GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (10/77, 372, 491, 534, 693, 817, 868, 992, 1004, 1018, 1150, 1170, 1221, 1305, 1434, 1518, 1806, 1815, 1943, 2009, 2139, 2206, 2391, 2909, 2929, 3031, 3032, 3382, 3558, 3575, 3581, 3583, 3647, 3677, 3682, 3690, 3708, 3740, 3769, 3798, 3817, 3831, 3840 ) No'lu Küresel İklim Değişikliğinin Etkilerinin En Aza İndirilmesi, Kuraklıkla Mücadele ve Su Kaynaklarının Verimli Kullanılması İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:50
Tarih:01.02.2022

AK PARTİ GRUBU ADINA NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin iklim krizini tetikleyen bir ülke olmadığını biliyoruz. Yüzde 1 civarında karbon salımıyla diğer gelişmiş ülkelere göre en masum ülkelerin başında geldiğimizi özellikle söylemek istiyorum. Karbon emisyonlarının yüzde 68'inden sadece 10 ülke sorumludur. Bu 10 ülke sorumluluklarını ön plana alarak gerekli uygulamaları yürürlüğe koyarsa mesele zaten büyük oranda çözülmüş olacaktır.

Paris Anlaşması'nın Türkiye Büyük Millet Meclisinde 6 Ekim 2021'de tüm partilerimizin oy birliğiyle kanunlaşması neticesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığına "iklim değişikliği"nin eklenmesinin Sayın Cumhurbaşkanımızın küresel iklim değişikliği konusundaki kararlı durumunun bir göstergesi olduğunu söyleyebiliriz.

Cumhurbaşkanımız, 21 Eylül 2021'de 76'ncı Birleşmiş Milletler Konferansı'nda ülkemizin 2053 yılındaki net sıfır karbon hedefini açıklayarak yeni bir yeşil büyüme modelinin önünü açmaktadır. Karbon nötr hedefi doğaya, çevreye duyarlı, iklim dostu bir yeşil büyümeyi sağlayacaktır. Yeşil bir dönüşümün içinde olan dünyada artık doğaya ve çevreye uyumlu, iklim dostu politikalarla üretimimizi de geliştirmeliyiz.

Sayın milletvekilleri, Türkiye'nin, dünya üzerinde kuraklığın sürekli olarak tehdit oluşturduğu yarı kurak iklim kuşağında olduğunu biliyoruz. Su zengini olmayan ülkemiz, küresel iklim değişikliğinden ciddi manada etkilenecek ülkelerden biridir. Kuraklıkla ülkemizin birçok sektörü etkilenecek ve zirai ürünlerde, meralarda, ormanlık alanlarda azalma; orman yangınlarında artma, su seviyesinde düşme gözlemlenecektir. Tarım, küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenen sektörlerden bir tanesi olacaktır. 2050 yılına kadar dünyada gıda ihtiyacının yüzde 60 artacağı hesaplanmaktadır; bunun için, dünyada gıdaya erişimde zorluklar yaşanabilecektir. Bunun için, akıllı tarım uygulamalarına geçilmesi gerekmektedir, suya erişime uygun tarım uygulamalarına geçilerek tarım desenini buna göre planlamamız gerekmektedir. Kuraklığın ve suya erişimin zorluklarının yaşandığı Konya havzası gibi bölgelerde bu şartlara uyumlu tarım ürünlerini yetiştirmeliyiz. Gelecekteki suyun sigortası olan ve gittikçe azalan yer altı sularını rezerv olarak bırakacak seviyede tutmalıyız. Su tasarrufunu sağlayacak tarımsal sulamaları teşvik etmeli ve bu konuda seferberlik başlatmalıyız. Ayrıca, yağmur sularının ve atık suların tekrar değerlendirilmesine hızlı bir şekilde başlamalıyız.

