GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Macaristan Hükümeti Arasında Yolcu ve Eşyanın Karayolu ile Uluslararası Taşınmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:56
Tarih:22.02.2022

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; uluslararası anlaşmaları görüşüyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bugüne kadar Türkiye'nin çıkarına ve yararına olan bütün anlaşmaları sonuna kadar destekledik, bugünden sonra da desteklemeye devam edeceğiz; bunu tartışmayız, tartıştırmayız bile. Ama ben bugün size ülkemizin başına açılan ve açılması muhtemel olan diğer uluslararası rezilliklerden bahsetmek istiyorum.

Öncelikle, Mersin Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Profesör Erdal Baykan, bu vatandaş 2015 yılında AKP Adana milletvekili aday adayı olmuş, milletvekili adayı gösterilmemiş, daha sonra gelmiş Mersin Üniversitesinde dekan yapılmış ve çıkmış, birkaç gün önce ne diyor biliyor musunuz? Dikkatli dinleyin sayın milletvekilleri, Mersin'de Suriyeli öğrenciler için düzenlenen bir törende konuşuyor: "Suriyeli kardeşlerimizin Hafızlık İcazet Törenine katıldık -iyi, güzel- Halep'in, Şam'ın yurdumuz olduğunu, Mersin'imizin Halep'in nahiyesi olduğunu, bugün burada misafir değil ev sahibi olduklarını söyledik." Bunun neresi millî, neresi yerli, bunu söyleyin. (CHP sıralarından alkışlar) Bir de utanmadan diyor ki: "Her şey aslına döner." Orada duracaksın arkadaş, Mersin, ne zamandan beri Suriye'nin bir vilayeti oldu, nahiyesi oldu, ne zamandan beri Halep'in nahiyesi? Mersin'in aslı neymiş, neye dönecekmiş, hesap vereceksin. (CHP sıralarından alkışlar) Bir de diyor ki: "Suriyeliler misafir değil, ev sahibi." Bu kafaya bakar mısınız, demek ki biz misafirmişiz. İleride bu adam kalkacak diyecek ki: Ey Mersinliler, misafirsiniz, hadi bakalım, yallah!

Bakın arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir şehri olan Mersin'i Suriye'ye aitmiş gibi gösteren ve sığınmacıları da Türkiye'nin sahibiymiş gibi lanse eden bu dekanı neden görevden almıyorsunuz? Neden sesiniz çıkmıyor? Neden AKP'nin ve milliyetçi olduğunu söyleyen ortağının bu konuda bir yorumu yok, bir sesi çıkmıyor? Yoksa siz de aynı görüşte misiniz, lütfen açıklayın.

Bakın, sığınmacı konusu Türkiye'nin artık en önemli sorunlarından biridir. Büyükşehirlerde milyonlarca sığınmacı var. Bunlar misafir, misafir de misafirliklerini bilmiyorlar. Denetim yok, kim nerede, ne yapıyor bilen yok. Geldiği yerde sabıkalı mıydı, suç işledi mi, hiç kimse bilmiyor. Canı isteyen istediği şehre gidiyor, istediği şehirde oturuyor, vergi vermeden dükkân açıyor. Dünyanın neresinde böyle bir manzara var arkadaşlar? Afrika'nın kabile devletleri bile sınırlarını daha iyi korur. Süleyman Soylu, Sayın Bakan, belediye başkanlarımızı röntgenleyeceğine sınırları izle. Sana muhalif yazarları avlayacağına belinde kemer şeklinde kılıçlarla gezen sığınmacıları yakala, sınır dışı et.

Değerli milletvekilleri, sizlere bazı sorularım var: Şu an Türkiye'de kayıtlı, kayıtsız kaç tane sığınmacı var? Bunlar hangi kentlerde? Bunlardan AFAD'ın rakamları dışında kaydı olmayanlar kimler biliyor musunuz? Suriyeliler mi, Afganlar mı, İranlılar mı? Hayır, hiç kimse bilmiyor. Bu konuda elimizde gerçekçi veriler yok; AKP de bilmiyor, saray da bilmiyor, bilen yok. Peki, en önemli sorum: Yüz binlerce insan akın akın Türkiye'ye geldi, gelmeye devam ediyor. Bu insanlar arasında terörist var mı, biliyor musunuz? Hayır. Çocuk tecavüzcüsü var mı, biliyor musunuz? Hayır. Suç işleyenler var mı, suça bulaşanlar var mı, biliyor musunuz? Hayır, bilmiyorsunuz, umurunuzda da değil. Allah aşkına, devlet böyle mi yönetilir? Peki, dün bazı gazetelerde yayınlandı "Çocuklara tecavüz eden Afgan mafya lideri, çeteci Türkiye'ye geldi." diye. Bu nedir ya! Bir çocuk tecavüzcüsünü Türkiye'nin sınırları içine nasıl alıyorsunuz? Yazıktır, günahtır! (CHP sıralarından alkışlar) Anneler babalar çocuklarını gözlerinden bile sakınıyor, siz elin tecavüzcülerini Türkiye'ye getiriyorsunuz.

Bakın, sayın milletvekilleri, defalarca önerge verdim, ben soruyorum: Türkiye'de şirket kurarak kaç kişi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu? Şirketleri birbirine devrediyorlar, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını alıyorlar veya sözde, 250 bin dolar veriyorlar ya da vermiyorlar, bir ev alıyorlar, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oluyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

ALPAY ANTMEN (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bir kere, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı bu kadar ucuz değil; bu ülke kanla, savaşla elde edildi, hiç kimseye Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını peşkeş çekemezsiniz. (CHP sıralarından alkışlar) Soruyorum, defalarca sordum: Hangi şirket sahipleri Türk vatandaşı oldu? Hangi gayrimenkulleri alıp Türk vatandaşı oldular ve bu Türk vatandaşı olanların içinde suça bulaşanlar var mı, mafya liderleri var mı, yabancı teröristler var mı? Tek bir cevap geliyor, maşallah, Sayın Süleyman Soylu'nun imzasıyla tek bir cevap: "Mevcut kanun ve yönetmeliklere göre işlem yaptık." Daha sonra mahkemeler önünde de tarih önünde de bu cevabı verirsiniz, hesabını size bu millet soracak diyorum, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)