GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fildişi Sahili Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşma ve Anlaşmada Değişiklik Yapılmasına Dair Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:56
Tarih:22.02.2022

HDP GRUBU ADINA GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bu Meclis ne için var? Yurttaşlarımız bizi ne için seçti? Dertlerine derman olalım diye, öyle değil mi? Peki, Meclisin gündemi ne olmalı arkadaşlar? Vatandaşın derdi olmalı yani Meclisin gündemi halkın gündemi olmalı.

Şimdi, çarşıya pazara çıkıyorsunuz arkadaşlar, gerçi AKP'liler çıkamıyor ama biz çıkıyoruz; halkın gündemi ne arkadaşlar? Halk "Geçinemiyorum." diyor, "Mutfakta tenceremi kaynatamıyorum." diyor, "Faturalarımı ödeyemiyorum." diyor, "Açım, açıktayım." diyor, Mecliste ne konuşacağız arkadaşlar şimdi? Fildişi Sahili'yle yapılan bir ekonomik anlaşmayı konuşacağız. Halkın gündemi ne, Meclisin gündemi ne! Şuraya bakıyorum, sahneye, 280 AKP vekilinden yalnızca 4'ü burada. Neymiş? Saraydan ferman gelmedi, ne yapacağız? Fildişi Sahili'yle yapılan bir anlaşmayı görüşeceğiz.

Değerli arkadaşlar, ben bu durumdan dolayı utanç duyuyorum, tüm milletvekilleri de utanç duymalı. Bakın, çarşıda, pazarda yangın varsa, mutfakta yangın varsa, halkın gündemi Meclisin gündemi de olabilmelidir.

Bakın, arkadaşlar, ben evimin alışverişini kendi yapan bir insanım. Halk pazarına gidiyorum, 20 liranın altında sebze yok, 10 liranın altında meyve yok. Mahalle marketine gittiğimde 5 litrelik yağın 120 lira, 150 lira olduğunu görüyorum. Yurttaşlarımız bunları alamıyorlar, tencerelerinde kaynatamıyorlar. Biz ne yapmalıyız? Sosyal bir devletiz değil mi? Bu noktada kamu devreye geçmeli. Peki iktidar ne yapıyor bu durumda arkadaşlar? Bakın, bu fotoğraftaki durumu yapıyor. Ne yapıyor iktidar? Marketlere zabıta gönderiyor "Fiyatları yükseltmeyin." diyor, halka yanlış hedef gösteriyor.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Ne yapsın, göndermesin mi marketlere? Denetlemesin mi yani, onu mu istiyorsunuz?

GARO PAYLAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, çiftçi ekemezse yani yeterli hıyar olmazsa hıyarın fiyatı nasıl düşer arkadaşlar? Çiftçi ekemezse, yeterli kabak yoksa, patlıcan yoksa bunun fiyatı nasıl düşer? Gübre fiyatları yüzde 300 artmışsa, siz markete gidip "Ya, bu fiyatı düşür." derseniz marketçi de şunu söyler: "Arkadaş, benim maliyetlerim arttı, ben bundan dolayı zam yapıyorum." Ya, polisiye tedbirlerle fiyatların düştüğü dünyanın neresinde görülmüş arkadaşlar? Mal yeterliliği varsa, yeterli kabak varsa, patlıcan varsa fiyatı düşer; arz-talep meselesi. Ama üretim yoksa, çiftçi üretimden kopmuşsa, üretemiyorsa, tarlasına gübre atamıyorsa, yem alamıyorsa hayvanına yeterli üretim olmaz. İşte, bu noktada iktidar yine yanlış hedef gösteriyor. Üç yıl önce soğan üreticisine "terörist" demişti, öyle değil mi? Soğan depoları basılmıştı. Ne oldu? Fiyatlar düştü mü? Düşmedi. Sonra halcileri hedef gösterdi, halcilere "terörist" dedi hatta, öyle değil mi? "Aracılar fiyatı yükseltiyor." dedi. Ne oldu, hallere baskın yaptınız, fiyatlar düştü mü? Düşmedi. Geçtiğimiz yıl zincir marketleri hedef gösterdiniz, cezalar yazdınız, fiyatlar düştü mü? Düşmedi arkadaşlar. Şimdi yeniden marketlere zabıta gönderiyor, efendim, marketleri hedef gösteriyor. Millet hedefin kim olduğunu çok iyi biliyor değerli arkadaşlar. Sizin yanlış ekonomi politikalarınız yüzünden şu anda yurttaşlarımız açlıkla, sefaletle karşı karşıya.

