| Konu: | LOZAN MÜBADİL KURULUŞLARININ GÖRÜŞLERİNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 63 |
| Tarih: | 07.02.2013 |
TURHAN TAYAN (Bursa) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ikinci kuşak mübadil çocuğu olarak, başta Lozan Mübadilleri Vakfı olmak üzere 22 mübadil kuruluşunun ortak bildirisini ilgi ve dikkatlerinize saygıyla arz ediyorum.
Sayın milletvekilleri, bundan doksan yıl önce, 30 Ocak 1923 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti ile Yunan Hükûmeti arasında Türkiye'de yerleşik Rum Ortodokslar ile Yunanistan'da yerleşik Türk Müslümanların zorunlu göçünü öngören mübadele sözleşmesi imzalandı. Balkan Savaşı'nın başladığı 18 Ekim 1912 tarihinden itibaren yurtlarını terk etmiş olanları da kapsamına alan bu sözleşmeyle yaklaşık 2 milyon insan doğdukları toprakları terk etmek zorunda kalmıştır.
Mübadeleye tabi tutulanlar yüzlerce yıldır ekip biçtikleri topraklarını, ekmek parası kazandıkları iş yerlerini, evlerini, ibadet ettikleri kutsal mekânlarını, sevdiklerinin mezarlarını geride bıraktılar. Bu uzun ve zahmetli yolculuk sırasında kaybettiklerinin ölülerini denize verdiler, yetersiz beslenmeden ve kötü fiziki koşullardan ötürü hastalanarak ölenler oldu, aileler dağıldı. Yeni vatanlarında uzun süre uyum güçlüğü çektiler, acılarını dışarıya vurmadılar, anlatmadılar, aktarmadılar.
Mübadillerin doğdukları toprakları ziyaret etmelerine uzun yıllar izin verilmedi. Birinci kuşak mübadillerin hemen hemen tamamı memleket hasretiyle bu dünyadan sessizce göç edip gittiler. Son yıllarda giderek artan sayıda mübadil çocuğu ve torunu bir vasiyeti yerine getirircesine aile büyüklerinin yaşadıkları memleketlerini ziyaret etmek istiyor; onların doğdukları kentleri, köyleri, mahalleleri, ibadet ettikleri kutsal mekânları görmek istiyor; kendi özel tarihlerine ve kültürlerine ait izleri sürmek istiyor. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize uygulanması, vize alınırken çekilen sıkıntılar düş kırıklığı yaratıyor.
AB aday üyesi olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları yapılan 100 euro harcamanın karşılığında tek girişli, çok kısa süreli vize alabiliyor. Oysa AB aday üyesi dahi olmayan bazı ülkeler vize ücreti olarak sadece 35 euro ödüyor. Yunanistan Hükûmetinden ve AB yöneticilerinden iki halk arasına örülen vize duvarını kaldırmalarını talep ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinden de bu insancıl talebimizin takipçisi olmasını rica ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bizler de Yunanistan vatandaşı olan Rum Ortodoks mübadiller gibi, aile büyüklerimizin doğdukları toprakları vizesiz olarak ziyaret etmek istiyoruz. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Yunanistan Hükûmetinden mübadillerin geride bıraktıkları tüm kutsal ve tarihî mekânların günümüze kadar ayakta kalmış olanlarının restore edilmelerini, korunmasını talep ediyoruz. Türkiye'deki ve Yunanistan'daki yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının mimari mirasın korunması konusunda gösterdikleri çabalara merkezî yönetimlerin maddi ve teknik olarak destek vermelerini bekliyoruz.
Mübadeleden kalan kültürel mirasın korunması, tüm mübadillerin aile büyüklerinin memleketlerini vizesiz ziyaret etmelerine imkân sağlanması, iki halkın birbirini daha yakından tanımalarına, halklar arasındaki dostluğun pekişmesine ve barış kültürünün gelişmesine hizmet edecektir.
Azınlık kurumlarına ve diplomatlara yönelik ırkçı saldırılardan üzüntü duyduğumuzu, şiddetle kınadığımızı ifade ederek acil önlemler alınmasını talep ediyoruz.
Balkan Savaşı'ndan Balkan barışına giden yolun ilk kilometre taşları, 1930 yılında Atatürk ve Venizelos tarafından döşenmişti.
Bizler mübadil çocukları ve torunları olarak, mübadelenin 90'ıncı yıl dönümünde Balkanlarda, Ege adalarında ve yaşadığımız coğrafyada çatışma yerine barış, farklı olanı sürgün yerine birlikte yaşama ortamının oluşturulabileceğine yürekten inanıyoruz. Savaşlarda ve göç yollarında yaşamını yitirenleri bir kez daha saygı ve rahmetle anıyor, çekilen acılar bir daha yaşanmasın diyoruz.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Tayan, teşekkür ediyorum.