| Konu: | Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 52 |
| Tarih: | 03.02.2022 |
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi'nin 2'nci maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, öncelikle başta ülkemizin Başöğretmeni Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, eğitim şehitlerimiz Aybüke Yalçın'ı, Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nu, Necmettin Yılmaz'ı ve bu ülkenin çocuklarını eğitmek yolunda canlarını feda eden bütün şehit öğretmenlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Kanun teklifinin 2'nci maddesi "Bu kanun; eğitim öğretim hizmetlerini yürüten öğretmenleri kapsar." hükmünü içermektedir. Kanun teklifi, yürürlük ve yürütme maddeleri dâhil olmak üzere 12 maddeden oluşmaktadır. Bu zorunlu 2 maddeyi geçin, kalıyor 10 madde. Görüştüğümüz kanun teklifi bir meslek kanunu. Kanun maddelerinin sayısal çoğunluğu bir kriter değildir ama eğitim ve öğretim hizmetlerini yürütmekle görevli öğretmenlerimize ilişkin bir mevzuat da 10 maddeyle sınırlandırılamaz, uygulama çıkarılacak yönetmeliklere bırakılamaz.
Değerli milletvekilleri, ülkeler, eğitim sistemlerini daha iyi, daha kaliteli ve daha verimli hâle getirmek için sürekli bir çaba içerisindedir. Bunun için, en büyük yatırımlarını öğretmenlerine yapıyorlar çünkü bir öğretmen işini severek yapıyorsa, iyi bir çalışma ortamı sağlanmışsa, maddi imkânsızlıklarla boğuşmuyorsa, mesleki gelişimlerinin önünde bir engel yoksa, üzerinde bir siyasi baskı hissetmiyorsa ülke ve gelecek nesiller garanti altındadır.
Ülkemizin en temel sorunu, öncelikle eğitim. Eğitim sorunu çözüldükten sonra önümüzde hangi sorun olursa hepsi çözülür çünkü bugünün doktor olacak çocukları sağlık sistemindeki sorunları; hâkim, savcı olacak çocukları hukuk sistemimizdeki sorunları; mühendis olacak çocukları teknolojik sorunlarımızı; siyasetçi olacak çocukları ise ülkenin her sorununu çözmeye adaydır; yeter ki eğitim sistemimizi doğru kuralım. Bugünden atılacak sağlam temeller ülkenin kaderini belirleyecektir; yeter ki bu konuda uzun vadeli, sabırlı bir devlet politikası oluşturulsun. Dünyada gelişmiş ülkelere bakıldığında, iktidarlar değişse bile eğitim sistemlerinin, müfredatlarının değişmediği görülür. Bu ülkelerde değişen tek şey, kalitenin teknolojik imkânlar doğrultusunda artırılmasına yöneliktir ancak ve ne yazık ki ülkemizdeki eğitim sistemi aynı iktidar döneminde bile defalarca değiştirilmiş, hem öğretmenler hem öğrenciler, deneme yanılma yoluyla sisteme ayak uydurmaya zorlanmıştır. AK PARTİ'si, iktidara geldiği günden bu yana 8 bakan değişmiştir; 16 kez müfredat, sınav sistemi, ölçme değerlendirme değişikliği yapılmıştır; Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme ve Görevlendirme Yönetmeliği 14 kez değişmiştir. Görüldüğü üzere, bu iktidar döneminde eğitime ilişkin yapılan tüm düzenlemeler hem eğitim sistemimize hem öğretmenlerimize zarar vermiştir. Bu teklif de bu hâliyle zarar hanesinin başında yer almaya mahkûmdur.
Öyle sığ, öğretmenlerin beklentilerini karşılayamayan öyle bir teklif hazırlanmıştır ki teklifte, öğretmenlere özgü hükümler içeren konular bile unutulmuştur. Mesela, özel eğitim kurumlarında çalışan öğretmenler, eğitim yöneticileri ve denetçiler kapsam dışında tutulmuştur. 3600 ek gösterge için yıllarca bekletilen öğretmenlerimiz bu kanun teklifinde, seçim yatırımı hesabıyla, bir yıl daha oyalanmaktadır. Bu kanun teklifinde, öğretmen haklarını iyileştirecek maddeler, ek görev ve ders ücretlerini içeren hükümler, nitelikli öğretmen yetiştirilmesine yönelik hedefler, adil bir atanma ve nakil sistemine dair maddeler unutulmuştur. Bu teklifte, kadrolu ve sözleşmeli öğretmenler arasındaki ayrımın kaldırılmasına dair bir ifade yokken öğretmen, uzman öğretmen, başöğretmen kadroları oluşturularak ayrımcılıkta seviye atlanmıştır. Bu teklifle, güya, adaylık sınavı kaldırılmıştır ama yerine getirilen adaylık değerlendirme komisyonuyla, siyasi kadrolaşma yasal zemine oturtulmak istenmiştir.
Değerli milletvekilleri, genç nesilleri emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz, dağ gibi sorunlarla boğuşmaktadır. Norm kadro, yer değiştirme, sözleşmeli öğretmenlere eş durumu tayini hakkı verilmesi, zorunlu hizmet bölgelerinin teşvik edilmesi, sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılması, ücretli öğretmen sorunu, kayırmacılık, haksız atamalar bu sorunlardan sadece birkaçıdır ve bu teklif, saymaya çalıştığım bu sorunların hiçbirini çözmeyi kapsamamaktadır.
Değerli milletvekilleri, sözleşmeli ve ücretli öğretmen istihdamını yaygınlaştırarak eğitimde de sömürü düzeninin kapılarını ardına kadar açan iktidar, ülkemizde eğitimin en büyük sorunlarından biri olan öğretmen açığına ve ataması yapılmayan öğretmenlerimize gözlerini kapatıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Bugün, 439.289 öğretmenimiz atama bekliyor. Sayıları neredeyse 55 ülkenin nüfusunu geçen öğretmen kardeşlerimiz bir yandan atama beklerken, diğer yandan işsizlikle boğuşuyor. Peki, öğretmene itibar kazandıracağını söyleyen iktidar ne yapıyor? Ücretli öğretmenlik gibi bir nevi ucuz iş gücü sayılabilecek bir uygulamayı âdeta yaygınlaştırıyor. Bu uygulama ayıptır ve Türkiye bir an evvel bu ayıptan kurtulmalıdır. İtibardan tasarruf edemeyenler eğitimden tasarruf ediyor. Eğitim fakültelerinden öğretmenlik hayaliyle mezun olan ama atanamadığı için psikolojisi bozulan bu gençler ne yapacak; çalışmayacak mı, evlenmeyecek mi, bir yaşam kurmayacak mı; geleceğe güvenle bakmayacaklar mı? Bu genç çocuklar, öğretmen olmak istiyor, torpil ve kayırmacılık kurbanı olmak istemiyorlar.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)