Şimdi, bu noktada ne yapmalı bir Meclis? Halkın alım gücünü korumalı, öyle değil mi? Gerek çiftçinin üretim yapabilmesi için şartları korumalı gerekse enflasyon canavarının altında inim inim inleyen vatandaşın alım gücünü korumalı.

Bak, biz bir yasa teklifi verdik, asgari ücretin üç ayda bir belirlenmesi için yasa teklifi verdik. Ey AKP Grubu, ey MHP Grubu; neden bunu gündeme almıyoruz, neden bunu gündeme almıyoruz?

Bak, asgari ücreti 4.250 lira yaptınız. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez -ilk kez, bakın, iddiayla söylüyorum- asgari ücret daha işçinin cebine girmeden açlık sınırının altına düştü, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez oldu. Geçtiğimiz yıl asgari ücret 2.825 lira yapıldığında 7'nci aya kadar açlık sınırının altına düşmemişti, yedi ay dayanmıştı ama artık bunların "maşallah" dediği kırk gün dayanmıyor. Kırk gün önce "müjde" diye belirttiğiniz 4.250 lira asgari ücret daha işçinin cebine girmeden açlık sınırının altına düştü arkadaşlar. İşte, bu açıdan Meclisin gündemi asgari ücretin 3 ayda bir belirlenmesi olmalı değerli arkadaşlar.

Başka ne olmalı Meclisin gündemi? Meclisin gündemi Fildişi Sahili'yle ilgili anlaşma mı olmalı? Fas Krallığı'yla ilgili anlaşma mı olmalı? Ne olmalı arkadaşlar? Emeklilikte yaşa takılanlar olmalı. Niye bekletiyorsunuz emeklilikte yaşa takılanları? Bak, yıllardır umut veriyorsunuz "Getirdik, getireceğiz." diye. Seçim ağzına bırakıyorsunuz değil mi EYT'lileri? Gelin, şimdi görüşelim, emeklilikte yaşa takılanları emekli edelim. Yapamıyorsunuz, neden? Çünkü tercihlerinizden vazgeçmiyorsunuz. Yandaşlarınıza para aktarmaya devam ettiğiniz sürece, 5'li çeteye para aktarmaya devam ettiğiniz sürece emeklilikte yaşa takılanları emekli edemiyorsunuz. Bak, öğretmenler atama bekliyor. Meclisin gündemi ne olmalı? Atanamayan, atanmayan öğretmenler olmalı değil mi? Gelin, "200 bin öğretmeni derhâl, her yıl da 100 bin öğretmen atayalım." diyoruz. Bak, "600-700 bin öğretmen atama bekliyor, derhâl bunları atayalım, kanuni düzenleme yapalım." diyoruz. "Yapamayız." diyorsunuz. Neden? Aşırı güvenlikçi savaş politikalarından vazgeçmediğiniz için. Bütçeden 250-300 milyar lira savaş politikalarına gidiyor. Gelin, "Barışçıl politikalara dönelim. Emeklilikte yaşa takılanları emekli edelim. Atanamayan öğretmenleri atayalım, bunun yasal görüşmelerini de yapalım." diyoruz. Siz ne diyorsunuz? "Saraydan ferman gelmedi." Sayın Cumhurbaşkanı Afrika'da ve oraya ekonomik programı anlatmaya gitti; e, "Ferman gelmedi, biz bir şey görüşemeyiz." diyorsunuz yani Meclisin iradesi yok diyorsunuz değerli arkadaşlar.

Bakın, 3600 ek gösterge bekliyor. Ya, bir yıl önce söz verdiniz, ta seçim zamanı sözü vermiştiniz, bir yıl önce de "Çalışıyoruz." dediniz; neden Meclisin gündemine gelmiyor 3600 ek gösterge? Bak, bütün siyasi partilerin önergesi var, yasa tekliflerimiz var; hadi gündeme alalım, var mısınız? Yoksunuz. Neden gündeme alamıyoruz ey AK PARTİ, neden? Çünkü saraydan ferman gelmedi. Bir sebebi daha var, tercihlerinizi değiştirmiyorsunuz; hâlâ lüks arabalarla geziyorsunuz saraylarda, binlerce lüks araba saltanatından vazgeçmediniz, saraylarda yaşıyorsunuz, yandaşlarınıza üçer, beşer maaş veriyorsunuz. Bunları değiştirmediğiniz için 3600 ek gösterge yasası bu Mecliste görüşülemiyor.

