hayatını kaybeden gazeteci Abdi İpekçi'yi ölümünün seneidevriyesinde rahmetle anıyorum.

Sayın Başkan, toplum kesimlerindeki sorunlar, ekonomik sıkıntılar artarak devam ediyor. Bütün ziyaretlerimizde bu sıkıntıları görüyoruz veya telefonla aranıyoruz. Örnek olsun diye söyleyeceğim: Adana Ceyhan'dan birkaç gün önce bir çiftçi kardeşimiz bizi aradı yani gübre fiyatlarından bahsetti, oradaki sıkıntılardan bahsetti ama belki gündeme çok gelmeyen bir sıkıntıdan daha bahsetti, "Bizim burada cazibeyle sulamada dönüm başına 50 lira para veriyorduk; bu, şimdi 100 liraya çıkarıldı. Eğer pompayla sulama olursa yani elektrik yakılırsa da 220 liradan 450 liraya çıkarıldı. Biz bu şartlarda nasıl çiftçilik yapacağız, üretimi mi durduralım? Niye bunlara 'Dur!' demiyorsunuz? Niye devlet bu işlere bakmıyor?" diye bize soruyor. Gerçekten, baktığımızda son on-on iki yılda Türkiye'de 42 milyon dekarlık bir alanın eskiden ekildiği hâlde şu anda ekilmediğini görüyoruz. Yine, 2009 yılı SGK verilerine baktığımızda 1 milyon 16 bin çiftçi varken bugün, 2021 yılı Haziran ayı itibarıyla bu sayının 541 bine düştüğünü görüyoruz yani çiftçi sayısı on iki yılda yaklaşık yüzde 50 azalmış. Bunları görmek gerekiyor. Tam bunlar konuşulurken Sayın Cumhurbaşkanı dün akşam Kabine toplantısı sonrasında "Bir müjde." dedi, "Çiftçilere müjde veriyoruz." dedi ve çiftçilere yapılan doğrudan desteğin 3,2 milyar lira artırıldığını söyledi yani buradaki artış sadece yüzde 12'lik bir artış.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, devam edin.

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; gübre fiyatları 4 katına, 5 katına çıkmış; tohum fiyatları, ilaç fiyatları, mazot fiyatları, elektrik fiyatları bu kadar olağanüstü artarken yani böyle sanki hakikaten çiftçilerle dalga geçer gibi yani çiftçilere doğrudan destek ödemelerinde 3,2 milyar liralık yapılan bir artış son derece yetersizdir. Bakın, millî gelirin yüzde 1'i olması durumunda 80 milyar lira civarında olması lazım bunun, artık ondan da vazgeçtik, ancak 2006 yılında bütçe payı olarak verdiği miktarı, AK PARTİ o günkü verdiği parayı bugün vermiş olsa bunun 60 milyar lira olması lazım. Çiftçilerimizin sesine kulak vermemiz gerekiyor, bu sıkıntıları görmemiz gerekiyor.

TÜRK-İŞ açlık sınırını açıkladı, 4.249 lira, yani asgari ücret de 4.253 lira, asgari ücretle aynı oldu ocak ayı itibarıyla. Asgari ücret bundan itibaren aralık ayına kadar -biliyorsunuz- sabit. Gıda fiyatları... Tabii, açlık sınırı dediğimiz zaten gıda yani yeterli beslenme için gerekli olan para.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, devam edin.

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.

Bugün asgari ücret 4 kişilik bir ailenin gıda ihtiyacını karşılamaya ocak ayında başa baş yetti, şubat ayından itibaren açık verilecek. Yaklaşık en az yüzde 30, yüzde 40 -yüzde 30 genel enflasyon olarak Hazine ve Maliye Bakanı söyledi- civarında bir gıda enflasyonu, TÜİK'in makyaj enflasyonunun bile yüzde 40 civarında olacağını düşünürsek yıl sonuna kadar bu, açlık sınırının yaklaşık 1.500-1.600 lira altında kalacak asgari ücret; bunu mutlaka görmek gerekiyor. Dolayısıyla, burada bakmamız gereken şu: Asgari ücret yüzde 50 artırıldığında hepimiz "Evet, güzel bir artış." demiştik ancak artışın bir önemi yok. Yani enflasyonu durduramadığınız zaman, enflasyonla mücadele edilemediği zaman, alım gücü düştüğü zaman rakamların büyümesinin hiçbir anlamının olmadığını burada çok net bir şekilde gördük. Bu konuya dikkat çekmek istiyorum.

Şimdi, yine, dün akşam, güya bir müjde daha verdi Sayın Cumhurbaşkanı. Elektrikte bu eşik değerin, 150 kilovatsaate kadar olan değerin 210 kilovatsaate çıkarıldığını söyledi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayınız lütfen.

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Başkanım, bitireceğim.

Biz de "müjde" deyince, bu yüzde 52 ile yüzde 130 arasında -biliyorsunuz- zamlar yapılmıştı, bu zamlar geri alındı diye düşündük. Yapılan bu şey müjde falan değil, zamlar olduğu gibi yerinde duruyor. Burada yapılan şey ancak işte, mütevazı bir aile bütçesinin elektrik faturasında aylık 30 lira civarında bir tasarruf demektir ama sıkıntı bunun çok daha ötesindedir. Esnaf için hiçbir şey yapılmamıştır, esnafın sıkıntısı olduğu gibi devam ediyor. Yine, hanelerin, sanayicinin hepsinin sıkıntıları devam ediyor, bunları görmek gerekiyor.

Sayın Başkan, üç gün önce, 28 Ocak tarihinde Cumhurbaşkanının bir genelgesi yayınlandı. Bu genelgede güzel ifadeler var, deniliyor ki: "Ailelerin, çocuk ve gençlerin ahlaki değerlerini bozan, millî ve manevi değerleri tahrip eden programlara karşı gereken adımlar atılacaktır." Buradan anladık ki bu maskeli yarışma programı varmış bir tane, ona yönelik olarak çıkmış bir genelge olarak bu değerlendiriliyor. Tabii, ben bunun doğruluğunu yanlışlığını tartışmıyorum, orada bir sıkıntı varsa bu yapılsın.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın.

ERHAN USTA (Samsun) - Bitireceğim Başkanım.

Ancak esas görülmesi gereken, başta yandaş medya olmak üzere bu gündüz kuşaklarında millî, manevi değerlere aykırı, çocuklarımızın, gençlerimizin hatta yetişkinlerin ahlakını bozacak işte, ensest ilişkilerin, aile içi şiddetin, eşler arası ahlaksız konuların gündeme getirildiği bu programlara niye bir şey denilemiyor, bunlar niye görmezden geliniyor? Bunların mutlak suretle ele alınması lazım, yoksa bu genelge muhalif bir kanalı susturmaya yönelik, ona baskı yapmaya yönelik bir genelge olmaktan öteye gidemez. Bizim, buradan, Cumhurbaşkanından da RTÜK'ten de beklentimiz bu gayriahlaki programların, başta havuz medyası olmak üzere, bu gayriahlaki programları yapan kanalların bu anlamda disipline edilmesidir. Millî, manevi değerlerimize, aile değerlerimize sahip çıkılması gerekir, yoksa başka türlü toplumdaki birliği ve bütünlüğü sağlayamayız.

Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.