GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:52
Tarih:03.02.2022

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, bakıyorum, yirmi yıllık AKP iktidarında 8 Bakan, 16 sistem değişikliği ve geldiğimiz nokta şu: 10 maddelik Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi. Kanun teklifine bakıyoruz, içinde ücretli öğretmenler yok, sözleşmeli öğretmenler yok. Yani ne var? Sadece kadrolu, kamuda çalışan kadrolu öğretmenlerle ilgili. E, 200 bin kişi var özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmen, onlar öğretmen değil mi arkadaşlar? Yani 90 bin kişi var ücretli öğretmen, onlar öğretmen değil mi? 100 bin kişi var sözleşmeli öğretmen; onlar öğretmen değil mi? Ya, düşünebiliyor musunuz, ücretli öğretmen arkadaşlar geçenlerde Ankara'da bir basın toplantısı yaptılar, toplantıda açıkça öğretmen arkadaş "Biz çocuğumuzun geleceğini boş ver, ailemizin geleceği açısından; aylık 3 bin liraya yakın para alıyoruz, asgari ücretten, 4.250 liradan daha aşağıda, biz geleceği nasıl göreceğiz? Öğretmenlere biraz saygınız yok mu? 'Ücretli öğretmenlik' adı altında öğretmenlerin emeklerini niye kenara atıyorsunuz, niye sömürüyorsunuz?" diyor, çağrı yapıyor, adalet istiyor. Adalet sadece mahkemelerde bulunan adalet değil ki. Eğitimde de adalet var, sağlıkta da adalet var; fırsat eşitliği var. Çocuklara bakıyoruz, çocukların fırsat eşitliği konusunda herhangi bir düzenleme yok. Biraz önce Sayın Komisyon Başkanımız diyor ki: "Siz şu madde çıkarılsın, bu madde çıkarılsın." Bizim kanun teklifimiz var, öğretmenlik meslek kanun teklifimiz var.

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) - Onu da inceledik, bir şeye benzemiyor.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - O meslek kanunu teklifimizi indirmemize hiç izin verdiniz mi? Arkadaşlar, muhalefetin hangi kanunu komisyona indi? Ben üç buçuk yıllık vekilim, bir tek kanun var mı komisyona inen? (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Yok. Her şeyi siz biliyorsunuz ama bildiğinizle geldiğiniz nokta da belli. Geldiğimiz nokta; "Öğretmenlik meslek yasası" adı altında öğretmenleri bu anlamda sömürecek maddeleri getiriyorsunuz.

2023'ün Ocak ayında 3600'ü getirecekmişsiniz. Neden 2023'ün Ocak ayında geliyor? Öğretmenlerin şu anda 3600 ek göstergeye ihtiyaçları yok mu? Var, var ama getirmiyorsunuz, getiremiyorsunuz çünkü kararları Millî Eğitimin hiyerarşisi vermiyor. Kararları sarayda bulunan Eğitim Kurulu veriyor. Sizler karar verme durumunda değilsiniz, sizler de karar verme durumunda değilsiniz. Hukuk reformuyla ilgili bir yasa teklifi geliyor; gelen Adalet Bakanlığı hiyerarşisinden gelmiyor, Meclisten de gelmiyor, yukarıdan geliyor. Nereden geliyor? Hukuk Kurulundan geliyor, Eğitim Kurulundan geliyor. Ya, arkadaşlar, bu, niteliksiz bir yasama. Siz çıkıyorsunuz, bu kanun teklifiyle Anayasa'nın açıkça 2'nci maddesine ve 7'nci maddesine aykırılık teşkil ediyorsunuz. Çıkmışsınız, "değerlendirme kurulu" adı altında bir sistem getiriyorsunuz, bu sisteme göre neyi değerlendireceği belli değil ve Millî Eğitim Bakanlığına yönetmelik hazırlama yetkisini veriyorsunuz. Ya, Anayasa Mahkemesinin verdiği karar açık ve net.