Sayın milletvekilleri, en önemli yutak alan olan ve biyolojik rezerv durumunda olan, su dengesini sağlayan sulak alanların eski hâline getirilmesi için ciddi tedbirler almalıyız. Gıda güvenliği ve güvencesinin temini, sürdürülebilir tarımsal işletmelerin devamlılığı, küçük aile işletmelerinin güvence altına alınması, organik tarımın teşvik edilmesi ve özellikle kırsal kesimden şehre göçün durdurularak şehirden kırsala dönüş konusunda tedbirlerin alınması da gerekmektedir. Şehirlerin küresel iklim değişikliğini tetikleyen en önemli bölgeler olduğunu biliyoruz. Artık ülkemizdeki insanların yüzde 60'ı malumunuz şehirlerde yaşamaktadır, dolayısıyla şehirlerde ciddi tedbirler alınması en önemli konuların başında gelmektedir. Şehirlerimizin çevre dostu, akıllı şehirler hâline getirilmesi için yeşil bina uygulamaları ile toplu taşıma, raylı sistem ve demir yolunu yaygınlaştırmalıyız. Sıfır enerjide el tasarımları, enerji ihtiyacının minimuma indirilmesi, enerji tüketiminin azaltılması için yapı malzemelerinin geliştirilmesi ve yenilenebilir enerji gibi uygulamaların şehirlerde teşvik edilmesi gerekmektedir. Nitekim bunun için ülkemizde 2030 yılına kadar tüm binaların enerji kimlik belgesine sahip olması ve 2023 yılına kadar binalarda kullanılan fosil yakıtlarda yüzde 25 oranında azaltım sağlanması planlanmış bulunmaktadır. Ayrıca, sıfır atık ve geri dönüşüm uygulamasının başlatılması ve hızlı bir şekilde yaygınlaştırılması son derece önem arz etmektedir. Ülkemizin bu konuda takdire değer örnek çalışmalarıyla önemli mesafeler kat etmesi başarılı bir atılım olarak değerlendirilmektedir. Ekosistemin bozulmasıyla biyoçeşitliliğin azalması, daha sıcak ve az yağışlı iklim şartları, su kaynaklarında azalma, kuraklık şiddetinde artış, ekolojik alanlarda kayma, tarımsal üretimde ve kalitede azalma, su ve toprak kalitesinin bozulması, ekstrem meteorolojik olaylarda artış, çölleşme, istilacı türlerin artması gibi sorunlarla karşı karşıya olduğumuzu da biliyoruz. Olağanüstü iklim değişikliğinden kaynaklanan afetlerin yaşanması, meteorolojik olaylar, kuraklık, su kaynaklarının azalması gibi önemli sorunlar ciddi olarak yaşanmakta ve algılanmaktadır. Bu gelişmelere paralel olarak halkımızı bilinçlendirmek için tüm kurum ve kuruluşlara da önemli görevler düşmektedir.

İklim değişikliği, malumunuz, bakanlıkların tamamına yakınını ve önemli sektörleri ilgilendirmektedir. Böylece, konuyla ilgili tüm birimlerle koordinasyon sağlanarak daha verimli ve uyumlu sonuçlarla yeşil kalkınma hedefine ulaşılacaktır.

Sayın milletvekilleri, Cumhurbaşkanımız, Glasgow İklim Zirvesi öncesi yapılan 76'ncı Birleşmiş Milletler Konferansı'nda tüm dünyaya mesaj vermiştir, demiştir ki: "Tabiata en büyük zararı kim verdiyse, doğal kaynakları kim vahşice sömürdüyse iklim değişikliğiyle mücadeleye en büyük katkıyı onlar yapmalıdır. Geçmişten farklı olarak bu defa kimsenin 'Ben güçlüyüm, fatura ödemem.' deme hakkı yoktur çünkü iklim değişikliği insanoğluna oldukça adil davranıyor; Avrupalı-Asyalı, Amerikalı-Afrikalı, zengin-fakir dinlemeden herkese aynı muameleyi yapıyor." diyerek mazlum milletlerin sözcülüğünü yine yüksek sesle iklim değişikliğinde de söylemiştir.

