GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:51
Tarih:02.02.2022

MUSTAFA DESTİCİ (Ankara) - Kıymetli Başkanım, değerli Komisyon, değerli milletvekilleri ve bizleri takip eden kıymetli vatandaşlarım; öncelikle hepinizi sevgiyle saygıyla, hürmetle ve muhabbetle selamlıyorum.

Bugün üç ayların ilk günü içerisindeyiz, yarın da Regaip Gecesi'ni idrak edeceğiz. Bu vesileyle, aziz Müslüman Türk milletinin ve tüm İslam âleminin mübarek üç aylarını ve Regaip Gecesi'ni tebrik ediyorum. Rabb'im rahmetinden, bereketinden, mağfiretinden istifade edenlerden eylesin ve özellikle Türk ve İslam coğrafyasındaki kan ve gözyaşının dinmesine de vesile kılsın diyorum.

Kıymetli milletvekilleri, değerli vatandaşlarım; ülkemizin terörle mücadelesi devam ediyor. Geçtiğimiz gece yarısı, Suriye ve Irak'ın kuzeyinde bulunan bölgelere, Türk Hava Kuvvetlerimiz başta olmak üzere, tüm Silahlı Kuvvetler unsurlarımızın gerçekleştirdiği Kış Kartalı Hava Harekâtı'nın başarıyla sonuçlandığını öğrendik. Burada mücadele eden tüm güvenlik güçlerimize şükranlarımızı sunuyorum; şehitlerimizi rahmetle, minnetle ve şükranla yâd ediyorum.

Kıymetli milletvekilleri, değerli vatandaşlarım; tabii, bugün buraya şahsım ve Büyük Birlik Partisi adına Öğretmenlik Meslek Kanunu'yla ilgili düşüncelerimizi ifade etmek için çıkmış bulunuyorum, söz almış bulunuyorum. Öncelikle, hem ilköğretimde hem ortaöğretim ve lisede hem de üniversitede öğretmenlik mesleğini icra etmiş, gerçekleştirmiş bir arkadaşınız olarak öğretmenlik mesleğinin dezavantajlarını da avantajlarını da içinde bulunduğu meseleleri de biliyorum, bu konuların hemen hemen tamamına vâkıfım. Ayrıca, özel okulda da görev yaptım, dolayısıyla da özel okullardaki öğretmenlerimizin meselelerini de yakından biliyorum.

Tabii, öncelikle şunu ifade etmek istiyorum ki Hükûmetimizin hem Millî Eğitim Bakanlığımız aracılığıyla hem Diyanet İşleri Başkanlığımız aracılığıyla 4-6 yaş grubu çocuklarımız için şu anda hayata geçirdiği bu kursları, bu eğitim gayretini, çalışmasını takdir ediyorum. Önce kültürümüze, inancımıza, sahip olduğumuz değerlere bağlı olacağız, evlatlarımızı kendi inancımız ve kültürümüz üzerine yetiştireceğiz ki kapitalizmden, emperyalizmden, velhasılı tüm kötü alışkanlıklardan ve zararlı olan davranışlardan da muhafaza edelim. Onun için burada emeği geçenlere, gayret gösterenlere şükranlarımı sunuyorum.

Tabii, Türk millî eğitim sisteminde meslek liselerimiz çok önemli. Özellikle 28 Şubat sürecinde sırf imam-hatip liselerini kapatmak için, maalesef, meslek liselerimize ağır bir darbe vuruldu; o zaman, maalesef, birileri sessiz kaldılar. Bugün, bakın, çektiğimiz ara eleman sıkıntısının en büyük sebeplerinden birinin bu olduğunu burada bir kere daha hatırlatmak istiyorum.

Tabii, şu anda bir kanun teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda. Elbette ki isterdik ki bu kanun teklifi daha geniş kapsamlı olsun; bütün öğretmenlerimizin, hangi alanda ya da hangi grupta olursa olsun hepsinin beklentileri karşılansın. Lakin inanıyorum ki gelecekte bunlar da gerçekleşecektir ama bugünkü kanun teklifini de önemli bir adım olarak gördüğümüzü ifade etmek istiyorum. En azından Türkiye Büyük Millet Meclisine Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi gelmiştir.

