GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:52
Tarih:03.02.2022

ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli halkımız; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, öğretmenlik mesleğine dair olan bu kanun teklifinin ötesinde, gerçekten, Türkiye'de artık çok ciddi sorun hâline gelen bir meseleyi gündemimize almak istiyorum. Kürt'ü inkâr, Kürtçe dilini yok sayma ve asimilasyon politikaları hızla devam ediyor. İstanbul İstiklal Caddesi'nde Kürtçe müzik yapan bir grubun şarkı söylemesi engellendi, buna karşı ortaya çıkan tepkilere karşı Emniyet Genel Müdürlüğü bir açıklamada bulundu: "Oluşan kalabalık yüzünden şikâyetler olmuş ve Kürtçenin yasak olduğuna dair bir algı oluşturulmak istenmiştir, esefle karşılıyoruz." deniliyor. Ne hikmetse aynı Emniyet Müdürlüğü, Van'da Kürtçe şarkı söyleyen gruba müdahale etti ve etmeye de devam ediyor.

Bu iktidar, aynı zamanda, Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği olan DİAYDER'in yöneticilerine Kürtçe hutbe okuduğu ve Kurmanci lehçesinde olmadığı ve örgüt tarafından kullanıldığı gerekçesiyle -"..."(x) gibi kelimelerden dolayı- örgüte üye olmamakla birlikte, yardım etmek ve üye olmak suçlamasıyla on beş yıla kadar hapis cezası isteniyor bu iddianameyle. Dernek yöneticileri yedi gün gözaltında kaldı, 23 kişi hakkında dava açıldı ve 9 kişi tutuklandı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Kürtçeyi yasaklayacak şekildeki bu iddianameyi kabul etti ve mevcut olan duruşma 18 Şubatta görülecek değerli arkadaşlar. Bunların hepsi yasak değil mi? Bunlar nedir peki?

Bir de buna benzer bir örnek daha var. İran Kürdistan eyaletinde Kürtçe ders verdiği için Zara Mohammadi devlet karşıtı grup kurmakla suçlandı, on yıl ceza aldı ve neticede, cezası beş yıla indirildi, 8 Ocak 2022 tarihinde cezaevine konuldu. Bu, size tanıdık geliyor mu? Uygulamalar ne kadar tanıdık değil mi? Bakın, tıpkı Türkiye'de olduğu gibi, demokratik hak talebinde bulunan, dil hakkı talebinde bulunan her Kürt'ün -tırnak içerisinde- terörist ilan edildiği gibi. Bunların hepsi tanıdık değil mi sizlere? Aynı mesele İran'da da yaşanıyor ne yazık ki.

Bakın, bu bölgede, coğrafyada, 50 milyonu aşan nüfusuyla otoriter rejimlerin müdahalesine maruz kalan bir Kürt halkından bahsediyoruz. Başka örnekler mi istiyorsunuz? 40 milletvekilinin dokunulmazlığı sırf bu demokratik taleplerde bulundukları için kaldırıldı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu yönde mevcut olan kanunlarıyla hak ihlali olduğuna dair karar verdi.

Bakın, yine cezaevlerinde bulunan milletvekilleri Leyla Güven, Musa Farisoğulları ve başta Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı olan Adnan Selçuk Mızraklı ve binlerce arkadaşımız sırf bu nedenden dolayı cezaevinde, Kobani kumpas davasında olduğu gibi demokratik haklarını kullanan partimiz MYK'sinin ve diğer arkadaşlarımızın rehin tutulduğu gibi, milletvekilleri ve parti yöneticileri olarak yapmış olduğumuz açıklamalarda propaganda suçlamasıyla karşı karşıya kaldığımız gibi. Bu uygulama ve inkâr, asimilasyon politikalarınızla Kürt düşmanlığı yapıyorsunuz. Bakın, bir halkı bu şekilde yok sayıyorsunuz. Mevcut olan bu halkın dilini kullandıkları andan itibaren engelliyorsunuz ve müdahale ediyorsunuz. Bütün bunlara rağmen halkımızın mücadelesi devam edecek ve bizim mücadelemiz bu konuda devam edecek. Demokratik bir ülke için Kürt dilinin resmen tanınması ve eğitim dili olarak tanınması, pedagojik, iktisadi, kültür alanında dilin öğretilmesi ve bu yönde derhâl yasal düzenleme yapılması gerektiğini biz buradan belirtiyoruz ve bunun mücadelesini veriyoruz ve vermeye de devam edeceğiz. Bu bağlamda, yeterli olmamakla birlikte, bütün yurttaşlarımızın Kürtçe seçmeli dili seçmesini biz öneriyoruz ve son gün 7 Şubattır ve muhakkak bu yapılmalı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ABDULLAH KOÇ (Devamla)- Sayın Başkan...

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

ABDULLAH KOÇ (Devamla) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; yine bu seçmeli dille ilgili, Erzurum Karayazı İlçe Millî Eğitim Müdürlüğünün Kürtçe seçmeli dersin tercih edilmemesi için seçmeli ders müfredatından Kürtçeyi çıkardığına ilişkin yurttaşlarımızdan bize şikâyetler gelmektedir.

Bu yanlışlıktan derhâl dönülmesi ve bu mevcut olan yasa dışı uygulamadan derhâl vazgeçilmesi gerektiğini belirtiyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)