Paris Anlaşması'nın Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabulünün gecikmesi "gelişmiş ülkeler kategorisi"nden kaynaklanmıştır. Bunun neticesinde, bizimle benzer ülkeler Yeşil İklim Fonu'ndan yararlanırken ülkemizin bu fona erişiminin engellenmesi ve adaletsizliğin ortadan kaldırılması için diplomatik girişimlerimizin de devam ettiği malumlarınızdır ama bu süreçte, ülkemiz, Paris Anlaşması'na taraf ülkelerden çok daha fazla, iklim değişikliğinin etkisini azaltmak için önemli adımlar atmıştır. Nitekim, 16 Temmuz 2021 tarihinde, Cumhurbaşkanlığı genelgesiyle Yeşil Mutabakat Eylem Planı yayınlanarak ülkemizin uluslararası ticaret düzeyinde iklim değişikliği politikalarına uyum sağlaması ve ihracatta rekabetimizin güçlendirilmesi için Avrupa Yeşil Mutabakat çerçevesinde 9 ana başlıkta, 32 hedef ve 81 eylem planı hazırlanarak yürürlüğe konulmuş bulunmaktadır. Bu süreçte orman varlığımız önemli oranda artırılmış, millet bahçeleriyle bütün şehirlerimizde yeşil alanlarımızın çoğaltılması hedeflenmiş, yenilenebilir enerjiyle elektrik üretim payı yüzde 53'e çıkarılarak ülkemiz dünyada 12'nci, Avrupa'da 5'inci sıraya yükselmiştir. 2030 yılına kadar güneş enerjisi kapasitesinin 10 gigavata, rüzgâr enerjisi kapasitesinin 16 gigavata çıkarılması hedeflenmiş, sadece Konya Karapınar'da 2.600 futbol sahası büyüklüğünde ve 2 milyon insanımızın enerjisini karşılayacak seviyede, Türkiye'de 1'inci, dünyada 5'inci seviyede güneş enerjisi santrali kurulumu son safhaya getirilmiştir. Yine, bu dönemde, 258 ovada 7 milyon hektar saha tarımsal sit alanı ilan edilerek tarım alanlarındaki yapılaşmanın önüne geçilmesi hedeflenmiştir. Sıfır emisyonlu TOGG otomobilimizin üretilmesine başlanılmış ve inşallah, 2023 yılında onu da trafikte göreceğimizi umut ediyoruz.

Ayrıca, ülkemiz, ozon tabakasının korunmasıyla ilgili başarılı çalışmalarından dolayı 2014, 2015, 2016 yıllarında Avrupa ve Orta Asya Bölgesi Ozon Tabakasını Koruma Onur Madalyası'na layık görülmüştür. Asrın projesiyle yavru vatan Kıbrıs'ın su sorunu halledilmiş ve şehirlerimizin kullanma suyu sorunu uzun vadede çözümlenmiştir. Türkiye, yeşil binalar konusunda gerek metrekare gerekse adet olarak tüm dünyada ilk 10'a girmiştir, yeni yeşil bina sertifikası almış yaklaşık 700'e yakın bina ve inşaat devam etmektedir; binden fazla da proje bulunmaktadır. 31 Ekim-12 Kasım 2021 tarihleri arasında Glasgow'da toplanan 26'ncı İklim Zirvesi'nde ülkemiz Brezilya'dan sonra en yüksek temsilciyle 200'ü aşkın müzakerede yer almış bulunuyor.

"Pavilyon"umuzda 40'a yakın etkinlik ve ikili görüşme gerçekleştirilmiştir. Bu zirvede, ülkemiz, önemli emisyon kaynaklarından biri olan kara yolu taşıtları ile yeni otomobil ve minibüs araçlarının en geç 2040 yılına kadar küresel bazda sıfır emisyonlu olmasıyla ilgili karbon nötr hedefinde en önemli yutak...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

NEVZAT CEYLAN (Devamla) - ...alanlardan olan ormansızlaşmanın 2030 yılına kadar durdurulmasına taraf olan ender ülkelerden biri olmuştur.

Sayın milletvekilleri, Küresel İklim Değişikliği Komisyon Raporu gerçekten son derece hacimli ve geleceğe dönük çok ciddi çalışmalarla ve uzmanlar tarafından çok katılımlı olarak hazırlanmıştır. Burada emeği geçen, Komisyonda görev alan üye milletvekillerimize ve uzmanlara ben yürekten teşekkür ediyorum.

Küresel İklim Değişikliği Komisyon Raporu'muzun hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)