GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:51
Tarih:02.02.2022

İYİ PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi'nin birinci bölümü üzerinde parti grubum adına, İYİ Parti adına söz aldım. Hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bugün, burada, yaklaşık 1 milyon öğretmenimizi yakından ilgilendiren Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi'ni konuşuyoruz. Bu kanun teklifinin Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonundaki görüşmelerinde biraz evvel sizlere hitap eden Ankara Milletvekilimiz ve İYİ Parti Eğitim Politikaları Başkanı Sayın Şenol Sunat'la birlikte başından sonuna kadar bulunduk, teklif üzerinde görüşlerimizi beyan ettik, kanun teklifinde gördüğümüz eksikleri, düzeltilmesi gereken yanlışları önergeler vererek giderme ve düzeltme taleplerinde bulunduk. Kanun teklifiyle ilgili verdiğimiz önergelerin ne yazık ki hiçbir tanesi kabul edilmemiştir. İktidarın muhalefetten gelen her öneriye kulak tıkama alışkanlığı burada da devam etmiştir, onu söyleyeyim. AK PARTİ iktidarının "Her şeyi ben bilirim." "Benim dediğim dedik, çaldığım düdük." "Ben yaptım, oldu." tavrı bu Öğretmenlik Meslek Kanunu'na da damgasını vurmuştur arkadaşlar. (İYİ Parti sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Değerli arkadaşlar, başta atanamayan öğretmenlerimiz olmak üzere sözleşmeli veya kadrolu olarak çalışan öğretmenlerimiz gerek yüz yüze görüşmelerimizde gerek göndermiş oldukları mail ve mesajlarında sorunlarını, yaşadıkları sıkıntıları açık açık dile getiriyorlar. Bugün öğretmenlerimiz birçok sorunla boğuşuyorlar, öğretmenlerimiz bu sorunlarına çözüm bulunmasını istiyorlar. Değerli arkadaşlar, bu sorunların çözüm yeri Türkiye Büyük Millet Meclisidir, bu yüce Meclistir.

Kanun teklifine baktığımızda, bu hâliyle teklif, öğretmenlerimizin yaşadığı sorunları çözmekten, mağduriyetleri gidermekten uzak bir tekliftir. Kanun teklifinde yer alan bazı maddeler ne yazık ki yeni sorunlara sebebiyet verecek düzenlemeler içermektedir.

Değerli arkadaşlar, öğretmenlerimiz liyakat, ücret ve özlük hakları gibi ana başlıklarda sorunlarını özetliyorlar, diyorlar ki: "Mesleğimiz saygınlığını kaybediyor, eskisi gibi değer görmüyoruz." Öğretmenlerimiz diyorlar ki: "Millî Eğitimde liyakatsiz kadrolaşma var." Öğretmenlerimiz diyorlar ki: "Ücret ve özlük haklarımızla ilgili büyük mağduriyetler yaşıyoruz."

Değerli arkadaşlar, adına "Öğretmenlik Meslek Kanunu" diyorsak eğer, bu kanun öğretmenlerimizin yetişme sürecini, adaylık sürecini ve koşullarını, sorumluluklarını, yer değiştirme ve nakil işlemlerini, mesleki ve etik standartlarını, ödül ve disiplin işlemlerini, yönetici atama ve seçim kriterlerini, mesleki gelişim ve özlük haklarını, denetçi atama ve seçim kriterlerini içeren bir kanun olmalıdır. Dolayısıyla kanun teklifinde bu hususlar tek tek başlıklar hâlinde ele alınmalıdır ama bakıyoruz ki kanun teklifinde böyle bir şey yok.

Değerli arkadaşlar, kanun teklifinin 2'nci maddesinde bu kanun teklifinin kimleri kapsadığı belirtilmiş ama içeriği yetersiz kalmıştır. Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi'nde özel eğitim kurumlarında çalışan veya diğer kamu kurumlarında görev yapan öğretmenlerimize, eğitim yöneticilerimize ve denetçilere ilişkin bir düzenleme yoktur arkadaşlar. Özel eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerimizin mesleki standartlarda ücret almalarına ilişkin, çalışma koşullarına ilişkin ve özlük haklarına ilişkin maddelerin bu kanun teklifinde olmaması en büyük eksiklerden bir tanesidir. Millî Eğitim Bakanlığımızın teşkilat şemasına baktığımızda Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğümüz var ama kanun teklifine bakıyoruz, bu kurumlarda görev yapan öğretmenlerimiz yok. Yine bu kanun teklifinde PIKTES öğretmenlerimiz yok.

Kanun teklifinin 3'üncü maddesinde öğretmenlik mesleğinin tanımı yapılmakta, öğretmenlik mesleğinin kariyer basamakları sıralanmakta ancak sadece çalışma şartlarından bahsedilmektedir. Maddede bahsi geçen çalışma şartları da açık ve net şekilde ifade edilmemiştir arkadaşlar, bu şartların neler olacağı açıkça ortaya konmamıştır. Öğretmenlerin statülerine ve özlük haklarına ise hiç yer verilmemiştir.

