GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moldova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kongaz Süleyman Demirel Moldova Türk Lisesi Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:55
Tarih:17.02.2022

İYİ PARTİ GRUBU ADINA DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan uluslararası anlaşma üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, Türk tarihinin en önemli yazılı eserlerinden olan Göktürk Kitabeleri'nin sonunda Bilge Kağan "Türk Oğuz Beyleri, milletim; işitin, üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir? Ey Türk, titre ve kendine dön." diye buyurmuştur. Ancak, AKP iktidarında başta dış politika olmak üzere Türk töresi bozulmuş, özellikle dış politikada temayüller hiçe sayılmıştır.

Sayın milletvekilleri, AKP'nin yürüttüğü dış politika tamamen hayal kırıklığıdır. Türk tarihinin en kötü diplomasisini yürüten AKP, ülkemizi bütün komşularıyla sorunlu hâle getirmiş, sürekli U dönüşleri olan, istikrarsız ve kişisel dostluklara dayalı politikasının bedelini vatandaşa yükleyen bir dış politika izlemiştir. Gelinen noktada sözde soykırım açıklamasına tepki dahi veremediğimiz ABD, Türkiye'yi F-35 projesinden çıkardı. "Onun yerine F-16 verecekler." dediniz, o da yalan çıktı, ödediğimiz milyarlarca dolar bile boşa gitti. Libya'da sesimiz kesildi, Azerbaycan meselesinde masaya alınmadık, Doğu Akdeniz'de geri adımlar attık, Ukrayna-Rusya savaşı kapıda, Türkiye'nin ara buluculuğuna kimse güvenmiyor, kabul etmiyor, rabialı günler geride kaldı, Mısır'la diplomatik ilişkilere başladık.

Sayın milletvekilleri, Mısır'daki U dönüşü gibi, AKP iktidarının dış politikadaki U dönüşleri ilk değildir; daha önce Suriye'de de aynısını yaşadık. Erdoğan ve Esad, aileleriyle birlikte tatil yaparken, Bakanlar Kurulunu birlikte toplarken "kardeşim Esad" birden "katil Esed"e dönüştü. AKP'nin gerçeklerden kopuk "yeni Osmanlıcılık" hayallerinin ve bu U dönüşlerinin bedelini milletimiz çok ağır ödemiştir. AKP'nin Suriye politikası yüzünden 5 milyondan fazla Suriyeli ülkemize getirilmiş, milletimizin 84 milyar dolar parası Suriyelilere harcanmış ve sınırımıza birçok terör örgütü yuvalanmıştır. Suriye'deki yangına körükle giden iktidar, bugün, Suriyelilerin ülkemizde yarattığı ekonomik ve sosyal sıkıntıların başsorumlusudur.

Sayın milletvekilleri, bahsettiğim gibi, AKP'nin dış politikadaki tutarsızlıkları ilk değildir. Mavi Marmara fiyaskosu daha dün gibi aklımızdadır. İktidar ve yandaşlarının inadı ve İsrail'in hukuk tanımayan pervasızlığı nedeniyle 10 Türk vatandaşı uluslararası sularda katledilmiştir. AKP iktidarı göz göre göre gelen facia sonrası 3 şart koşmuştur. AKP'nin şartlarına göre, İsrail özür dileyecekti, dilemedi; ölenlerin yakınlarına tazminat verilecekti, verilmedi, anlaşmaya göre sadece lütuf ödemesi yapıldı; Gazze'ye yönelik abluka kalkacaktı, abluka daha da ağırlaştı. Ancak zamanla AKP ile İsrail'in ilişkileri normale döndü, İsrail'le ekonomik ilişkiler daha da arttı, Filistin'i bombalayan jetlerin yakıtları bile Türkiye üzerinden gitti.