Şimdi, burada konuşan arkadaşlarımızın tamamına yakınını dinledim, 700 bine yakın atanamayan öğretmenimizden bahsediliyor. Şimdi, Allah aşkına, sormak istiyorum: Hangi iktidar ya da hükûmet olursa olsun, bir çırpıda -biraz önce burada konuşan arkadaşımız da ifade etti- 700 bin öğretmeni atama şansınız var mı? Gerçekçi olmak lazım. Öğretmenlerimiz bizi dinliyorlar ve öğretmenlerimiz her şeyin farkındalar; neyin yapılabileceğini, neyin yapılamayacağını biliyorlar. Öğretmenlerimizin aday öğretmen, öğretmen, uzman öğretmen, başöğretmen diye derecelendirilmesini; belli bir yıl görev yapan ve başarıyla mesleğini sürdüren öğretmenlerimizin bu unvanları almalarını önemli bir adım olarak görüyorum. Bu, sadece öğretmenlik mesleğinde değil mesela hâkimlerimizde de var; birinci sınıf hâkimler var, yeni göreve başlayan hâkimlerimiz var, aldıkları ücretler farklı. Onun için bunları ben kıymetli ve değerli bulduğumu ifade ediyorum. Tabii ki gönül isterdi ki bütün öğretmenlerimize -özellikle şu ana kadar bu yıllarını doldurmuş öğretmenlerimize- bu kadrolar verilebilsin ama bütün bunların imkân meselesi olduğunu biliyoruz.

Tabii, burada, özellikle bu kanun teklifinde öğretmenlerimizin, polislerimizin, hemşirelerimizin, din görevlilerimizin yıllardır beklediği 3600 ek gösterge müjdesi var. Dolayısıyla bunu çok önemsiyorum; hem görev yaptıkları süre içerisinde hem de emekli olduktan sonra maaşlarında yapılacak iyileştirmenin önemli bir adım olduğunu da yine buradan ifade etmek istiyorum.

Tabii, isteriz ki bütün atanamayan öğretmenlerimiz atansın ya da hiçbir öğretmen açığı kalmasın; buna doğru hızlıca bir gidiş var ve bakın, son yıllarda ciddi sayıda öğretmen atamaları gerçekleşiyor. İnşallah, bu yıl, önümüzdeki yıl, bütçe rahatladığında bu sayının daha da artacağına inanıyoruz.

Tabii, burada, ücretli öğretmenlerimize bir paragraf açmak istiyorum. Daha önceden, 70'li yıllarda bizler okurken eksik bir derse müftü gelir, din dersi verirdi; kaymakam gelir, başka bir dersi verirdi lakin bugün ücretli öğretmenler artık 90 bin kişiye yaklaşan bir meslek grubu hâline gelmişler ve maalesef, bunlar bugün 2.500 lira ile 3 bin lira gibi bir ücret alıyorlar ve bakıyorsunuz, bazı köylerimizde bir tek öğretmen var, o da ücretli öğretmen. Onun için, biz Büyük Birlik Partisi olarak geçtiğimiz yıllarda bu ücretlerin iyileştirilmesiyle ilgili yaptığımız görüşmeler neticesinde, hem bir önceki Bakanımız hem mevcut Bakanımız olumlu yaklaştılar, bir uğraş verildi ve bu ücretler neredeyse yüzde 100 artırıldı ama yeterli midir? Yeterli değildir. Bizim teklifimiz şudur: Biliyorsunuz, öğretmenlere ödenen bir normal ücret var, bir de "DYK" dediğimiz yani destekleme ve yetiştirme kursu ücreti var; en azından bu ücret üzerinden yani saat başı 42 TL üzerinden verilirse ücretli öğretmenlerimiz de en azından asgari ücretin üzerinde aylık bir ücrete kavuşabilirler diye ümit ediyorum.