"En düşük emekli maaşını 2.500 lira yaptık." dediniz değil mi? Emekliler de kısmen sevindi, 1.500 liradan 2.500 lira yaptınız. Ya, kaşıkla verdiğinizi kepçeyle daha bir ayda geri aldınız. 2.500 lira nedir bugün arkadaşlar ya? Eridi, gitti. Bir emekli faturalarını ödemeye kalksa 1.500 lira tutuyor, 1.500-2000 lira kira vermeye çalışıyor. E, taş mı yiyecek bu emekliler arkadaşlar? Bunu düşünmeyecek mi bu Meclis? En düşük emekli maaşını en azından asgari ücret seviyesine yükseltmek için yasa teklifi verdik biz, hadi buyurun görüşelim; niye Fildişi Sahili'ni görüşüyoruz? Neden Fas Krallığı'yla yapılan anlaşmayı görüşüyor bu Meclis arkadaşlar? Halk aç, aç; uyanın değerli vekiller. Bak, AKP'liler halkın karşısına çıkamıyor, "Çarşıda, pazarda yok." diyor yurttaşlarımız. Niye? Gitmeye yüzünüz yok. Bak, yurttaşlarımıza elektrik faturaları gönderiyorsunuz. Yurttaşlarımız diyor ki: "Ben faturaları ödeyemiyorum." Ve ne diyor biliyor musunuz ey AKP'liler? "En büyük faturayı biz sandıkta AKP'ye keseceğiz." diyorlar.

Değerli arkadaşlar, bak, yasa teklifi verdik, "Tüm yurttaşlarımıza ihtiyaç sınırına kadar elektriği, doğal gazı, suyu, interneti ücretsiz verelim." dedik. Neden bu Meclisin gündemi bu olmuyor arkadaşlar? Bak, 100 milyar liraya çözebiliyoruz bunu. Tüm yurttaşlarımızı faturalardan kurtarabiliriz ama yok, siz "Yandaşlara para aktarmaktan vazgeçemiyoruz." diyorsunuz değerli arkadaşlar. Bak, Kredi ve Yurtlar Kurumuna 6 milyon gencimiz borçlu, hayata borçlu başlıyorlar. Yasa teklifi verdik, "Gelin, Kredi ve Yurtlar Kurumunun borçlarını silelim." dedik, yok "Kaynak yok." diyorsunuz. Ya arkadaşlar, kaynak var. Bu ülke dünyanın en zengin ülkelerinden birisi olabilir ama ortada bir yolsuzluk çarkı varsa orada kaynak olmaz, hırsız evin içindeyse orada kaynak olmaz. Gelin, Kredi ve Yurtlar Kurumuna borçlu gençlerimizin borçlarını silelim. Bunu yapabiliriz, bunu gündemimize alabiliriz.

Değerli arkadaşlar, Sayın Nebati kırk gün önce Türkiye ekonomi modelini açıkladı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

GARO PAYLAN (Devamla) - Bunların "maşallah" dediği kırk gün yaşamıyor. Sayın Nebati de "Gözlerimdeki ışıklara bakın." demişti, gözlerinin feri söndü. Aynı zamanda 84 milyon yurttaşımızın da gözünün feri söndü Sayın Nebati'yle birlikte. AKP zaten büyük bir zulüm düzeni kurmuştu, yurttaşlarımız ekonomik olarak sıkıntılar yaşıyordu ama "Türkiye ekonomi modeli" denen ucube sistem Türkiye'yi daha da batırdı.

Değerli arkadaşlar, üç yılda 3 bakan eskittiniz tek adam rejimiyle. 4 Merkez Bankası Başkanı gitti, 5 TÜİK Başkanı gitti. Bak, ekonomi dikiş tutmuyor. Bu açıdan behemehâl bu modelden vazgeçmeliyiz ve saraydaki zalim düzene karşı Meclisin mutlaka irade almasını sağlamamız lazım değerli arkadaşlar.

Hepinize saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)