Sayın Komisyon Başkanım, dün siz dediniz ki: "Anayasa Mahkemesinin kararlarına uygun bir teklif getirdik." Yapmayın, eylemeyin Anayasa Mahkemesi kararı burada, kararda diyor ki: "Kesinlikle yönetmeliklere bırakmayacaksınız."

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Kanunla düzenlenir, kanunla düzenlenir.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - "Anayasa'nın 128'inci maddesine göre, öğretmenlerin özlük hakları ve diğer düzenlemeler kesinlikle kanunla düzenlenir." diyor, başka bir şey demiyor. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Sizler ne yapacaksınız? Kanun dışında düzenlemeler yapacaksınız, yönetmeliklere bırakacaksınız. Alıştınız artık, mülakatlara alıştınız, sınava sokacaksınız, mülakatlarda eleyeceksiniz. Kimlerle beraber çalışıyorsunuz? TÜGVA var. Başka ne var? TÜRGEV var. Başka ne var? İlim Yayma var. Onlar sarayı ele geçirmiş, saraydan yöneteceksiniz Millî Eğitimi. Yok, artık bu işin sonuna geldik.

700 bin öğretmen atama bekliyor. Çıkmışsınız, "Siz 700 bin öğretmeni nasıl atayacaksınız?" diyorsunuz. Yirmi yıldan beri mesleki planlama yapmadınız. Çocukları okullardan mezun ettiniz, ondan sonra çözümsüzlüğü işaret ediyorsunuz ama Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, Millet İttifakı'nın iktidarında bu işe kesinlikle biz çözüm bulacağız, kesinlikle biz bulacağız. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Değerli arkadaşlar, şimdi bakıyorum, beden eğitimi öğretmeni olan Fedai öğretmen, çalıştığı inşaatta elektrik akımına kapılıp hayatını kaybetti. Ya, ataması yapılmayan öğretmenlerin dramlarını hiç düşündünüz mü arkadaşlar? Hiç bilmedikleri işlerde çalışırken iş kazalarında, iş cinayetlerinde ölmelerinden hiç rahatsızlık duymuyor musunuz? Son "tweet"i neydi biliyor musunuz? "Alın size 83 puanın mükâfatı." demişti öğretmenimiz, "Alın size 83 puanın mükâfatı." demişti. Yazık değil mi bu arkadaşlara? (CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, umudunu yitirmiş öğretmenler, atanamayan öğretmenler intihar ediyor ve intihar ettikten sonra da ailelerine birçok yazılar bırakıyorlar. Sizler de anne-babasınız; çocuklarımızın geleceği için eğitime en büyük katkıyı veriyoruz, üniversitelerde okutuyoruz, büyüyorlar, üniversiteleri bitiriyorlar, ondan sonra bir meslek sahibi olamıyorlar, sizin yirmi yıldan beri yapmış olduğunuz yanlış icraatlar sonucunda annelerine, babalarına bir şey bırakıp intihar ediyorlar. Bunlardan hiçbir şey duymuyor musunuz arkadaşlar? Hiç mi vicdanınız sızlamıyor? Vicdanınızın sızlayacağı bir nokta yok mu?

Değerli arkadaşlar, en son şunu söylemek istiyorum: Öğretmenleri ayrıştırmaya gerek yok. Öğretmenleri ayrıştırmaya gerek yok; yok aday öğretmen, yok uzman öğretmen, yok başöğretmen, yok sözleşmeli, yok ücretli öğretmen. Öğretmenlerin millî eğitimde... "Millî"lik de kalmadı, eğitimin "millî"liği de kalmadı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Bitireyim.

BAŞKAN - Sayın Bülbül, tamamlandı süreniz.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Tamamlayayım Sayın Başkan. Siz çok şey yapıyorsunuz, çok sıkıyorsunuz; biraz milletvekillerine izin verin yani. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Mecburen sıkıyorum, yoksa gönül çok vermek istiyor size de.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Millî eğitimin "millî"si kalmadı, "eğitim"i kalmadı ama Millet İttifakı'nda hem "millî"sini getireceğiz hem "eğitim"ini getireceğiz. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)