| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 51 |
| Tarih: | 02.02.2022 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlarım.
TÜRK TELEKOM, AK PARTİ iktidarı döneminde özelleştirilmeden önce Türk milletinin menfaatleri için çalışan stratejik bir kurumdu; üst üste dört yıl boyunca en fazla kurumlar vergisi ödemiş ve Türkiye'nin en çok kâr eden kamu kurumu olmuştu. 11 Kasım 2005 tarihinde TÜRK TELEKOM'un yüzde 55 hissesi AK PARTİ'nin büyük bir özelleştirme başarısı olarak imtiyazlı şekilde devredildi. 2005 senesinde borcu olmadığı gibi, 2 milyar dolardan fazla nakit parası olan kurum 6,5 milyar dolar bedelle özelleştirildi. TÜRK TELEKOM, Lübnanlı Hariri ailesi ve Suudi Telekomun sahibi olduğu Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine (OTAŞ) ait oldu. Özelleştirme sonrası kurumlar vergisi yüzde 30'dan yüzde 20'ye düşürüldü. Yapılan bu özelleştirmeyle devletimiz milyarlarca dolar zarara uğratıldı, vergi gelirlerinden oldu. Devir öncesi OTAŞ, hisseleri alacak nakdinin olduğunu beyan etmesine rağmen çoğunluğunu Türk bankalarının oluşturduğu konsorsiyumdan nedense kredi kullandı. 2013 yılına gelindiğinde Lübnanlı Hariri ailesinin çoğunluğa sahip olduğu OTAŞ bankalara olan borçlarını ödeyemediği için 4,75 milyar dolar tutarında bir kredi daha kullanmak istedi. AK PARTİ iktidarınca bu istek tabii ki yine olumlu bulundu. İnsan söylerken dahi kulaklarına inanamıyor ama Türk bankaları, TÜRK TELEKOM'un özelleştirilme sürecinde siyasi baskıdan da etkilenerek OTAŞ'a kredi üstüne kredi verdi. Diğer yandan, 2005-2015 yılları arasında TÜRK TELEKOM 14 milyar dolar kâr elde etti, 2016 senesine kadar 12,5 milyar dolar temettü dağıtıldı; bu tutarın yaklaşık 7 milyar dolarlık kısmının Lübnanlı OTAŞ tarafından yurt dışına götürüldüğü de bir sır değil. Hâlbuki elde edilen kâr temettü olarak dağıtılmamalıydı; kredi borçlarının ödenmesine, yatırıma, AR-GE faaliyetlerine, altyapıya kaynak oluşturulmalıydı. Bu özelleştirme cumhuriyet tarihimizin en büyük maddi soygunlarından biri olduğu kadar, yapılmayan fiber optik yatırımlar yüzünden ülkemizin teknolojik gelişim hamlesine de vurulmuş büyük bir darbedir. Pandemi sırasında sanayinin, ticaretin, eğitimin, internet altyapılarında yaşanan sıkıntılardan dolayı yaşadıkları mağduriyetlerin sebebi de işte bu, ülkemizi âdeta arkasından hançerlemiş olan sorumsuz, imtiyazlı "ak özelleştirme"dir, ülkeye taammüden kastedilmiştir. Şaibeli TÜRK TELEKOM dosyası muhakkak araştırılmalı ve objektif kriterlerle hesabı sorulmalıdır.
OTAŞ, 2013 yılında kullandığı 4,75 milyar dolarlık kredinin borç taksitlerini hiç ödemedi ve öncekileri de ödemedi. AK PARTİ imtiyazlı OTAŞ, 2018 yılında hem devletimizi hem TÜRK TELEKOM'u hem de Türk bankalarını dolandırarak milyarlarca dolar batık krediyle Türkiye'den kaçtı ve buna göz yumuldu. OTAŞ'ın büyük ortağı Lübnanlı Hariri ailesinin sarayda el üstünde tutularak ağırlanmasına yüzler hiç kızarmadan devam edildi, ediliyor. Tüm bu süreç boyunca, TÜRK TELEKOM hissedarlarından olan Hazinenin ne gibi önlemler aldığı biliniyor mu? Borçlandırılıp temettü vermeye zorlanan TÜRK TELEKOM için herhangi bir SPK uyarısı oldu mu? OTAŞ'ın kredi üstüne kredi kullanma isteğine karşı BDDK ne yaptı? Bırakın yatırım yapmayı, TÜRK TELEKOM'un arsaları, binaları, milyonlarca kilometrelik bakır kabloları satıldı mı? Bunları bilmek istiyoruz. Ülke için stratejik öneme sahip fiber optik kablo dönüşüm yatırımı sözleşmede olmasına rağmen yapılmadı ancak kimi kime şikâyet edeceğiz değerli milletvekilleri? Vurgun olduğu sırada en üst düzey yöneticilerden birisi bugün sarayın 2 numarası. Gerek özelleştirmeye imza atan gerekse de günümüzdeki TÜRK TELEKOM Yönetim Kurulu AK PARTİ'li en üst düzey isimlerden oluşuyor. İçi boşaltılmış TÜRK TELEKOM'un muhtemel iyimser kârı ve hisselerinin toplam değeri bile Türk bankalarına olan borcunu ödemeye yetmiyor. OTAŞ'ın ödemeden kaçtığı borçlarına karşılık el konulan yüzde 55 hisseyi zorunlu olarak alan bankalar 2018 yılında bir araya gelerek Levent Yapılandırma Yönetimi AŞ'yi (LYY) kurdular. Yirmi bir yıllık imtiyaz süresinin bitmesine az bir zaman kalması nedeniyle LYY'nin hisselerine talip çıkmadığı söylentileri kasten yayılıyor. Dikkatli konuşuyorum, tekrar ediyorum: TÜRK TELEKOM'un özelleştirilmesi çok boyutlu, planlı bir vurgundur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 17 Aralık 2021 tarihinde Varlık Fonundan yapılan açıklamada TÜRK TELEKOM'un yüzde 55 hissesini satın almak amacıyla LYY'yle görüşülmeye başlandığı duyuruldu. Unutulmamalıdır ki TÜRK TELEKOM'a bir imtiyaz anlaşmasıyla, yirmi bir yıl süre sınırıyla devredilen iletişim altyapılarının tümü kamuya aittir. Sözleşmede yazıldığı gibi 2027 yılbaşında çalışır vaziyette ve borçlarından ari olarak kamuya kendiliğinden zaten devredilecektir. Yani Varlık Fonu tarafından LYY hisselerinin satın alınacak olması OTAŞ'ın Türk bankacılık sistemine ve Türk telekomünikasyon sektörüne bıraktığı büyük bir yükün kitaba uydurularak milletimiz tarafından üstlenilmesi demek oluyor. Bu hain özelleştirme karşısında AK PARTİ yönetiminin sorumluluk alması ve aziz milletimizle nasıl helalleşeceğini iyi düşünmesi gerekir. TÜRK TELEKOM'un özelleştirilmesindeki kamu zararının tespit edilmesi, sorumlularının ortaya çıkması gerektiğini ifade eder, Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)