GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fildişi Sahili Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşma ve Anlaşmada Değişiklik Yapılmasına Dair Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:56
Tarih:22.02.2022

MHP GRUBU ADINA TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, 194 ve 261 sıra sayılı Kanun Teklifleri üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Türk milletini ve Gazi Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

Küreselleşmeyle birlikte ortaya çıkan ve siyasetin hâkim biçimi olma konusunda bir hayli mesafe kateden küresel siyaset anlayışı, şüphesiz uluslararası ilişkilerin de belirleyici unsurları arasına girmiştir. Sadece ulusal çıkarların gözetildiği bir siyaset anlayışıyla Afrika başta olmak üzere yeni dünyanın birçok noktasında varlığını hissettiren küresel siyasetin etkin aktörlerinin sömürgeci anlayışından en çok etkilenen kıta ise hiç şüphe yok ki Afrika Kıtası olmuştur.

Tarihî ve kültürel bağlarımız asırlar öncesine dayanan, ekonomik ve siyasi ilişkilerimiz sağlam temeller üzerine bina edilen birçok ülkenin bulunduğu Afrika Kıtası ile Türkiye arasında ilişkilerin güçlendirilmesi hiç şüphe yok ki gerekliliğin ötesinde tarihî bir sorumluluk olarak da karşımıza çıkmaktadır.

21'inci yüzyılın ikinci yarısından itibaren uluslararası sistem içerisinde daha etkin rol oynamaya başlayan Afrika ile ülkemiz arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesindeki tarihî sorumluluğumuzu ortaya çıkaran "gönül coğrafyası" kavramımızın bir gereği olduğu da muhakkaktır.

Hâlihazırda devletimizin Türk milletinin tecrübelerini de ortaya koyan toplumsal, siyasi, kültürel birikimlerle, sahip olduğu imkân ve kaynakları, Afrika ülkelerinin boğuştuğu sorunları çözmek için kullanması, karşılıklı fayda temelinde şekillenen Türkiye-Afrika ilişkilerine büyük merhale katettirmiştir. İkili ilişkilerle başlayan münasebetler zamanla bölgesel bir hâl almış, kıtasal ve küresel boyutlarıyla da güçlü bir ilişki ağının örülmesi için çalışmaların devam ettiği bilinmektedir. Tarihsel temeli oldukça sağlam olan Afrika'yla ilişkilerde en büyük referansımız hiç şüphe yok ki aziz ecdadın bölgeye vurduğu Türk mührüdür. Tarihleri boyunca kapılarını açtıkları her millet tarafından sömürülen, insani olarak hor görülen, her türlü psikolojik harekât ve savaş taktiklerinin uygulama sahası hâline getirilen, uluslararası hırsların mücadele arenası olan bu yaşlı kıtanın bizi kucaklaması, yaşlı kıtada Türk'ün her zaman beklenen olması da bu yüzdendir. Diğer ülkelerin aksine, kıtaya ayak basan Türk devletleri her zaman adaletiyle nam salmış, yükselttiği refah düzeyiyle takdir edilmiş, sağladığı güvenle de imzasını hiç silinmemek üzere gönüllere nakşetmiştir. Zaman zaman bu imzanın üstü konjonktürel çalışmalar, gelişmeler sebebiyle tozlanmış olsa da son yıllarda bu tozun ortadan kaldırıldığını görmek elbette sevindiricidir.