Yine, geçtiğimiz yıllarda, İsmet Yılmaz Bey'in Bakan olduğu dönemde bu öğretmenlerimizin 5 bini kadroya alınmıştı; yine, KPSS'den yeterli puanı almış olanların ve belli bir yıl ve ders saati hizmet etmiş olanların da diğer atama bekleyen öğretmenlerin kontenjanını etkilemeden atamaları yapılabilir diye düşünüyoruz; daha doğrusu, yapılması gerektiğini buradan bir kere daha dile getiriyorum.

Tabii, PIKTES'li öğretmenlerimiz var, bunlar mülteci çocuklarımıza Türkçe öğretiyorlar. Bunlar, tabii, bir proje kapsamında çalışıyorlar lakin beş yıl oldu, çok iyi deneyim kazandılar. Bu öğretmenlerimiz proje bitince boşta kalmamalıdırlar. Özellikle ülkemizin belli bölgelerinde hâlâ güzel Türkçemizi konuşmakta sıkıntı yaşayan vatandaşlarımız var. Bu bölgelere atamaları yapılarak "Güzel Türkiye'mizde güzel Türkçemizi konuşmayan hiç kimse kalmasın" seferberliğinde bunlar değerlendirilmelidir mutlaka diye ümit ediyorum; daha doğrusu bunu da yine Büyük Birlik Partisi olarak, teklif olarak söylüyorum.

Tabii, bu bir kanundur. Ücretli öğretmenlerle ilgili düzenlemeler, PIKTES'le ilgili düzenlemeler, diğer atamalar; bunların çoğu kanuna ihtiyaç duymayan yönetmeliklerle ya da birtakım düzenlemelerle yerine getirilebilir. Onun için, bu kanunda her şey yok diye bunlar yapılmayacak anlamı da taşımıyor. Hep birlikte, Türkiye Büyük Millet Meclisinin üyeleri olarak bunların takipçisi olup geçmişte olduğu gibi bundan sonraki süreçte de pek çoğunda sonuç alabileceğimize ben inanıyorum ve bir kere daha bu meslek kanununu desteklediğimizi buradan ifade ediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Tabii, şehitlerimiz var, özellikle şehit öğretmenlerimiz var; Aybüke Yalçın gibi, Necmettin Yılmaz gibi yüzlerce, binlerce şehit öğretmenimiz var. Onların şahsında da bütün şehit öğretmenlerimizi ve şehitlerimizi bir kere daha rahmetle, minnetle ve şükranla yâd ediyorum.

Kanunun şimdiden tüm öğretmenlerimize, öğretmen camiamıza hayırlı olmasını Yüce Rabb'imden niyaz ediyorum.

Bir konuyu son olarak söylemek istiyorum. Özel okulda da çalıştığımı ifade ettim. Gerçekten özel okulların sıkı denetime ihtiyacı var. Özel okulların zorlukları var, biliyoruz. Özel okulların içinde çok başarılı hizmet görenler de var; bunu da biliyoruz, takdir ediyorum ama her okul maalesef öğretmenlerimize gerektiği gibi önem vermiyor. Sosyal hakları başta olmak üzere ücretleriyle ilgili sıkıntılar yaşıyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Özellikle Millî Eğitim Bakanlığımızdan istirham ediyorum özel okullarda da çalışmış bir öğretmen olarak bu okulların bu anlamda yani öğretmen açısından daha sıkı denetlenmesi gerektiğine -tabii "sıkı"dan kastım bir disiplin cezası verir şeklinde değil- öğretmene verdiğimiz önemi daha da gösterme adına bunun yapılacağına inanıyorum.

Tekrar Komisyona ve kanun teklifini hazırlayan arkadaşlarımıza, Bakanlığımıza ve siz kıymetli milletvekillerimize teşekkür ediyor; hepinize sağlıklı, hayırlı, başarılı ömürler diliyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesi, alkışlar)