Seçim meydanlarında "one minute" naraları atan Erdoğan, daha sonra Mavi Marmara gemisini organize eden İHH'yi hedef göstererek "Gazze'ye giderken bana mı sordunuz?" dedi. İsrail, Kudüs'ü vururken meydanlarda göstermelik kınamanın arkasında Türkiye'nin İsrail'le olan ekonomik ve askerî anlaşmaları bugün aynen devam ediyor. Diğer taraftan Sayın Cumhurbaşkanı defalarca Gazze'yi ziyaret edeceğini söylemişti, aradan dokuz yıl geçti, Sayın Cumhurbaşkanı, Gazze'yi ziyaret edemedi ama biz İsrail'i sürekli ülkemize davet ediyoruz. Şimdi, İsrail Devlet Başkanının ülkemizi ziyaret etmesini bekliyoruz. Sormadan edemiyoruz: Ne değişti, "one minute"e ne oldu?

Değerli milletvekilleri, tarih 24 Kasım 2015; sınırlarımızı ihlal ettiği gerekçesiyle bir Rus uçağı Türk F-16'ları tarafından düşürüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan iki gün sonra CNN'e verdiği mülakatta Rus uçaklarının düşürülmesiyle ilgili olarak Rusya'dan özür dilemeyeceğini söyledi. Erdoğan "Özür dilemesi gereken bir taraf varsa bu biz değiliz, hava sahamızı ihlal edenler özür dilemeli." ifadelerini kullandı. Rusya Devlet Başkanı Putin ise "Sırtımızdan bıçaklandık, çok ciddi sonuçları olacak." dedi, özür ve tazminat istedi. Bunun üzerine Erdoğan "Özür dilemeyeceğiz, yine olsa yine yaparız." karşılığını verdi ve tarih 27 Haziran 2016, Erdoğan, düşürülen uçak için özür diledi. Sonuç olarak AKP yine dış politikada sert bir U dönüşü yaptı.

Sayın milletvekilleri, Alman bir gazetenin Türkiye temsilcisi Deniz Yücel, 27 Şubat 2017'de tutuklandı; terör örgütü propagandası yapmak, halkı kin ve düşmanlığa tahrikle suçlandı. Yücel'in Almanya'ya iadesi hakkındaki bir soruya Erdoğan "Hiçbir suretle olmayacak, ben bu makamda olduğum sürece asla, elimizde görüntüler, her şey var, bu tam bir ajan, terörist." ifadelerini kullandı. Almanya Başbakanı Merkel Yücel'in tahliyesini istedi, Merkel'in açıklamalarından birkaç gün sonra yurt dışı yasağı bile konmadan tahliye edildi. Tarih 16 Şubat 2018, Deniz Yücel özel bir uçakla Almanya'ya gitti.

Hemen aklımıza çok benzer bir AKP vakası daha geliyor, Rahip Brunson. Rahip Brunson ajanlıkla suçlanıyordu. Erdoğan "Bu fakir görevde olduğu sürece bu teröristi kimse alamaz." dedi. Ne tesadüftür ki ABD Başkanı Trump'ın bir "tweet"i sonrası Rahip Brunson'a ev hapsi kararı çıktı. Yetmedi, 26 Temmuz 2018'de ABD Başkan Yardımcısı çok sert bir açıklama yaptı: "Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türk Hükûmeti, size bir mesajım var. ABD Başkanı adına konuşuyorum, Brunson'u derhâl serbest bırakın yoksa sonuçlarına katlanmaya hazır olun." dedi, dolar bir anda 7,28'e fırladı. Trump, 17 Ağustos'ta "Bu iş henüz bitmedi, insanlarımızı alıkoyamazlar." ifadesini kullandı. Tarih 12 Ekim 2018, Rahip Brunson tahliye edildi, oysa o fakir hâlâ o görevdeydi.

Değerli milletvekilleri, AKP'nin dış politikadaki hataları saymakla bitmez. Yine, kralları öldüğünde ulusal yas ilan ettiğiniz, krallarına devlet şeref madalyası verdiğiniz Suudi Arabistan. Önce Osmanlı eseri Ecyad Kalesi'ni yıktı, Türk mallarına ambargo koydu, sonra da Yunanistan'la ortak tatbikat yaptı, Türk okullarını yasakladı; bugün ise Suudi Arabistan'ı ziyareti yine gündemde.

