GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:53
Tarih:15.02.2022

HDP GRUBU ADINA EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Efendim, bu önerge esas itibarıyla, Adalet ve Kalkınma Partisinin yirmi yıl süresince oluşturduğu sistemle ilgili bir önerge.

Değerli arkadaşlar, hepiniz biliyorsunuz ki Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara gelirken bir tür kurucu gibi davranma ihtiyacı hissetti. Yani cumhuriyeti parantez içine almak ve dolayısıyla da Osmanlı'dan bu yana gelen sürecin kendi vizyonu çerçevesinde devamını sağlamak üzere kurucu bir mantıkla iktidarda olacağını söyledi ve nitekim buna yönelik olmak üzere adımlar attı.

Değerli arkadaşlar, kurucu olma iddiasında olan bütün siyasi gruplar veya partiler kaçınılmaz olarak kendi sermaye gruplarını yaratmak zorundadırlar. Bu daha önce de olmuştur Türkiye'de ve görebildiğim kadarıyla Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidarı süresince önemli bir sermaye, yeni sermaye grupları oluşmuş oldu. Henüz bunları yeteri kadar bilmiyoruz, zaman zaman, hani "5'li çete" diye bir ifadeyle ifadelendiriyoruz ama bu lafın arkasında yatan şey, aslında belli bir sermaye grubunun oluşmuş olması. Peki, bu sermaye grubu nasıl oluştu diye baktığımızda, bunun, büyük ölçüde devlet imkânlarının toplumsal hizmet yapmak üzere kullanılmasıyla birlikte veya ona paralel olarak yaratılmış olan bir kaynak transferi olarak gerçekleştiğini görüyoruz.

Değerli arkadaşlar, biz bu önergede sadece enerji konusuyla ilgili söylemiş olsak da -ki enerji piyasasının sorunlarıyla bağlantılı hâle getirmek istedik önergemizi- esas olarak baktığımızda, bu sermaye grupları metro inşaatından köprü inşaatına, yol inşaatından -efendim- şehir hastaneleri inşaatına kadar, özellikle, başta inşaat alanında çalışan şirketlerin kamu kaynaklarıyla desteklenmesiyle yol verilmiş ve bugünkü gücüne ulaşmıştır.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bir şey daha söyleyeyim size. Yani bu "5'li çete" falan diye ifade edilen ve sadece ve sadece inşaat sektörü bağlantısı olduğu düşünülen -ki isimlerinde de hani "inşaat" lafı da geçiyor zaman zaman- ama esas olarak baktığımızda bu şirketler artık inşaat şirketi değiller, bu şirketler çok büyük şirketler oldular, enerjiden madene kadar birçok ara ve yatırım malı sayılabilecek olan alanlarda yatırım yaptılar ve büyüdüler.

Şimdi, konumuz medya, medyayla bağlantılı hâle getirmek istiyorum ama "Bu nasıl oldu?" diye baktığımızda... Yani medya bağlantısı kurarak konuşmamı devam ettireyim.

Değerli arkadaşlar, bugün bütün dünyada siyaset bilimcilerinin çok sıkça söylediği bir cümle vardır, o da şudur: "Modern siyaset medya siyasetidir." Yani medyayı kontrol etmeden siyaset artık olmuyor çağımızda ve kabul etmek gerekir ki -yani ben en azından teslim ediyorum hakkınızı- Adalet ve Kalkınma Partisi, özellikle Sayın Cumhurbaşkanı bunu Türkiye'de ilk gören kişilerden biri oldu ve öncelikli olarak medya sektörünü kontrol altına almaya çalıştı; işte, bildiğiniz "havuz medyası" diye tabir edilen bir medya çalışması yapıldı.

Değerli arkadaşlar, medya şunun için önemli: Bakın, medya, herhangi başka bir alandan daha farklıdır çünkü bütün toplumun ne düşüneceğinden ne yiyeceğine, ne giyineceğine kadar vereceği kararlara etki etme şansına sahiptir. Kaldı ki modern iktisat teorisi diyor ki: "Beklentiler yani toplumun herhangi bir konudaki beklentileri, tıpkı -sürem bitiyor- herhangi bir değişken kadar ekonomik kararlarda etkili olur." Dolayısıyla da medyanın bu bakımdan kontrolü iktidarlar için çok önemlidir.

Değerli arkadaşlar -ben tabii süreyi ayarlayamadım her zaman olduğu gibi- şuraya getirmek istiyorum: Enerji şirketleri olarak çalışan şirketlerin hemen hemen hepsinin medyaya sahip olduğunu, medyayla ilişkili olduğunu görüyoruz bugün.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim.

Bakın, okuyayım: Çalık Holding, Kiler Holding, Cengiz Holding, Limak Holding, Kalyon İnşaat, Ciner Holding, Doğuş Holding, Demirören Holding ve daha birçok, adları çok fazla bilinmeyen birtakım sermaye grupları. Bunların hepsi enerji şirketleri olarak medyaya yatırım yapmış durumdalar. Neden dersiniz? Bir düşünün yani bugün itibarıyla "yandaş medya" dediğimiz medyada halkımız niye doğru dürüst enerji krizini seyredemiyor, izleyemiyor veya genel olarak ekonomik krizi? Çünkü bu şirketler yani enerji şirketleri doğrudan doğruya Adalet ve Kalkınma Partisinden dolayı yönlendiriliyorlar ve bunlar da medyayı yönlendiriyorlar. Dolayısıyla da böyle bir ilişki kurulmuş durumda; medya onları destekliyor, onlar da onları destekliyor diye düşünüyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Bu gerçekten çok kötü bir yapılaşma ve bunun gerçekten Türkiye'ye bir yararı yoktur diye düşünüyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)