| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 51 |
| Tarih: | 02.02.2022 |
HDP GRUBU ADINA OYA ERSOY (İstanbul) - Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, hukuk nedir? Hukuk, yalnızca iktidardakileri memnun etmenin basit, kaba bir aracı değildir. Adalet, sizin imaj yaratmak için isminizin başına koyduğunuz, keyfîlikleri, yolsuzlukları, hukuksuzlukları, hırsızlıkları örtmek için bir örtü değildir. Yargı, iktidarınızı korumak, siyasi rakiplerinizi tasfiye etmek, politikalarınızı topluma zorla kabul ettirmek ve işçileri, öğrencileri, üniversite öğrencilerini, kadınları yani muhalefeti susturmak için kullandığınız elinizdeki bir İsviçre çakısı değildir.
Evet, yarattığınız talimatlı yargı sayesinde Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni en çok ihlal eden ülkeler arasında 4'üncü sıraya yerleşti ve 2017 yılından beri her yıl Avrupa Konseyi ülkeler arasında ifade özgürlüğünü en fazla ihlal eden ülke sıralamasında 1'inciliği korumaktayız. Bugün bir tarihe daha geçtik sayenizde, Bakanlar Komitesinin kararıyla beraber, Osman Kavala kararıyla beraber, Konseyin tarihi boyunca ihlal kararı verdiği ve incelemeye aldığı devletler sıralamasında 2'nci olduk.
Evet, AİHM, sayenizde İç Tüzük değişikliği de yaptı. Daha önce yaşam ve sağlık durumları riskli olan başvurucuların şikâyetlerini öncelikli incelemeye alırken bir hakkın kullanımı nedeniyle tutuklanan başvurucuların şikâyetlerini bu tüzük değişikliğiyle beraber öncelikli incelemeye başladı. Neden? Çünkü bu kararda Türkiye'deki hukuka aykırı tutuklamalar, bu nedenle yapılan başvurular etkili oldu.
Evet, özellikle ilk kez tek başına iktidar olma çoğunluğunuzu kaybettiğiniz 7 Haziran seçimlerinden sonra HDP'yi hedef hâline getirdiniz ve siyasi rakiplerinizi yani siyaseten baş edemediklerinizi tutuklayarak, hedef hâline getirerek, cezaevlerine koyarak tasfiye projesine giriştiniz. Milletvekillerini görevden aldınız, belediye eş başkanlarımızı görevden aldınız, tutukladınız ve bu siyasi tasfiye hareketi sayesinde, 2017 referandumu da dâhil olmak üzere, Türkiye siyasetini yeniden kendi lehinize dizayn etmeyi başardınız. Şimdi, bu başarıdaki 2016 yılında dokunulmazlıkların kaldırılması hukuksuzluğunun kritik etkisi karşısında herkes şapkasını önüne alarak bir kez daha düşünmek zorundadır. Evet, sözüm, 20 Mayıs 2016'da hukukçuların, akademisyenlerin, bizlerin tüm itirazlarına, Anayasa'ya, hukuka, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırılık uyarılarımıza rağmen bu Genel Kurul salonunda dokunulmazlıkların kaldırılması için el kaldıran herkesedir. Ve dün, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararıyla bu hukuksuzluk kesin olarak tescil edilmiş oldu. Öncelikle, bu hukuksuzluğa maruz kalan ve memleketinden uzakta yaşamını yitiren Urfa Milletvekilimiz İbrahim Ayhan'ı sevgi, saygı ve özlemle burada anmak istiyorum.
Evet, dün Selahattin Demirtaş ve Filiz Kerestecioğlu kararlarından sonra, bir kez daha, Encu/Türkiye kararıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, milletvekillerimizin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla ilgili ihlal kararı verdi. 2016 yılında milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasına yönelik Anayasa değişikliğinin öngörülebilir olmadığı ve yasa kalitesini taşımadığını tespit ederek dokunulmazlıklarının kaldırılması ve yargılamaları nedeniyle milletvekillerimizin ifade hürriyetinin ihlal edildiğine karar verdi. AİHM kararları bağlayıcıdır ve siz sözleşmeye taraf olmuşsanız üstlendiğiniz yükümlülükleri yerine getirmek zorundasınız. Dokunulmazlıkların kaldırılması sonrasında başlayan davalar derhâl durdurulmalıdır ve cezaevinde bulunan tutuklu arkadaşlarımız derhâl tahliye edilmelidir; hükümlülerin infazını durdurarak arkadaşlarımızı derhâl serbest bırakın.
Evet, değerli milletvekilleri, bugün -biraz önce bahsettim- Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Osman Kavala hakkındaki AİHM kararının uygulanmaması ve Kavala'nın tahliye edilmemesi nedeniyle Türkiye hakkında ihlal prosedürü başlatılmasına karar verdi. Türkiye'ye karşı alınacak önlemler arasında Türkiye'nin Konsey üyeliğinden çıkarılması, oy hakkının askıya alınması da var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
OYA ERSOY (Devamla) - Bu karar ve önümüzdeki bu yol, açıkça Türkiye'nin de yargı kararlarında hukuk dışına çıktığının, insan hakları ve özgürlüklerine yer olmayan bir rejim hâline geldiğinin tescili anlamına gelir ve ağır sonuçları vardır. Bu sonuçların giderilmesi için bu Meclisi mutlaka ve mutlaka göreve çağırmak zorundayız biz, bu araştırma önergemizin nedeni budur. Evet, tüm milletvekillerini bu konuda göreve çağırıyoruz.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Gereğini yapacağız!
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Merak etmeyin, vakti geldiğinde gereğini biz yapacağız, biz yapacağız gereğini!
OYA ERSOY (Devamla) - Aksi takdirde, bu rejimin siyasi literatürde bir adı vardır, bu ad da diktatörlüktür.
Saygılarımla. (HDP sıralarından alkışlar)