Kıymetli büyükelçiliklerimizin samimiyet ve muhabbetle çalışmalarının yanında TİKA, AFAD, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı, Diyanet Vakfı, Anadolu Ajansı, Türk Hava Yolları gibi kurumlarımızın bölgedeki varlıkları da bağların kuvvetlendirilmesinde büyük katkılar sunmaktadır. Hele hele, uluslararası sistemin yeni denge arayışları içerisinde olduğu bir dönemde, jeopolitik önemi daha da artan ve kollarını açmış bir şekilde bizleri bekleyen Afrika ülkelerinin çağrısına cevap vermenin millî bir görev olduğu inkâr edilemeyecektir. Geçmişte emperyalist iştahların mağduru olan Afrika'nın bugün çok daha büyük bir tehdit altında olduğu da göz önünde bulundurulmalıdır. Geçmişte emperyalist, ırkçı, sömürgeci bazı devletlerin psikolojik harekâtlarına, propagandalarına ve katliamlarına maruz bırakılan bu ülkeler bugün ise devlet dışı birçok aktörün de bu minvalde girişimlerine muhatap kalabilmektedir. Bu sebeple, Afrika Kıtası'yla güçlendirilen ilişkilerin önemi sadece siyasi değil aynı zamanda da insani bir görev olarak karşımıza çıkmaktadır. Şüphesiz, tesis edilecek sağlam ilişkiler, kaybolan uluslararası düzenin tesis edilmesine de katkı sunacaktır. Salt güçle kendi çıkarları doğrultusunda dayatmalarda bulunanlara karşı Türkiye'nin kurduğu ilişkilerde ahlaki veri olarak kullanması dünya kamuoyunun gözünden ve dikkatinden kaçmamaktadır.

Kurulan ve kurulacak olan siyasi ilişkilerin yanı sıra, oluşturulacak ticaret köprülerinin hacminin genişletilmesi de büyük önem arz etmektedir. Şüphesiz, son yıllarda Afrika Kıtası'yla gerçekleştirilen toplam ticaretin 10 milyar doların üzerinde seyretmesi, Türk müteahhitlik firmalarının üstlendiği proje hacminin 71,1 milyar dolar düzeylerinde seyretmesi çok önemli bir başarıdır; elbette yeterli değildir. Salgın etkisinin yavaş yavaş ortadan kalktığı da göz önünde bulundurulursa kıtayla olan ticari ilişkilerimizin çok daha iyi yerlere taşınacağından hiç şüphemiz bulunmamaktadır. Son yıllarda izlenen kararlı ve Ankara merkezli dış politika sayesinde, Afrika'yla aramızda bir engel gibi görünen Akdeniz'in, Afrika'yla aramızdaki kopmaz hukukun bir nişanesi hâline geldiği görmezden gelinemeyecektir. Özellikle, Afrika Kıtası'nın Akdeniz'e, oradan da tüm dünyaya açılan kapısı olan Libya'da sağlanan istikrarın başkahramanı olan ülkemizin, Kuzey Afrika'da da aynı tecrübelerini paylaşmak için hazır olduğu bilinmelidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğer bugün hâlâ bir Afrika ülkesine gidildiğinde duvarda ecdadın simgesi tuğralar asılı duruyorsa, bugün hâlen bir Afrika ülkesine gidildiğinde yabancı devlet ricali Türkiye'nin inşa ettiği mimari yapıların altında karşılanıyorsa Türk'e olan muhabbet bitmemiş, Türk'e olan hasret eksilmemiş demektir. Mevlâna'nın dediği gibi "Aradığın seni arayandır." Gönül coğrafyamızda yaşayan dost ve kardeş ülkelerle aradığımız muhabbet şüphesiz onların da beklediği muhabbettir.

Bu duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi saygı ve muhabbetlerimle selamlıyor, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fildişi Sahili Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşma ve Anlaşmada Değişiklik Yapılmasına Dair Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi" ile "Türkiye Cumhuriyeti ile Fas Krallığı Arasındaki Serbest Ticaret Anlaşmasını Tadil Eden Anlaşmanın Notalarla Birlikte Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi"nin hayırlı olmasını diliyorum. Bu kanun teklifinin Afrika, Akdeniz ve İslam âleminin önemli bir üyesi olarak gördüğümüz, hâlihazırda 160 Türk firmasının faaliyet gösterdiği, tarihin seyrini değiştiren, stratejilerimizin merkezi olan Fas'la ilişkilerimizi güçlendirmesini de ayrıca umut ediyorum.

Tekrar selam, saygı ve muhabbetlerimi iletiyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)