GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:56
Tarih:22.02.2022

HDP GRUBU ADINA NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, Birleşmiş Milletler, dünyada birçok yerde ana dillerin yok olmasıyla karşı karşıya olduğumuz için UNESCO tarafından 21 Şubat Ana Dili Günü olarak ilan edildi. Peki, ne oluyor? Niçin ana diller yok oluyor? Ya birileri asimilasyona uğrattığı için ya birileri inkâr ettiği için ya da yok gördüğü için. Peki, dünya, zenginlik, bu zenginliği var edenler ne yapıyor? Dillerini yaşatmak için ellerinden gelen olanağı sağlıyorlar.

Birleşmiş Milletler bu günü ilan ederken ne diyor taraf ülkelere? Diyor ki: "Sizin -sadece bu günü kutlamak için değil- bugün inkâr edilen, gasbedilen, yerleri işgal edilen, ana dillerinin gelişimi için olanak tanınmayan yerlerde eğitim alanında, kültür alanında her türlü kolaylığı sağlamanız lazım." Peki, yapılıyor mu? Yapılıyor. Peki, yapılmayan yerler var mı? Var. Yapılmayan yerlerde ne oluyor? İşte, kutuplaşma, ayrımcılık, nefret ve kin. Bir de ne var? Göstermelik -hani o tırnak içinde "sözde" çok kullanılıyor ya- sözde yapılanlar var. Ben şimdi bu kürsüde Kürtçe konuştuğumda stenograflar (x) diye yazacak. Desem ki "..."(x) bu "Ana Dili Günü kutlu olsun." desem (x) diye geçecek.

Bir taraftan tercihli dil serbest ama ana dille eğitimle ilgili, özellikle Kürtçeyle ilgili talepler "nefret" "terör" "ihanet" diye tanımlanıyor ama ne oluyor? Cumhurbaşkanı daha on gün önce bir açıklama yaptı, ne dedi? "Terör, insanların sadece canına, malına, özgürlüğüne kastetmekle olmaz, milletlerin varlığının ve devamlılığının teminatı olan dilini, edebiyatını, kültürünü bozmak da bir çeşit terördür." Ve devam etti, dedi ki: "Bütün hak dinlerde ana dilini kullanmak, eğitimini vermek haktır." Peki, Türkiye'de nasıl? Siz ana dille ilgili ikircikli politikalar oynarsanız, kayyumlar, kaymakamlar, valiler oturdukları gibi Kürtçeye yönelik baskılar geliştirirler. Aslında ne yapılması lazım? Biz barışı getirmek istiyorsak, Birleşmiş Milletler de bunu söylüyor, ana dillerin kullanılması lazım, desteklenmesi lazım, geliştirilmesi lazım ama Türkiye'de böyle bir yaklaşım yok, tam tersine Anayasa buna engel olmakta. Bakın, size bir örnek vereyim: Plan ve Bütçe Komisyonunda biz Halkların Demokratik Partisi olarak çok dilli eğitimin verilmesi için Millî Eğitim Bakanlığının bütçesinin 10 milyon lira artırılmasını talep ettik, reddedildi. Ne için? Çok dilliliğe karşı çıkıldığı için. Ana dille ilgili her söylem aslında bir yaraya, bir travmaya dönüşüyor.

Hepimizin bildiği bir olay var. 11 Şubatta bir anneyi kaybettik, burada onu saygıyla analım, İpek ana. İpek ana Kamber Ateş'in annesiydi, Sivas'ta yaşayan bir anne, tek kelime Türkçe bilmiyordu, oğluyla görüşmeye gidemiyordu. Kızıyla beraber görüşmeye gittiğinde oğlunun gözlerinin içine baktı; durdu, durdu tek dediği şuydu: "Kamber Ateş, nasılsın?" Biraz geçti: "Kamber Ateş, nasılsın?" 3 kez tekrarladı. Ve Kürtçeyle ilgili ilk konuştuğunuzda ne denildi? "Anneler ağlamasın." Ama şimdi siz "Anneler ağlamasın." değil... Anneler konuşamıyor ve tek verdiğiniz örnek: "Cezaevinde Kürtçe serbest." Ama cezaevinde Kürtçe radyo dinlemek yasak, cezaevine Kürtçe yayın sokmak yasak. Ape Musa ıslık çaldığı için yasaktı, Leyla Güven ve arkadaşları orada Kürtçe halay çektikleri için hücre cezasına çarptırılıyor. Bu, işte, ikirciklidir. Bu, işte, Kültür Bakanlığının izniyle daha önce oynanmış oyunun, Fatih Belediyesince yasaklanan oyunun, "Beru" Yüzsüz oyununun bir yansımasıdır. Dilde ikiyüzlülük olmaz; desteklemek lazım, geliştirmek lazım.

Biz, sadece Kürtçeyle ilgili değil, bütün dillerle ilgili, yok olacak dillerle ilgili ne diyoruz? Gelin, araştıralım; gelin, hangi yasaklar var, hangi engeller var, kaldıralım. Ülkede barışı istiyorsak en başta Kürtçeyle ilgili düzenlemeyi yapalım. Çünkü şunu söylüyoruz: Kürtçeye gösterilen saygı Kürt'e gösterilen saygıdır. Bu konuda adım atarsak bütün dillerle ilgili adım atmış oluruz ama bunu görmezsek, inkâr edersek, görmezlikten gelirsek hiçbir ilerleme sağlayamayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - İnişli çıkışlı olmaz, en başta, burada adım atmamız lazım çünkü biz şunu söylüyoruz: Ana dilli eğitimler, ana dille ilgili yapılan düzenlemeler ülkelere demokrasiyi getirmiştir, ülkelere barışı getirmiştir; ülkelerde kutuplaşmayı, ayrımcılığı, nefreti önlemiştir. Herkes ana dilinde eğitim hakkına sahip olmalıdır. Bütün diller dünya varlığının zenginliğidir. Dünya varlığının zenginliğini Türkiye'de bir mezarlığa, çöle dönüştürmeye kimsenin hakkı yoktur. Bunun mücadelesini sürdüreceğiz ve bu mücadeleyi de onurlu bir şekilde sürdüreceğiz. Bugüne kadar da bütün dillerle ilgili ve Kürtçe'yle ilgili yapılan çalışmaları biz desteklediğimiz gibi bunun araştırılıp Türkiye'deki bütün engellerin kaldırılmasını istiyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)