4'üncü maddeye baktığımızda, öğretmen adaylarında aranacak niteliklerin Millî Eğitim Bakanlığınca tespit edileceği, hangi yükseköğretim kurumundan mezun olanların arasından öğretmen seçileceği belirtilmiştir. Burada bir duralım, bir hususu özellikle burada arz etmek istiyorum, o da Türkiye'de kanayan yara hâline gelen mülakat sistemidir. Anlaşılan o ki öğretmenliğe kabul sürecinde mülakat yine devam edecektir.

Değerli arkadaşlar, "Kul hakkı gözetilmeden, başarı derecelendirmeleri yapılmadan, bazı vakıfların, derneklerin, cemaatlerin listeleri mülakatlarda göz önünde bulunduruluyor." görüşü toplumda oldukça yaygınken mülakatı kaldıracak bir düzenlemenin bu kanun teklifinde olmaması, öğretmenlik gibi çok önemli bir meslekte adayların mülakat süzgecinden geçirilmesinde ısrar edilmesi adaletsizliktir, vicdansızlıktır. Bugün mülakat, atama için değil, yandaş olmayanı elemek için yapılmaktadır. O nedenle, mülakat yerine, daha adil, daha hakkaniyetli bir uygulama olan KPSS puan üstünlüğüne göre kadrolu istihdam sağlanmalıdır. Bizim talebimiz budur. Son zamanlarda ülke gündemine oturan mülakat elemeleri gençlerimizin umutlarını karartmakta, yarınlarını çalmaktadır. KPSS'de yüksek puanlar alıp mülakatta elenen öğretmen adaylarımızın uğradığı mağduriyet hak gasbıdır, kul hakkı yemektir. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Mülakat mağduru kardeşlerime bu yüce Meclisin kürsüsünden sesleniyorum: Arkadaşlar, çoğu gitti azı kaldı; sandık geliyor; biz geliyoruz; İYİ Parti iktidarında uygulayacağımız iyileştirilmiş eğitim sisteminde mülakat denilen torpil mekanizmasını tamamen ortadan kaldıracağız. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Bizim iktidarımızda biat değil, liyakat olacak. Bizim iktidarımızda yandaş değil, hak eden atanacak. KPSS'den yüksek not aldığı hâlde mülakatta elenen gençlerimizin hakkı teslim edilecek. Devlette göreve, siyasi otoriteye sadıklar arasından layıklar değil, layıklar arasından devlete ve millete sadık olanlar alınacak arkadaşlar. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

YAŞAR KARADAĞ (Iğdır) - E, zaten onlar alınıyor.

HÜSEYİN ÖRS (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bir hususu daha arz edeceğim. Görüşmekte olduğumuz bu kanun teklifine sendikalardan gelen eleştiriler de maalesef iktidar tarafından kulak ardı edilmiş, haklı talepleri dikkate alınmamıştır. Bu kanunla "sözleşmeli öğretmen" "kadrolu öğretmen" ayrımı ortadan kaldırılmamıştır. Bu kanunla öğretmen atama, nakil, istihdam modeli ve yönetici atama sistemi düzenlemesi yapılmamıştır. Yine, bu kanunla yıpranma payı, maaş karşılığı ders saatleri ile izin ve ödül sistemi düzenlemesi yapılmamıştır. Bu kanun, Yükseköğretim Personel Kanunu, Hâkimler ve Savcılar Kanunu gibi muadil düzenlemelerin çok gerisinde olan bir kanundur. Bu kanunda öğretmen yetiştirmeyle ilgili hiçbir husus yer almamaktadır. Bu kanun, eğitimin asli bileşenleri ve sendikaların görüşü alınmadan, muhalefetten uyarılara kulak verilmeden "Ben yaptım, oldu." mantığıyla, dostlar alışverişte görsün misali hazırlanan bir kanundur. En acısı, öğretmenlerimizin hiçbir temel sorununu çözmeyecektir.

Değerli arkadaşlar, konuşmamın son bölümünde engelli öğretmenlerimizin bir talebini de yüce Meclisin kürsüsünden ifade etmek istiyorum: Engelli öğretmenlerimiz kendilerine verilen atama sözünün yerine getirilmesini istiyor, sosyal medya üzerinde gündem çalışmaları yapıp seslerini duyurmaya çalışıyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HÜSEYİN ÖRS (Devamla) - Başkanım, çok önemli, bir müddet daha...

BAŞKAN - Tamamlayınız.

HÜSEYİN ÖRS (Devamla) - Bu sese kulak verelim, atamalarını şubat ayı içerisinde, bu ay içerisinde yapalım diyorum.

Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)