Başka bir örnek ise kongrelere onur konuğu olarak çağırıp kafasından konfeti temizlediğiniz Barzani, Papa'nın ziyareti anısına tasarlanan pulda Türkiye'nin doğu ve güneydoğusunu sözde kürdistan sınırlarına dâhil etmiştir.

AKP'nin dış politikada U dönüşlerinin bir başka durağı ise Birleşik Arap Emirlikleri oldu. İktidar, önce çıkıp Birleşik Arap Emirlikleri'ni 15 Temmuzun finansörü, hain darbe girişiminin suç ortağı ilan etti. Ardından AKP'nin meşhur U dönüşü gerçekleşti. Birleşik Arap Emirlikleri'nden swap anlaşmasıyla para aldık, bu hafta Sayın Cumhurbaşkanı Birleşik Arap Emirlikleri'nde resmî ziyaretlerde bulundu. Yani iktidar, dün "15 Temmuzun finansörü" deyip havuz medyasına "Şerefsizler" diye manşet attırdığı Birleşik Arap Emirlikleri'yle bugün milyar dolarlık anlaşmalar yapıyor. İnsanın aklına geliyor; bugün dostunuz olan, tank palet fabrikasından yalılara, fabrikalardan boğazdaki arsalara, fındık bahçelerinden AVM'lere, Borsa İstanbuldan otellere kadar pek çok şeyi sattığınız Katar yarın düşmanımız olursa ne olacak?

Sayın milletvekilleri, AKP, dış politikada Türkiye'yi oradan oraya savurmaktadır. Orta Doğu'da bizden habersiz yaprak kımıldamaz iddiasından, Orta Doğu'da esen rüzgârdan nasıl korunacağız sürecine girildi. Orta Doğu'da AKP'nin hayalleri olan Tunus'ta El Nahda, Libya'da Geçici Konsey, Mısır'da Mursi, Gazze'de Meşal, Filistin'de Hamas, Suriye'de Esad'ın düşme ihtimali, hepsi yalan oldu. Emevi Camisi'nde namaz kılınamadı, Arap Baharı kışa döndü, AKP'nin politikası ülkemize milyarlarca dolara mal oldu. Ülkemizin kaybolan itibarı ise cabası oldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

DURSUN ATAŞ (Devamla) - Sayın milletvekilleri, diğer bir önemli mesele Doğu Türkistan. Çin, soydaşımız ve dindaşımız olan Uygur Türklerine acımasız zulümler uygulamaktadır. Dilleri, dinleri, bütün özgürlükleri kısıtlanan Uygurların tek umudu Türkiye, dış politikada Doğu Türkistan'ı görmezden gelmektedir. Filistin'den Arakan'a ümmetin haklarının savunucusu olduğunu iddia eden partinin yönettiği bir ülkede, Müslüman Uygur Türklerinin toplama kamplarına kapatılması, sistematik işkencelere, tecavüzlere uğraması neredeyse haber bile olmamaktadır. AKP iktidarı Doğu Türkistan'ı, orada yaşanan zulmü görmezden gelmeye devam etmektedir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin güçlü bir dış politika birikimi vardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DURSUN ATAŞ (Devamla) - Başkanım, müsaade eder misiniz.

BAŞKAN - Evet, selamlamayı da gelenek hâline dönüştürdük, hadi siz de selamlayın.

DURSUN ATAŞ (Devamla) - Peki.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün dış politikası, dış politikaya ilişkin öğütleri, çizdiği yol haritası bugün de hâlâ geçerlidir, uymak gerekir. Çünkü dış politika hata kaldırmayan bir alandır; ciddiyet ister, kişisel dostluklara dayalı dış politika değil, güçlü, millî, tutarlı ve istikrarlı bir politika izlenmelidir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)